"mutlak haklılık" yoktur. "Haklılık" gözlemciye bağlıdır, ve biri için haklı gözüken şey diğerine haksız gözükebilir. Hatta, bir kültürde kabul edilmiş toplumsal kurallar ve ahlaki sınırlamalar başka bir kültürde farklılık gösterebilir.
Mutlak haklılık" varolmamasına rağmen, bireysel ve toplumsal ahlaki kurallar önemli ve yararlıdır. Anarşiyi önermiyorum. Haklılığa ilişkin ahlaki ifadelerin ve yargıların şartlanma olduğunu, nesnel ger çekleri ifade etmediğini söylüyorum. Aslında, 'On Emir' gibi toplumsal ahlaki sistemler, grupların uymaya karar verdiği kurallar bütünüdür. Bu tür sistemlerin temellerinden biri, grubun her bir üyesinin kendi il gi alanlarıyla ilgilidir. Diğer insanların duygularını ve çıkarlarını dikka te alan bir şekilde hareket etmezseniz, sonucunda mutsuz olma şansı nız oldukça yüksektir; çünkü, er ya da geç onlardan yararlandığınızı fark ettiklerinde intikam alacaklardır.
"Haklılığı" tanımlayan bir sistemin genel olma özelliğini kazanması, onu kaç kişinin kabul ettiğine bağlı olarak değişir. Bir davranış kuralı bir kişiye özgü ise, diğer insanlar bunu garip olarak görebilirler.
Haklılığıniz göreceli olduğundan içten gelen öfkenizde yanlış bir mantık gütmektesinizdir. Diğer adamın haksızlık ettiğine ikna olmuş hissediyor olsanız da, onun sadece sizin değer sisteminize göre haksız davrandığını fark etmelisiniz. O da kendi değer sistemine göre hareket ediyordur. Çoğunlukla, o kişinin hareketi, kendisine oldukça haklı ve mantıklı gözükecektir.