Gönderi

“Biz de böyle mutluyuz, vallahi biz böyle mutluyuz,” diyen Veysi Amca'yı andı. Baba Veysi Amca'ya, “Ya Veysi Dede ne yapacaksın kendi âşık olamayan âşık olana âşık olarak bu kervana katılacak, ne yapacaksın. Biz Allah'a âşık olamıyoruz ki, ateşin öyle tutuşanı bizde yok ki ama Hz. Pir gibi tutulabilmiş olana, yanabilmiş olana mest oluyoruz biz de, yani daha serin bir ateşin ikinci halkasında dönüyoruz, yine de pervane oluyoruz işte. Kavuşamıyoruz ama işte kavuşmanın ateşi bile bizi ısıtıyor, görüyorsun, hikâyesi, sözü, varsa yalanı bile bizi ısıtıyor, aslına nasıl dayanalım değil mi? Haklısın Veysi Dede hep haklısın biz de böyle mutluyuz. Bizi şirkte sananlar, tutulmuşu yok sayanlardır, âşığı hiç edip beğenileceklerini zannedenlerdir, kimse sen bile ben bile feda olanı unutmazken Allah unutur mu? Biz de ilk cevhere ulaşıp yanmayı isterdik, derdimiz de o ama bunlar iç içe daireler, ilk çembere kadar ulaşıp yanana, gerçek âşığa ne mutlu, sonra onun etrafında dönene de ne mutlu, sonra onun etrafında dönene de ne mutlu, hepsi bir cevhere dönmüyor mu, gücü nispetince, bu şirk midir Veysi Dedem, bak biz de böyle mutluyuz, gözümüz ne olsa gördü, aslı değilse de kurusunu gördü, yanarken değilse de sönmüşünü gördü ve onu tekrar uyandırdı, değil mi, biz de böyle mutluyuz,” der kendi sözünün peşine düşerdi.
Sayfa 295Kitabı okudu
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.