Gönderi

söyleyecek çok şeyim varmış. ama bunlar devasa şeyler. gerçekten içimdekileri anlatacak bir yol bulamıyorum. sanırım, bazen tüm kainat, tüm hayat, her şey içimde yer etmiş, haykırarak onları anlatmamı istiyorlar. bunun ne kadar büyük olduğunu hissediyorum, ama konuşmak istediğim zaman küçük bir çocuk gibi kekeliyorum. duyguları ve heyecanları, konuşarak ya da yazarak ifade etmek zor iş. yüce bir iş. bakın, yüzümü otların arasına gömüyorum, burun deliklerime çektiğim nefes bile içimi binlerce düşünce ve hayalle ürpertiyor. çektiğim nefes, evrenin nefesi. şarkı söyleyip kahkaha atmayı iyi bilirim; başarıyı ve acıyı, savaşı ve ölümü. otların kokusu da beynimde birçok düşü canlandırıyor. bunları size ve tüm dünyaya anlatmak isterdim. ama nasıl anlatabilirim? dilim bağlı sanki. biraz önce otların beni nasıl etkilediğini betimlemeye çalıştım. ama başaramadım. acemi bir konuşmayla biraz ima etmekle yetindim yalnızca. kelimelerim bana bile karmaşık geliyor. buna rağmen, anlatabilme arzusuyla dolup taşıyorum. ah ki ne ah...
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.