toprağa çağrılı bedenlerini kuşlar kirletmişti.
durgun örtünün bekçisi bu renklenmeyle hoşnut,
göğe bakanlara gösterdi ellerini.
bir gün giydi çiçekli fistanını
ve dağa çıktı canavar.
sonra otlar şaşkındı,
görmüyorlardı gerideki
çorak tepeler zorluğunu,
görmüyorlardı giysisindeki acı dokusunu
ve bun kımıltısını.
birlikçi eller, otlar ve canavar
çevirdiler güneşi yolundan,
gün kuşu parçalandı.
canavar yaydı fistanını üzerine,
eller, otlar ve kuş ölüsünün.
kalan yıldızlarla ay oldu altında,
karanlığın duruk özdeği.
aşk için değildi artık uyanıklığı gecenin
bir dünya için
bir dünya yeni