Gönderi

Yeni popülist liderler, ulusal egemenliğin krizde olduğu bir dönemde ulusal liderlik istediklerinin farkındalar. Bu egemenlik krizinin en önemli belirtisi, hiçbir modern ulus-devletin kendi ulusal ekonomisi denebilecek bir şeyi yönetmiyor olması. Bu, en zengin ülkenin de, en fakir ülkenin de ortak sorunu. ABD ekonomisinin azımsanmayacak bir kısmı Çin’in elinde, Çin için Afrika, Latin Amerika ve diğer Asya ülkelerinden gelen hammaddeler elzem, herkes bir ölçüde Ortadoğu petrolüne ihtiyaç duyuyor ve tüm modern ulus-devletler küçük bir sayı oluşturan zengin ülkelerden gelişmiş silah ve mühimmat satın almaya mecbur. Ulusal egemenliğin temeli olarak ekonomik egemenlik, zaten her zaman şüphe duyulacak bir şeydi. Bugün ise, gitgide geçerliliğini yitiriyor. Modern devletlerin koruyup geliştirme iddiasında olacağı bir ulusal ekonominin yokluğunda, devletler ve yönetime talip popülist hareketlerin, ulusal egemenliği icra etmek için kültürel çoğunlukçuluk, etnik milliyetçilik ve içerideki entelektüel ve kültürel muhalefeti bastırma yoluna gitmesi şaşırtıcı değil. Başka bir deyişle, ekonomik egemenliğin her yerde çöküşü, kültürel egemenliğin vurgulanmasına sebep oluyor.
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.