Derin karakter incelemeleri ile tanınan, bir çok alanda yetkin eserler veren yazarımız 
Stefan Zweig , 
Geçmişe Yolculuk adlı eserinde yaşanılan ve Birinci Dünya Savaşı ile dokuz yıllık bir araya uğrayan yasak bir aşkı konu almıştır.
Bu süre zarfı içerisinde hayatları bambaşka yönlere evrilmiş olan karakterlerin, yıllar sonra aynı şehirde bir araya gelen özlenmişliklerinin, yaşanmışlıklarının beyinde yarattığı etki ile aslında hiçbir şeyin değişmediği halen ilk zamanki aşkla, tutkuyla, birbirine bağlı oldukları gerçeği ile yüzleşmeleri ile yeniden canlanır.
" Bunlar benim adımlarım değil, okyanusun karşı kıyısındaki sağlam, dosdoğru giden emin adımlarım değil. Neden bir zamanlarım o çekingen ve ürkek, eski ceketinin üzerindeki tozları titreyen parmaklarıyla utanarak silkeleyen ve zile dokunmadan önce yeni eldivenlerini giyen o yirmi üç yaşındaki gence benzedim yine? Kalbim neden ansızın hızlı hızlı çarpmaya başladı, neden böyle cesaretsizim? Vaktiyle, bu bakır kapının ardında yazgımım beklediğini, beni sevgiyle ya da kötülükle kavrayacağını sezmiştim. Ama bugün neden böyle sindim, içimde kabaran bu huzursuzluk bendeki sarsılmaz ve kesin olan şeyleri neden yok ediyor?... "
Genç adamın önerisi ile aslında geçmişe yaptıkları yolculuk onları ve aşklarını tekrar bir araya getirir. Kitabımız ise bu olayın içsel kısmını tasvir eder.
Benim için okuması keyifli bir eserdi. Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dileyerek burada bitiriyorum. Hoşça ve dostça kalmanız temennisiyle...
·
591 görüntüleme
" Şimdi milyonlarca âciz insan kaderin mahpushane duvarlarını böyle hiddetle dövüyordu. "
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.