Çatalhöyük'te on bin yıl önce tanrılar kadındı. Ana tanrıçalar hükmediyordu dünyaya. Ama sonra ne oldu? Erkekler dünyayı ele geçirdi. Tabii tanrıların cinsiyeti de değişmeye başladı. Babillilerin Marduk'u, Yunanlıların Zeus'u, İbrahim'in tanrısı, İsa Mesih'in babası, Muhammed Peygamber'in Allah'ı, hepsi erkek oldu. Oysa daha önce Sümerlerde İnanna, Babil'de İştar, Mısır'da İsis, Hititler'de Hepat vardı. İnsanların yazgılarını belirleyen bu tanrıçalardı, onlar bereketin, servetin, mutluluğun, doğurganlığın, gizemin yani yaşamın simgeleriydi. Son on bin yılda erkekler bunları aldılar elimizden, ama hâlâ alamayacakları bir yeteneğimiz var; doğurganlık. Bir insanı dünyaya getirme ayrıcalığı.
Sayfa 293 - Everest YayınlarıKitabı okudu
·
537 görüntüleme
Bence Tanrıları yaratan erkek aklıdır. Kadına duyduğu hayranlık, gerek doğurganlığına gerek cazibesine bakarak tapılası buldu onu. Hayat doğurganlık demekti ve bunun kadınlar tarafından ortaya konması erkeği hayrete düşürdü. Tanrıça figürlerinin çeşitli olması, yani, bir kısmı estetik bir görünüme sahipken bir kısmının çok iri kalçalı ve iri memeli olması erkek bakışının yaratımıdır. Daha sonra rollerin değişmesi ise ekonomipolitik açıdan irdelenmeli bence. İlk "vahşi" insanın duygusal doğası hayatta kalma araçlarının değismesiyle dönüşüme uğruyor ve tanrıçalar yerini tanrılara bırakıyor. Meseleye sosyolojik ve tarihsel veriler ışığında bakıldığında son satırlardaki "erkekler bunları aldı elimizden" türündeki kışkırtıcı dikotomi pek inandırıcı gelmiyor bana. 🤔😊
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.