" Amerikalı köleler pamuk tarlalarında acılarını şarkılara dökmeyi biliyorlardı. Bu kadınlar ise kederlerinin kalplerinin odacıklarında büyümesine izin veriyorlardı. Duydukları acılarla o kadar ağırlaşıyorlardı ki ayakta duramıyor, kavisli belkemiklerini doğrultamıyor, kederlerinin yükü altında iki büklüm oluyorlardı. Erkekler ormandan çıkıp pirinç tarlalarının etrafını saran toprak bentlerin üzerinde yeniden yürümeye başladıklarında, kadınlar Vietnam'ın işitilmeyen hikayesinin ağırlığını sırtlarında taşımaya devam ettiler. Ve bu ağırlığın altında sessizce ölüp gittiler... "