Müminle dünya arasında hep bir uyumsuzluk olmalıdır. Çünkü dünya mümin için bir gurbettir, onu Cenab-ı Hakk'tan
koparmış olan bir yerdir. Onun dünyaya meyletmesi, ondan hoşlanması, onun sistemine yürekten ayak uyduruyor olması,
gurbeti vatan telakki etmesi anlamına gelir ki, hayra alamet değildir bu hal. Mümin, dünya ile arasındaki mesafeyi korumalı ve
aralarındaki mukaddes uyumsuzluğu devam ettirmenin yoluna bakmalıdır. Bu uyumsuzluğu ya mümin kendi iradesiyle inşa eder veya Cenab-ı Hakk musibetler aracılığıyla bunu tesis eder.