Bunlardan birincisi mantıksal veya bilimsel akıl yürütmelerde kendisine dayanılan çıkarsamacı veya diskürsif akıl anlamında akıldı. Bu akıl ya bir öncülden onun sonuçlarına veya bir bilimsel düşünce nesnesinden başka bir bilimsel düşünce nesnesi ne geçişi mümkün kılan şeydi. Platon ve Aristoteles, insan aklından söz ettik lerinde, çoğunlukla onu bu anlamında kullanmışlardı.
Ancak Platon ve Aristoteles, daha önce gördüğümüz gibi, bunun ya nında bir başka aklın veya düşüncenin varlığını da kabul etmişlerdi. Bu, birinci aklın veya çıkarsamacı aklın, mantıksal veya bilimsel aklın tersine, nesnesini doğrudan, araçsız bir şekilde ve bütünüyle kavrayan saf bir zihin fiili, entelektüel bir sezgi olarak akıl veya düşünceydi. Bu akıl, bir öncülden sonuca veya bir nesneden başka bir nesneye geçtiği için zorunlu olarak değişme ve zaman kavramını gerektiren ilkinden farklı olarak, bir çeşit sezgi, entelektüel sezgi ve entelektüel kavrayış veya temaşaydı.