Gönderi

408 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Soyadınız neydi bayım…
Alman edebiyatı yolculuğum hız kesmeden sürüyor. Bu sefer ki durağım
Effi Briest
Effi Briest
. Ne zaman Türk edebiyatından nadide bir eser okusam edebiyatın bile vatanında yeşereni güzel diye bir yorum yaparım. Aynı şeyi Alman edebiyatı için de düşündüğümü fark ettim. Çünkü mekanlar çok tanıdık, adı geçen şehirler, parklar caddeler hep gördüğüm yerler ve bu sebeple olan biteni kafamda canlandırabiliyorum. Thomas Mann bu roman için bu zamana kadar yazılmış en iyi altı romandan biri demiş. Sevgili Thomas Mann’ın roman zevkini sorgulayacak değiliz, nitekim zaten kötü roman da yoktur, içinde kendimiz bulmadığımız roman vardır. Fakat
Effi Briest
Effi Briest
benim nezdimde bu denli övgüye değer mi bilmiyorum. Şu var ki, üzerine savaşın gölgesi düşmüş hayatları anlatan 20. Yy romanlarını okuduktan sonra 19. Yy.ın romantik minnoş burjuva hayatlarını okumak insanı çok da derinden etkilemiyor. Tabi Thomas Mann bu değerlendirmeyi yaparken 20. Yy.ın yüzeyi cam kırıkları ile dolu savaş edebiyatı henüz meyvelerini vermemişti. Neyse romana gelelim. Hızlı akan bir roman. İnsanı yormayan bir akışı var. Şöyle bir
Katalin Sokağı
Katalin Sokağı
Ölmeye Yatmak
Ölmeye Yatmak
gibi kalbimi kör bir hançer gibi delip geçmese de bir an bile yarım bırakmak geçmedi aklımdan, ayrıca devamında neler olacak ki diye düşündüm durdum. Bu, benim okurluk çizelgemde bir romana geçer not vermem için yeterli bir sebep. Yüreğim ağzımda olmasa da, sakin sakin bekledim olacakları. Olaylar 19. Yüzyılın ikinci yarısında o zamanlar Prusya krallığının sınırlarında olan kuzey Almanya’da geçiyor. Tıpkı
Buddenbrooklar
Buddenbrooklar
‘daki gibi bir burjuva yaşantısına tanıklık ediyoruz. Henüz 17 olmuş Effie kendinden 20 yaş büyük bir devlet memuru ile evlendirilir. Aynı dönemde dünya üzerinde bir çok ülkede olduğu gibi Alman toplumunda da kadınların 16-17 yaşında evlendirilmesi alışılmış bir durum. Tıpkı Buddenbrooklar’daki gibi bu eserde de sıkça soyluluğa, soyadına vurgu yapıldığını görüyoruz. Soylular soylularla evleniyor, evleneceğin adamın sana vereceği soyad müthiş önemli. Hatta bir yerde soylu bir adamla evlenmiş bir kadın için “kızlık soy adı da şu olan” denilerek içine doğduğun ailenin soyluluğunun da ne denli önemli olduğu, daha da önemlisi köklerinin peşini bırakmadığı ön plana çıkarılıyor.Haliyle bir genç kız için de kendine aday olan bir adamda aradığı ilk şey asil bir soyadı. Buddenbrooklardaki kuzey Almanyayı üstün tutan biz kuzeyliyiz vurgusunu yer yer burdada hissediyorum. Ayrıca Effie’nin kocasının romanın bir yerinde konsül Buddenbookla buluşması da gülümseten bir detaydı. Sevgili yazarın Thomas Mann’a bir saygı duruşu olsa gerek. Soylu soyluyu bulur neticede. Kurgu dünyasında bile. Romanın merkezinde olan asıl şey Şımarık yetişmiş Effie’nin mutsuz evliliği ve yasak ilişkisi. Son kısımda Effie’nin pişmanlığını ve iç acısını güzel işlemiş. Konu açısından kitap Anna Karenina’ya benzetilmiş. “Eşini aldatma” temasında evet, fakat ben bu kitabı asla Anna Karenina ile yarıştırmam. Çünkü Anna Karenina’da bu konu çok daha derin ve etkileyici işleniyor. İnsanın göğsünü delip geçen duygular öyle bir sızı bırakıyor ki insan etkisinden biraz zor kurtuluyor. Aynı duyguları bu kitapta hissetmedim. Okurluk zevki işte. Fakat Effie Briest dönemin almanyasına burjuva yaşantısına ve siyasi olaylarına ışık tutan çok kıymetli bir eser. Tavsiye olunur..
Effi Briest
Effi BriestTheodor Fontane · Alfa Yayıncılık · 2018107 okunma
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.