Hilal yorumladı.
Bu metni ikna edici bir dille izah edene kitap+hediye göndericem...
Eğer çok sayıda kültürlü insan okumayanlardansa, tersine, okumayan çok
sayıda insan da kültürlü insanlarsa, bunun nedeni okumamanın
okumanın yokluğu anlamına gelmemesidir. Okumamak, kitaplar arasında boğulmamak için kitapların sonsuzluğu karşısında örgütlenmekten ibaret gerçek bir etkinliktir. Bu bağlamda savunulmayı, hatta ders olarak öğretilmeyi hak etmektedir....
Peki bu metni neden ikna edici bir dille savunmak için uğraşıyoruz? Bence önce, bizi siz ikna edin.😅
Okumamak her zaman kültürsüzlük değildir. Kitap yığınlarının içerisinde boğularak onları okumak (ne kadar nitelikli içeriklere sahip olsalar da) kültür kazanmanın tek yolu değildir. Kitap okumayarak da kültürlü olunabilir. Kitap sonsuzluğu bitmez ve bu sonsuzluğu bitirmek mümkün değildir ve bu bilinçle buna karşı durmak bu sonsuzluğa karşı olumlu bir karşı çıkma örgütlenmesi sayılır. Ki bu kitap okumama durumunun kendisi bir savunmadan daha fazlasını hak etmektedir.
Sonunda kitap hediye denilince mot a mot çeviri hissiyatım ulti :)
sadece "göz"de kalan okumalar mı yoksa "göz" den kalbe düşenler mi - ya da "göz" den kalbe oradan da eyleme geçen bir okuma mı istenilen açıkçası burada da bir eksiklik var gibi Emre bey. Biz dünyayı sirk, metinleri cambazlık yapma aracı olarak gördüğümüz günden beri okuyanla-okumayanın farkı giderek azalıyor. Ya bu farkı okuyanlar olarak bizler hissettirmeliyiz o topluma ya da o toplum okuyanları da kendi yanına alarak hadsizleşme katsayısını artırarak devam edecek gibi. Bakalım bu savaştan kim galip çıkacak...
1 sonraki yanıtı göster
burada yazan yazar , bir tv porgramında tv izlemeyin diye konuşan konuşmacı gibi , tv izlerken tv izlemeyin örgütlenin der gibi☺️ izlemenin kültürel yozlaşmaya sebep olduğunun tartışıldığı tv programını izlerken , kendine ve kültürüne yozlaşmak gibi :) halbuki bazen bir kültüre yozlaşmak da iyidir :) yazar ise burada paradoksu kitapta ,kitap okurken yaşatmış :) okumamanın ders olarak okutulması gerektiğini kitabı okurken ilk ders olarak vermiş :) kültürün okumakla ilgisi yok , kitap kurdu olan birinin ,istediği kadar çok kütüphanede gezinsin elmada gezinen kurt kadar kültürlü olamayacağı aşikar olduğu gibi :) hiç kitap okumamayı bırak , okuma yazma bilmeyen birinin de bir çok alanda kültürlü olacağı gibi su götürmez bir gerçek :) lakin okumak sadece kitapla sınırlandıralamayacak bir şey :) insanı okumak , bir çocuk gülüşünü okumakta ilk emir :) ağaçta gezinen bir kurdu okuyan da kitap kurdu sayılır :) dağdan inen kurtla gezen biri de :)
Çünkü kültür dünyasının kuralı kitapları okumak değil, kitaplar hakkında konuşmaktır. Bir kültür dünyasının ağ bilgisine sahip olan bir okur, kısaca iyi bir okur, pek çok kitap hakkında o kitabı daha okumadan çeşitli nedenlerle pek çok şey bilir. Kitaplarla kurduğumuz ilişki, okuma ilişkisinden ziyade okumama ilişkisi diyor yazar. Bir kitaba dair konuşmak için ona göz atıp karıştırmanın, hatta o kitap hakkında bir şeyler duymuş olmanın yeteceğini gösteriyor.
nefret ediyorum abuk sabuk kelimelerle anlamları birbirine katıp karıştıranlardan ya, dümdüz anlatsana be adam noluyo böyle uzatınca entel mi diyolar sana bi şey mi sanıyolar
1 sonraki yanıtı göster
Bence burda bahsettiği okumamak aslında bildiğimiz okumamak değil de kitapların bitmeyeceğini anlayıp her şeyi okumamaya çalışan kültürlü insanlardan bahsediyor. Yani bazen okumamak da iyi bir şey gibi. Mi acaba ?
Kitap okumak okumanın bir boyutudur sadece. İnsan gözlemleyebilen, düşünen, merak eden bir yaratık. Kitap okumadan önce de hayatı okur, doğayı okur, insani ilişkileri okur, kendini okur... İşte bu doğal, içten okuma insana değer katar. Bu yüzden köydeki bir nineden bilgece sözler duyduğumuzda kalakalırız. Yada üniversite bitirmemiş bir amcanın kültürü karşısında şaşırırız. Bu; akıl süzgeciyle, tecrübelerle, genel kültürle hayatı anlamlandırma, doğru kitaplarla desteklendiğinde ortaya gerçek okumanın harika sonuçları çıkar.
Bunun yanında sırf okumak için okunan anlamsız faydasız, katkısız kitaplar, hayata karşı bir duruşu, bir bakış açısı olmayan insanı bir adım bile ilerletmez.
kitap yazmak ve basım kolaylaştığı günden beri yazar olmak ve kitap çıkar amiyane tabirle ele aya düştü. Ehline verilmeyen her iş ve ehline düşmeyen her birey bu ehliyetsizlikten dolayı onarılması güç zararlara maruz kalıyor bu noktada gözden geçirilmesi gerek diye düşünüyorum. Katkınız işin teşekkürler Hatice Hanım…
Kültürlü insanların okumayan kesimden çıkması, kitapların ve kitapları okumanın yokluğundan değil, bir etkinlik olarak okuma eylemine karşı durmalarındandır. Okumamak günümüz dünyasında( hele ki bu kadar kütüphane, internet vs elimizin altındayken) yaratıcı bir fikirdir ve ders olarak okutulmalıdır.
bu görüşün destekleneceği aklıma gelmezdi ama gelinen noktada ; okuyanların giderek diğer insanlara tepeden bakıp, hayatı hiç anlamadıklarına şahit oldukça bu önerme değer kazanıyor... Yörük bir kadının hayatı analiz ettiği bir kesit vardı orada kadın birçok profesörden daha kallavi ve derin cümleler kuruyordu şimdi tekrar izlediğimde bu önerme kesinlikle değerlendirilmeli
https://www.youtube.com/watch?v=q0nrlS8IhbM
Çok gezen mi bilir çok okuyan mı sözüne çok benzettim anlatmak istediğini. Kültürlü olmak için okuyorsunuz ama ne kadar çok okursanız hep bir şeyler eksik kalacak, çünkü kitaplar sonsuz bir derya ve bu arada hayatı iskalayacaksiniz, oysa bazı insanlar kitap yerine hayatı okuyor ve sizden daha kültürlü oluyorlar. Çünkü geziyor, tozuyor, yeni insanlar tanıyor, yeni olaylar yaşıyorlar ve her biri onlara bir şey öğretiyor. Özetle kültürlü olmak için kitap okumayı değil hayatı okumayı seçin demek istemiş. Ben öyle anladım. Ha ben kitap okumayı kültürlü olmak adına yapmıyorum o yüzden üzerime alınmadım ama amacı o olanlar için bence mantıklı sözler. Şöyle ki bazı insanlar aşırı okuyor gerçekten ve okumak yüzünden hayatı iskaliyorlar. Hiç okumayan ama hayatı yaşayan biri onlardan daha kültürlü olabilir. Çünkü yaşayarak öğrenebilir. Bir şeyi uygulamalı yaptığında hemen öğrenirsin ama okuyarak öğrenmek için bazen bir kitap bile yetmez bir sürü okuman gerekebilir. Fazla uzattım sanırım. Özetle bence yazar o kadar da haksız değil. Eğer doğru anladıysam. Tabi yaşama imkanın var mı o da önemli. Yoksa o kültürü yine okuyarak edineceksin. Yazar yabancı tabi gelsin Türkiye şartlarında edinsin okumadan o kültürü. Gezecek para mı var daaaa : )
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.