Açlık , gerçekten sefalet ve açlık üzerine yazılmış en nadide kitap diyebilirim.
Öncelikle biraz
Knut Hamsun’dan bahsetmek istiyorum. Norveç’in edebiyat dünyasına kattığı en önemli isim olan Knut Hamsun yoksul bir ailenin 7 çocuğundan biridir. Küçük yaşlarda mecburen çalışmaya başlamış ancak okuma hevesini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Şimdi önemli olan bir nokta var. Nasıl olur da Norveç’te yoksulluk çeker diye sorabilirsiniz. Zira 19. Yüzyılda hatta kıyılarında petrol bulana kadar Norveç Avrupa’nın en fakir 2 ülkesinden biriydi (diğeri Arnavutluk). 1960’lardan sonra hem petrol hem de yenilenebilir enerji kaynaklarının işletilmeye başlamasından sonra Avrupa’nın en müreffeh ülkesi olmuştur. Dolayısıyla
Knut Hamsun, Norveç’in en bedbaht döneminde yaşamış, yoksulluğu ve açlığı iliklerine kadar hissetmiş bir insandır. Nobel edebiyat ödülünü Norveç’e getirmesine rağmen,
Knut Hamsun Norveç’te halen pek de sevilen bir yazar değildir. Sebebi ise bir Nazi yanlısı olmasıdır. Bu sempatizanlık sadece fikir düzeyinde değil eylem düzeyinde de kendini göstermiştir.
Kitabı incelerken
Knut Hamsun’un siyasi tarafını bir kenara bırakıp sadece ebedi tarafını ele alacağım. Zira kitap gerçekten de aç bir insanın tüm ruh hallerini ortaya koymakta. Kitabın kahramanı (ismini hiç söylemiyor) bir yazardır, geçimini gazetelere makaleler yazarak sağlamaya çalışmaktadır. Maddi durumu oldukça kötüdür. Ödemelerini sürekli geciktirdiği pansiyonlarda kalmakta, günlerce yemek yemeden bir şeyler üretmeye çalışmaktadır. Açlığı o boyuta gelmiştir ki, hasbelkader midesine bir şey girse, midesi bunu kabul etmeyip kusmaktadır.
“…midem artık hiçbir şey almıyordu, yuttuğum tükürük bile öğürmeme sebep oluyordu”. S118
Bazen de açlığını bastırmak için talaş, kumaş gibi şeyleri kemirmektedir. Bir şeyler yiyebilmek için sahip olduğu eşyaları rehine bırakmaktadır. Hatta rehine bırakacak bir şeyi kalmayınca, kabanının düğmelerini söküp onları bile rehine bırakmaya çalışmıştır. Çektiği sıkıntılar onu bazen Tanrı’ya isyan durumuna düşürmektedir. Her işi ters gittiği için Tanrı’yı ona artık iman etmemekle tehdit etmektedir. Deliliğin kıyısında dolaşmasına sebep olmaktadır açlık. Durduk yere bazı insanları peşine düşüp kendi kendine macera yaratmakta sonra yine aklı başına gelmektedir. Kitap bir yandan da aç bir insanın limitlerini nereye kadar zorlayabileceğini de anlatıyor bize. Zira kitabın kahramanı onurlu bir insandır ve açlık onun onurlu bir şekilde yaşamasına müsaade etmemektedir.
Sefil hayatımdan öylesine bıkmıştım ki, daha fazla mücadele etmeye değer bulmuyordum. S.161
Dilenmek zorunda kalmak, onun için ölmekten beterdir. Yaşadığı onca sıkıntıya rağmen onu ayakta tutan şey, hala onurlu bir şekilde yaşadığına inanmasıdır. Kitapta geçen bir kısım bu bağlamda önemli. Çok açtır, ancak gururu yüzünden kimseden para ya da yiyecek isteyemez. Bir gün bir kasaba girer ve sokaktaki bir köpek için kemik ister. Kasap da bir parça kemiği ona verir, o da kemiği alıp bir köşede kemirmeye başlar. Ve tabi günlerce hiçbir şey girmeyen midesi kemik üzerindeki birazcık eti kabul etmez, kusar. Bunca sefalete rağmen, elinden geldiğince diğer inşalara da yardım etmeye çalışır. Zira sefaleti yaşayan bir tek kendisi değildir, 19 yüzyıl sonlarındaki Norveç’te birçok insan hemen hemen aynı durumdadır. Ancak bazen de diğer insanları hakir gördüğü de olur kahramanımızın. Yukarıda da belirttiğim gibi açlık, sinir sistemini zorlamakta, fikirlerini bir uçtan öbür uca savurmaktadır.
Sonuç olarak açlık ve sefalet üzerine okuduğum en iyi kitaplardan biri. Anlatılanların çoğu yazarın başından geçtiği için natüralist tarzda yazılmış bir eser diyebilirim. Bana yer yer
Hasan İzzettin Dinamo da açlığı, sefaleti yaşayıp, bir şekilde hayatta kaldıktan sonra bunu diğer insanlarla paylaşan yazarlar. bu denli etkileyici olmalarının sebebi de bu yaşanmışlıkların kurgu değil gerçeğin kendisi olması.
Açlık kitabı beni de çok etkilemişti, okuduğunda. Bir insan açlığa yada bu kadar sefalete nasıl katlanabilir. . Aynı şekilde Marten Eden 'da
Gerçek hayat hikayeleri yazarların.
Kaleminize sağlık.
Yorumunuz için çok teşekkür ederim @lamia58 Hanım. Evet, açlık gerçekten yaşanmadan bilineyecek şeylerden biri. bunu en iyi anlatanlar da hem kalemi kuvvetli hem de açlık çekmik ve çektiği açlığı unutmamış yazarlar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.