Yakın - O. ARUOBA /Türkiye'nin Nietzsche'sinin kaleminden!
"Ateş, yakabileceği her şeyi yakana dek yanar ancak o zaman söner." (s. 14)
Oruç Aruoba
Yazar,
Şair,
Felsefeci,
Çevirmen,
Editör,
Psikoloji uzmanı,
Doktor...
Bir insan kendini ne kadar yetiştirebilirse o kadar yetiştirmiş, yakın zamanda kaybettiğimiz bir karakter.
Türkiye'nin Nietzsche'si deniyor onun için. Önemli düşünürler ile ilgili çalışmalar kaleme almış, eserlerini edebiyatımıza kazandırmış, Nietzsche, Kant, Rilke, Hume, Von Hentig gibi isimler edebiyatımızda onunla daha bilinir hâle gelmiş. Okuyunca fark edeceksiniz, yalnızca çevirmemiş, kalemi de onlardan etkilenmiş.
"Lütfen bu gece üşümesin."
"Lütfen bu gece acılanmasın."
"Lütfen bu gece rahat uyusun." (s. 129)
Etkilenmiş dediğime bakmayın. Oldukça farklı, kendine has bir üslup kurmayı da başarmış yazar, kelime seçimleri, noktalama işaretlerini kullanımı bambaşka. Şiirle felsefe onun kalemi, düşünce dünyasıyla buluşunca ortaya üzerinde uzun uzun düşünülecek dizeler, satırlar çıkmış. Gözlerinizi kapatıp anlamlandırmaya da çalışabilir "Ya hu ne diyor bu adam," diyerek işin içinden çıkamaya da bilirsiniz. Nietzsche unvanını kolay kazanmamış olsa gerek... 
Böyle Söyledi Zerdüşt'ü kolay okuyabilen, ilk okuduğunda aşabilen kimse var mıdır acaba? Kendi içinde bir derya felsefe. Ya içinde yüzmeyi öğreneceksin ya boyunu aşan sulara girmeyeceksin. Ne der 
Stephen King "İlk rüzgarda uçup gitmeyeceksin."
Ateş Yakana Kılavuz ve Kut Arayana Kılavuz olmak üzere iki bölümden meydana geliyor eser:
"Belki, sonunda, önemli olan, boyuna 'uzak' olandan daha da uzaklaşmağa; 'yakın' olana daha da yakınlaşmağa çalışmak yerine, tersini de -evet, yalnızca 'denemiş' olmak için de olsa -, bütün eksikliği ve fazlalığıyla, bütün hafifliği ve ağırlığıyla, denemek...
Burada, bu, deneniyor."
Her iki bölümde de gerek şiir gerekse düzyazılar yer alıyor. Yer yer uzun, yer yer koca bir sayfada tek bir cümle. Ama öyle bir tek cümle ki sayfalarca okusan ancak o kadar düşündürür seni.
"Ateş yakanın ne çok yakacak şeyi vardır,
Oysa ne az şey yakabilir." (s. 30)
Sizi başka diyarlara götürdüğü gibi başka kitaplara da götürüyor kimi zaman:
"Ateşini kendi haline bırakamazsın, bırakırsan, tükenip söner.
Ateşinden sorumlusun." (s. 23)
Ne derdi 
Küçük Prens: "Ömür boyu sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden."
"İsteyerek ölen kişi ile istemeden ölen insan arasında, temelden, kökten bir fark vardır:
İlki, her şeyin ötesine geçmiş olmakla, huzurludur;
Ötekiyse, hiçbir şeyi çözememiş olmakla, huzursuz."
Ah, ne kadar da intihara meylettiren dizeler. Bu yüzden mi gitti 29 yaşındaki 
Nilgün Marmara Bu yüzden mi gidelim? Yoksa bekleyip çözmeye çalışmakla bir ömür mü tüketelim? Nasıl bir keşmekeş...
Hacimli bir eserin ardından bir nebze dinlenmek için okudum ama ne derece dinlendim bilemiyorum. Farklı bir haz aldığım muhakkak. Keyifle okunmasını, düşün dünyanızda yer etmesini diliyorum.
·
1 artı 1'leme
·1.266 görüntüleme
İncelemen de kitap kadar güzel... Kalemine sağlık. 🌿
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.