Bir ya da iki yüzyıl oluyor ki, burjuva düzenli, akla uygun törelere sahip, barışçıl bir insandı; eşiyle ye tinir, ancak susadığında içer, acıktığında yemek yerdi.
O, sefahat yaşamının soylulara özgü erdemlerini saray dalkavuklarına ve kibar fahişelere bırakırdı. Bugün, ken dini fahişeliği geliştirmekle yükümlü sanmayan ve cıva madeni işçilerine dayatılan işgücünü meşrulaştırmak için bedenini cıvaya bulamayan bir tane bile sonradan görme çocuk yoktur.