Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

294 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
107 günde okudu
Havalar çok sıcak. İşler yoğun. İkisi bir araya gelince insanı acayip bunaltıyorlar. Gökten düşecek şarıl şarıl yağmur damlalarının serinliğine, yağsa da hem serinlesek hem de işlere ara versek diyerekten, muhtaç bekliyoruz. İnceleme yazmaya başlamadan az evvel her bunaltıcı günde olduğu gibi bunları düşünüyordum. Gök artık isyan derecesindeki kısık sesimizi mi duydu nedir bilmem, biriktirdiği öfkesini büyük bir hınçla etrafa saçmaya başladı. İki gündür bekliyorum yazmak için. Kitabı okuyup, not alıp geçmek istemedim. Fırsattan istifade vakit kaybetmeden yazmanın iyi olacağını düşündüm. Şuan da yağmurun ses’i ve göğün öfke’si altında yazıyorum ya da yazmış olacağım. İlkin kitap hakkında klişe sayılacak şeyleri söylemem lazım. ABD’nin güneyinde yaşayan köklü mü köklü Compson Ailesi’nin(aslında ailenin kızı Caddy üzerinden kitap tüm şekillenmelerini buluyor) dağılışı, çöküşü ya da çürümesi etrafında şekillenen kitap, sonundaki ek kısmını da sayarsak 5 bölümden oluşuyor. İlk üç bölüm farklı karakterlerin ağzından, son iki bölüm de yazar tarafından anlatılıyor. Kitabın ilk bölümüne direk yokuş çıkarak başlıyor, doğal olarak okuma hızınızı yavaşlatıyorsunuz. Ama kitap kademe kademe kolaylaşan bir anlatıma sahip olduğu için ilerleyen bölümlerde hem okuma açısından hem de olayları birleştirme açısından rahatlıyorsunuz. Bu kitabı okuyan ya da okumaya yeltenip bırakan okurların ilk iki bölümde ne sıkıntılar çektiğini gayet iyi tahmin edebiliyorum. İnsan okudukça kitaplardan sızan seslere ve anlama bürünmüş kelimelere karşı daha duyarlı hale geliyor. Kelimeler ve sesler ne kadar doyurucu oluyorsa(kitaplarda standart bir doyuruculuk ölçüsü olamayacağına göre okurun bunlara yüklediği anlamın doyuruculuğu) doğal olarak insanda da ona göre düşünceler doğuruyor. Compson Ailesi’nin içinde bulunduğu durumu nitelerken başta üç kelime kullandım: Dağılma, çöküş, çürüme. Aslında düşünüldüğünde üç kelime de ailenin durumunu karşılıyor. Ama bana göre içlerinde Compsonları niteleyen en iyi kelime ‘çürüme’dir. Dağılanı tekrar toplayabiliriz, çökeni tekrar inşa edebiliriz ama iş çürümeye gelince elimizden bir şey gelmez. Çürüğü kesip atmayı denersiniz ama üstünden zaman geçer tekrar çürümeye başlar. Cioran da boşuna “Hayat yasalarının başında çürüme gelir” demiyor zaten. Aileyi içine alan çürüme her fertte kendini farklı boyutlarda gösteriyor. Şimdi buradan bakıldığında kitabın aslında direk bir aile trajedisini konu almadığını aksine ailede bulunan kişilerin bireysel çürümelerinin ne boyutlarda aileye etki ettiğini söylemek istiyorum. İnsanlık denen şey çoktan çürümeye başlamış, Compsonlar sadece ufak bir doku. Kitabın normalde 4 bölümden oluştuğunu belirtmiştim. Şimdi de bölümler hakkında birkaç şey söylemekte fayda var. Notlarımdan spoiler sayılabilecek kısımları çıkarıp, bölümleri sırasıyla yazdım ama cümleleri düzeltmedim bunu da belirtmeliyim: 7 Nisan 1928: Kitabın en zor okunan kısmı. Olanları adı Benjamin olan zihin engelli bir bireyin ağzından dinliyoruz. Tabii ne kadar olan demek doğru olursa. Takma adları Benjy, Ben, Maury. Bölümün merkezinde kız kardeş Caddy var. Bu bölümde yazarın nasıl anlattığı ne anlattığının önüne geçiyor. Zaten Benjy’nin aklından o an ne geçerse onu okuyoruz. Bazen çocukluğundaki bir ana geçiyor, bazen de şimdiki bulunduğu ana sıçrıyoruz. Bu da bir anlam bütünlüğünü ortadan kaldırıyor. Dolasıyla yazarın Benjy’e bu sıçrayışları nasıl yaptırdığı burada daha önemli. Tesadüftür incelemeye başlamadan önce şuan okuduğum kitapta(#22244013) bir zaman tanımına denk geldim. Yazar diyor ki zaman “...aklımızın aktığı yere doğru akar. Hatta döngüsel bir şeydir...bölünebilir, bilinebilir ve anlatılabilir zaman.” Faulkner’ın zaman anlayışı da kesinlikle bu tanıma birebir uyuyor. Benjy zamanı bölüyor, döngüye bağlıyor, aklının aktığı yere götürüyor, anlatıyor. Ama Faulkner yaşasa idi, kitabı okuyucunca mutlaka sizin de aklınıza gelecektir bu, şunu sormak isterdim: Neden akılsız birinin eline aklın estiği yere giden zamanı verdin? Benjy’nin bir huyu var bir şeyi istemediğinde, düzeni bozulduğunda hemen ağlamaya başlıyor. Başta söylediğim yağmurun ses’i bu yüzden Benjy’nin ta kendisiydi. 2 Haziran 1910: Bu bölümde Quentin anlatıcı rolünü ele alıyor. Erkek kardeş. 18 sene önceye gidiyoruz. Quentin biraz içe dönük ve suçluluk duygusuyla yoğrulmuş. Yine merkezde Caddy var ama Caddy hakkında söyleyeceklerim direk içerik hakkında detaylı bilgiye kaçıyor. Onun için yine sadece bu bölümün nasıl anlatıldığı anlatılabilir. Burada da zaman meselesi ele alınıyor. Yazar açıkça zaman küçük çarkların tik takları arasına sıkışıp kaldıkça ölüdür diye söylüyor bu bölümde. Zaten bölümün başında kol saatinin camı kırılıyor ve Quentin zaman algısından sıyrılıyor. Bu bir sembolik anlam taşır mı bilemem. Dikkat çeken diğer bir nokta bazı paragraflarda noktalama işareti hiç yok. Saramago virgülsüz yazmasıyla bilinir ama maalesef o paragrafların yanında, karşılaştırmak yanlış da olsa, Saramago’nunkiler biraz cüce kalıyor. İlk bölümdeki zorluktan bu bölümde biraz olsun kurtuluyoruz. 6 Nisan 1928: Bu bölümde sert mizaçlı bir karakter var karşımızda. Dediğim dedik, çaldığım düdük modunda. İpler Jason’ın elinde. Erkek kardeş. Kendisi baya da ırkçı. Evde çalışan zencilere rahat vermiyor. Anneleri kardeşler arasında en çok onu seviyor. Yine başta dediğim göğün öfke’si de Jason’ın ta kendisiydi. Bu bölümde anlatım gözle görülür bir biçimde yumuşuyor. 8 Nisan 1928: Son bölüm. Anlatım çok çok daha anlaşılır hâle geliyor. Evde çalışan zenci Dilsey tarafından olaylar anlatılıyor. Daha doğrusu yazar anlatıyor. Ailenin çürümesi tarafsız bir göz tarafından ilk defa okura sunulmuş. Çocukların üstünde annelerinden daha çok hakkı var Dilsey’in. Okusanız evin hanımı o sanırsınız. Gelelim ek kısmına. Her şey burada anlam kazanıyor. Eğer sabredip bitirseniz sabrınızın karşılığını çok iyi bir şekilde alıyorsunuz. Ailenin 1600lerden 1900lere kadar her bireyinin başından geçenler kitaptan daha ilginç. Dilsey evde yaşanılan çürümenin her aşamasına şahit oluyordu. Yazar ek kısmında Dilsey hakkında tek cümle yazmış: “Katlandılar.” Sırf bu cümleyi tekrar okumak için kitaba yeniden başlayabilirim. Keyifli okumalar.
Ses ve Öfke
Ses ve ÖfkeWilliam Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 20202,384 okunma
··
2.427 görüntüleme
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu kitabın yeri benim için de ayrı, zamanında ilk elime aldığımda 15 20 sayfa okuyup bırakıp 2 hafta sonra tekrar elime aldığımda 2 günde bitirmiştim. Senin bu incelemen de kafamda eksik kalmış parçaları yerlerine oturtmamı sağladı. İçerisindeki bilinç akışı tekniği de etkileyici kullanılmış, gerek ilk bölüm gerekse bilinç akışının olduğu bölümler bir kitabın ne kadar farklı karakterlerle zenginleştirilebileceğini kanıtlıyor. Eline sağlık.
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. İlk okumamda baya etkilemişti. Ama ne kadar iyi okumaya çalışsam da bir şeyler eksik kaldı gibi hissediyorum. Bir daha ki okumamda bilinç akışı ve Faulkner'in zaman anlayışını dikkate alıp okuyacağım.
Hilal Taşcı okurunun profil resmi
Okumaya bugün başladım bu kitabı. İnanın zekamdan şüphelenmeye başlamıştım ki yorumları görünce bir rahatlama geldi. 😁 Yorumunuzu okuyunca kitaptaki karakterler zihnimde anlamlaşmaya başladı. Teşekkür ederiz.
K. okurunun profil resmi
"Kelimeler ve sesler ne kadar doyurucu oluyorsa(kitaplarda standart bir doyuruculuk ölçüsü olamayacağına göre okurun bunlara yüklediği anlamın doyuruculuğu) doğal olarak insanda da ona göre düşünceler doğuruyor. " Bu cümleni çok sevdim. "Dağılanı tekrar toplayabiliriz, çökeni tekrar inşa edebiliriz ama iş çürümeye gelince elimizden bir şey gelmez." İnsanın çaresiz kaldığı anlardan biri... Huzur olmayan evde mutluluk da olmaz, doğru hem de çok doğru. Ne yazık ki çevremize şöyle bir baktığımızda huzurlu ev görmek artık çok zor. Yine güzel, nitelikli bir inceleme olmuş Murat, eline sağlık.
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Cümleyi şimdi tekrar okuyunca ben de sevdim. :)) Kitap o çaresizliği çok iyi yansıtıyor bana göre. Hem çaresiz hem huzursuz. Huzurdan tutalım da mutluluğa kadar standartlaşmaz dediğimiz duygular bile standartlaşıyor. Bilmem hal çaresi nedir. Teşekkür ederim. :)
Selda AYHAN AKBAŞ okurunun profil resmi
Ruhen ve fikren çok dağınık bir zaman diliminde elime aldığım bu kitabı bitirdim bitirmesine ama incelemenizi gördüğümde anladım ki ben aslında çok sığ ve eksik ve hatta uçuk bir okuma yapmışım. Aralarda bıraktığım çoğu boşluğu sizin cümlelerinizle tamamlamış hissettim, bütünüyle olmasa da. Ne güzel ifadeler dökülmüş kaleminizden, çok başarılı buldum ve de kıskandım. Yine de bu duygular beni kitaba bağlamaya oldukça yardımcı oldu. "İkinci kez okunacaklar" rafıma bile kaldırabilirim incelemeniz sayesinde. Teşekkürler...
İbrahim okurunun profil resmi
Bende zamanın birinde (hangi ara bilmiyorum) bu kitabı almışım. Kitabın varlığını ise bu incelemeden sonra hatırladım. Kaleminize sağlık. Okuyacağım bir ara :))
BLACK JACK okurunun profil resmi
İlk ve ikinci bölüm bilinç akışının dibi 😁
Merve okurunun profil resmi
Kitap ilgimi çekmemişti normalde, fakat incelemeniz fikrimi değiştirdi. Güzel bir inceleme yazmışsınız, kaleminize sağlık.
Murat Sezgin okurunun profil resmi
"Yüzyılın klasikleri arasına girmiş bir roman" yazıyordu arka kapakta. Bir de hep lisede edebiyat derslerinde duyardık. Ondan hareketle okudum. Okumak için fikrinizi değiştirmenize sevindim. Keyifli okumalar şimdiden.
serpil okurunun profil resmi
Okuyacaktim.bu incelemeden sonra hemen okuyacagim. Inceleme güzel olmus. Tesekkurler
Murat Sezgin okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Keyifli okumalar. :)
Yasin okurunun profil resmi
Benjy'nin bölümünü zor da olsa okudum. Zevk almadım açıkcası. Bu kitap okura zevk alsın diye mi yoksa işkence için mi yazılmış ayrı bir tartışma konusu olur. Ben kitabı bırakıp filmi izlemekle kolaya kaçtım sanırım. Bu kitap "edebiyat" mı yoksa "sinema" mı tartışmasına en iyi örnek olur bence. Elinize sağlık hocam güzel bir inceleme yapmışsınız..
Nur okurunun profil resmi
Zor bir kitap olduğunu bilerek başlamıştım ancak yarım bırakmıştım tabii ki ilk bölümünde.Tam da senin yazında yaptığın gibi bir yüreklendirmeye ihtiyacım vardı.Teşekkürler.
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.