Gönderi

Ama bize tutarlılık, yakınlık ve yakından tanıma sunacağını ileri sürerek kandırmaya çalışan her şey, her an karşı koymamız mümkün olamayacağından, parlayıp sönen, huzursuz eden geçiciliğin üstünü örtmeye, onu engellemeye çalışırken, içimizi rahat ettirmek için bulduğumuz bir aldatmaca değil mi? Bir başkasını her görüşümüz, her bakışmamız, dayanılmaz hızdan ve her şeyi titretip sarsarak yumruk gibi inen hava basıncından sersemlemiş durumda birbirinin karşısından akıp geçen yolcuların gözlerinin kısacık bir an boyu buluşmasına benzemez mi? Bakışlarımız başkalarının üzerinden, gecenin çılgın buluşmasında olduğu gibi kaymaz mı hep ve bizi bir sürü varsayımla, düşünce kırıntısıyla ve onlara atfedilmiş özelliklerle bırakmaz mı geride? Aslında karşılaşanların insanlar değil de kafalarındaki hayallerin düşürdüğü gölgeler olduğu doğru değil mi?
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.