Gönderi

Çocuklara gelince kılını kıpırdatan yok gibi. Rönesans’la bireyin; devrimler ve kurtuluş savaşlarıy­la sömürülenlerle mazlumların ve nihayet yüzyılımızda da “marjinallerin” kıymetini öğrendik. Geçenlerde bir gazete, şimdiki Amerikan başkanının seçilmesini yedimilyon eş­cinsel oya borçlu olduğunu yazıyordu. Marjinaller de ör­gütlü artık.Fakat çocuklar gene bu “hak” mücadelesine katılamıyor. Çünkü kendilerine yapılan haksızlıkların bilincine varana kadar yetişkin oluyorlar ve aynı düzen devam ediyor. Hep onlar adına karar veriliyor. Bu nedenle çocuklar diğer sömürülenlerde olduğu gibi, hiçbir zaman kendilerine yapılan haksızlıkları dile getirme­mişler, getirememişler. Yan yana gelip örgütlenememişler. Bir araya ancak kendileri yöneten yetişkinlerin arzularına uymak, hizmetlerini yerine getirmek için gelmişler; işte Ye­niçerilerin sefere çıkarken peşlerinden sefahatleri için götür­dükleri içoğlanları, işte 1212’de Kutsal Kudüs’e diye yola çı­karılıp köle olarak satılan, satılmayanları açlıktan, hastalık­tan ölmeye mahkûm bırakılan Haçlı Çocuk Seferi, işte 20. yüzyılın Hitler Jugend’i, Sovyetler’in Young Pioneerleri, Tek Yol Islâmcılar ve egemen ideolojilerin mutlak hakimiyetleri­nin süregeldiği okullar.
Sayfa 160Kitabı okudu
·
83 görüntüleme
Sedat Temel okurunun profil resmi
“Özgürlükler verilmez alınır” tarih boyu kullandığımız önemli bir slogan. Ama örneğin köleler hiçbir zaman kendi kavgaları, çabaları ile özgürlüklerini almadılar. Gerek Ame­rika’da, gerekse Avrupa’da köleler, ekonomiler serbest iş­ gücü dolaşımını gerektirdiğinden azat edildiler. En azından ikibin yıllık bir geçmişi olan kölelik, ikibin yıllık öfke, nef­ret ve bilinçlenme sonucu değil; kölelere ihtiyaç kalmadı­ ğından, kapitalizm başka nitelikte bir emek gücü gerektirdi­ğinden ortadan kalktı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.