Çocuklara gelince kılını kıpırdatan yok gibi.
Rönesans’la bireyin; devrimler ve kurtuluş savaşlarıyla sömürülenlerle mazlumların ve nihayet yüzyılımızda da “marjinallerin” kıymetini öğrendik. Geçenlerde bir gazete, şimdiki Amerikan başkanının seçilmesini yedimilyon eşcinsel oya borçlu olduğunu yazıyordu. Marjinaller de örgütlü artık.Fakat çocuklar gene bu “hak” mücadelesine katılamıyor.
Çünkü kendilerine yapılan haksızlıkların bilincine varana kadar yetişkin oluyorlar ve aynı düzen devam ediyor. Hep onlar adına karar veriliyor.
Bu nedenle çocuklar diğer sömürülenlerde olduğu gibi, hiçbir zaman kendilerine yapılan haksızlıkları dile getirmemişler, getirememişler. Yan yana gelip örgütlenememişler.
Bir araya ancak kendileri yöneten yetişkinlerin arzularına uymak, hizmetlerini yerine getirmek için gelmişler; işte Yeniçerilerin sefere çıkarken peşlerinden sefahatleri için götürdükleri içoğlanları, işte 1212’de Kutsal Kudüs’e diye yola çıkarılıp köle olarak satılan, satılmayanları açlıktan, hastalıktan ölmeye mahkûm bırakılan Haçlı Çocuk Seferi, işte 20. yüzyılın Hitler Jugend’i, Sovyetler’in Young Pioneerleri, Tek Yol Islâmcılar ve egemen ideolojilerin mutlak hakimiyetlerinin süregeldiği okullar.