Çok çocuğum olmasını isterdim derdi, hepsinin de üstü başı yırtık pırtık, kirli paslı olsun'.
Evi kirletsinler, batırsınlar ve bu çocuklar da Zaür’un çocukları olsun.
Sen de, ben de bütün gün onların kirlerini, pisliklerini temizleyelim, kir paslarını yıkayalım, sonra yorulalım, fakat bütün bunlara rağmen yine de birbirimizi sevelim.
Bütün gün çocuklarla uğraşıp nihayet onları uyutalım ve onları uyuttuktan sonra yine visale erelim.
İşte gerçek aşk budur.
Günlük hayatın her türlü ufak tefek kaygılarından, azap eziyetlerinden, kirinden pasın dan sonra eski çılgınlığını sürdüren aşk, hakiki aşktır.
Yoksa kuru kuru kurbanın oluyum demenin hiç bir kıymeti yoktur.