Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

230 syf.
10/10 puan verdi
Kimilerine göre hayatımız akıp gitmekte olan bir nehir, kimilerine göre de göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir zaman dilimi. Bana göre de bir ân'dan ibaret, ta ki ebediyete intikal edeceğimiz o son ân'a kadar. Geçmiş yaşanmış ya da yarım kalmış yaşanmışlıklarla harmanlanmış karmakarışık, gelecek ise çözülmeyi bekleyen bir bilmece. Yani sırlarla dolu bir muamma. Eskiden okumuş olduğum bir eserde, yazarın paylaştığı bir alıntıdan çok etkilenmiştim. Her ne kadar alıntıyı paylaşan yazar ile düşünce bazında ortak bir yargıya varmış olsam da, istem dışı alıntı belleğime kazılmıştı bir kere. Alıntıya göre, " Hayatımızın yarısını ana babalar, yarısını da çocuklarımız mahvediyor. " demekteydi. Ne zaman bu cümle zihnime dolsa, uzun uzun tefekküre dalarım. Ve her defasında da vardığım ortak karar, hayatımızı bilfiil kendimizin mahvettiği hakikati. Kabul ediyorum ebeveynlerimiz de, evlatlarımız da hayatımız hususunda söz sahibi. Bu hak onlara fıtratımızdan dolayı verilmekte. Lâkin, bu süreç biz izin verdiğimiz müddetçe etkili değil mi? Eylemlerimize olumlu ya da olumsuz müdahale de bulunuluyorsa, bu müdahale edenlerin mi, yoksa karışmalarına müsaade ettiğimiz için bizim suçumuz değil mi? Eser de Julian Mantle' de hayatını mahvedenlerden. Ama ne ebeveyn, ne de çocuk değildir, hayatını karartmasına en önemli etken. Tam tersi önlenemez hırs ve emelleri uğruna, bedeninin iflas etmesine sebep olur. Daha fazla para ve daha yüksek bir mertebeye sahip olmak! Beden yıpranınca ruh sağlam kalır mı? Bedene oranla o da zamanla yıpranacak. Nice insanlar tanırım ki, yaşları hayatlarının baharında cıvıl cıvıl, enerjik olmaları gerekirken, bu gencecik yaşlarında enerjileri tükenmiş, biçare gibi etrafta dolanmaktalar. Ya çok çalışıp bedeni yormaktalar ya da olur olmaz düşüncelerle zihnin çökmesine sebep olmaktalar. Neyse ki Julian 53 yaşında öğrenir, hayatın anlam ve değerini. Hatta öğrenmekle kalmaz, biz okurlara da öğretmenlik yaparak öğretir. Aslında dile getirdikleri o kadar basit detaylar ki. Belki içimizde hepimiz biliyoruz bile! Ama ne yazık ki, iş uygulamaya gelince, sınıfta kaldığımız su götürmez bir hakikat olmakta. Yaşamın değerini ölüm gelip de kapımızı çaldığı an anlarız. Oysa ki Seneca'nın, " Ey hayat! Ölüme şükret. Seni o'nun yüzünden seviyorum. " diyebilmeli insan. Eser de olay örgüsü akıcı. Lâkin bana göre, bir solukta okunup bitirilecek bir eser değil! Benim nezdimde her cümlenin üzerinde tefekküre daldığım ve yaşamımda uygulamaya ihtimam gösterdiğim bir kaynak oldu. Dile getirilen cümleler bilinen cümleler olsa da, esere bir şans verilmeli! Bakarsınız, yaşamınız olumlu anlamda değişebilir... Kim bilir... " Hep başın arkaya dönük mü, ilerlersin sen? Ya da; gördüğün şey hep geride kalan mıdır? Ya da; daha doğrusu geçmişe mi, senin yolculuğun? " Italo Calvino ( Görünmez Kentler/ 76)
Ferrari'sini Satan Bilge
Ferrari'sini Satan BilgeRobin Sharma · Pegasus Yayınları · 201220bin okunma
··1 alıntı·
644 görüntüleme
K. okurunun profil resmi
Serpil Hanım size çok saygı duyuyorum.. Düşünceleriniz çok düzgün ve ifade edişiniz çok hoş, dolu dolu anlamlı. İncelemenizi keyifle okudum, kaleminize sağlık..
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, Kübra Hanım. Siz de benim nazarımda değer verdiğim ve saygı duyduğum bir okur arkadaşımsınız. Dikkat ediyorum paylaşımlarınız, düşüncelerimin bir tezahürü gibi yansımakta. Benimle aynı fikriyata sahip okurlarla aynı platformda olmak hem heyecan, hem de tarifsiz mutluluklar bahşetmekte. Görsel olarak hiç karşılaşmamış olsak da, kalplerin birleştirdiklerini ayırmaya hangi beşeri kuvvetin gücü yeter ki! Selâm ve sevgilerimle...
1 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Bu aralar intihar okuyorum. "Yaşadığı ve nefes aldığı her ân'a şükretmeli, hayatın değerini bilmeli insan!" demişsiniz ya Serpil Hocam, şöyle bir iç çektim. Ne kadar büyük olsa da acı, hayatla devam etmeli insan, her anını hissederek. Kalminize sağlık.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Ah! Metin Bey. Aslında anlatmak istediklerim o kadar çoktu ki. İnsanların yaşadıkları ve dahi nefes aldıkları her saniyenin değerini bilmeleri adına. Ama ne yazık ki, anlatamadım... Hani bazen hisler kelimelere dökülür bu sefer de, dile getirmede sıkıntı yaşar ya insan! Dilinin ucundadır cümleler. Başlasa bir he dese, ardı sıra dökülecektir belki! Ama olmaz işte, ne yaparsa yapsın olmaz! Bazı anlar bir türlü dışa vurulamaz cümleler. Boğazda bir yumru gibi takılı kalır. Tıpkı boğazda takılı kalan bir kılçık gibi... Tasavvur edin ki, yedi yıl bir evlada sahip olamadınız. Yedi yıl sonra Rabbim nur topu gibi bir evlat bahşetti. Geçte olsa bir evlada sahip olmanın haşyetiyle, ben de evladımın mürüvvetini göreceğim derken, on üç yaşında bir tren kazasına evladınızı kurban verdiniz. Şimdi sorarım size, hangi söz hangi kelime acınızı hafifletir. Dün çocukluk arkadaşımın oğlunu kaybettiği haberini aldım. Ağlasam feryat etsem, duyulur mu, sesim. Ben nasıl teselli ederim arkadaşımı. Benim oğlumda senin oğlun gibi, üniversitelerde okuyacak, kız arkadaşı olacak, diyen birine, ne desem de acısını hafifletebilirim. Acıyı yaşamayan ben nasıl o'na senin acını anlıyorum diyebilirim. Hem baba kaybetmek, evlat kaybetmekle bir olur mu? İşte Metin Bey. O yüzdendir ki, şükretmeli insan. Her ân'ın değerini bilmeli. Selâm ve sevgilerimle...
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yaren okurunun profil resmi
Ne güzel anlatmışsınız... Elinize, emeğinize sağlık.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, okur arkadaşım. Hissettiklerimi bir nebze dahi olsa, sizlere yansıtabildiysem eğer şahsımı bahtiyar sayarım. Selâm ve sevgilerimle...
Elif Ng okurunun profil resmi
Doyasıya okudum, inceleme değilde kitabın giriş bölümü gibi hissettim. Duygularınızı bu kadar güzel ifade edebiliyorsaniz yazmalisiniz Elinize sağlık.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Doğrudur, Firuze Hanım. Özellikle kırgın ve üzgün olduğum anlar, içimde biriktirdiklerim artarak çoğalırcasına kalemime yansımakta! Yazıyorum ama benim yazma eylemim bir tür terapi. Ailem her daim arkamda olduğunu beyan ettiği halde, kendimi hazır hissedemiyorum. Çünkü benim nezdimde yazmak öyle etkili bir lisan ile olmalı ki, asla tenkit edilmemeli! Belki ince eleyip sık dokuduğumdandır, yazdıklarımı neşretmek taraftarı olmayışım. Geç cevap yazdığım için affınıza sığınır ve selâm ederim. Var olun, sevgiyle kalın...
2 sonraki yanıtı göster
Hatice okurunun profil resmi
" Hep başın arkaya dönük mü, ilerlersin sen? Ya da; gördüğün şey hep geride kalan mıdır? Ya da; daha doğrusu geçmişe mi, senin yolculuğun? " Italo Calvino ( Görünmez Kentler/ 76) Müthiş bir inceleme idi. okuyacaklarım arasında bu kitap inş en kısa zamanda başlarım
Serpil Ağ okurunun profil resmi
İnsanoğlu böyledir, işte! Yapılagelen her eylemin farkında ve bilincindedir. Hatta bazen bilerek ve isteyerek gerçekleştirir eylemlerini. Hasıl olacak zararlarını hesaba katmadan... Demem odur ki sevgili okur arkadaşım, eserin muhteviyatında ki bilgiler bilindik şeyler dahi olsa, uygulamaya konulmadıkça hiç bir anlam ifade etmemekte! Yaşamın tadını çıkarmak adına, mutlaka okumalısın!... Nezâketin için, asıl ben teşekkür ederim. Eğer yaşam bir deniz ise; şu yaşamak denizinde gemilerimiz kitaplar, deniz fenerimiz yıldızlar olması temennisiyle. Selâm ve sevgilerimle...
1 sonraki yanıtı göster
Sühan okurunun profil resmi
Tebrikler güzel bir yazı olmuş.Ben de okumuştum bu kitabı.Benim aklımda kalan,yahudi tüccarların tasarruf etmek için altına yatırım yaptıkları.Yanılıyor da olabilirim.
Kemal Cinar okurunun profil resmi
7 yaşindaki bir çocuk evebeyinlerinin yonlendirmelerine nasil engel olabilir ki? Tespitiniz komik olmuş.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.