Gönderi

Sabahın erken saatlerinde altmış genç insan, ikişer ikişer bağlanmış olarak hapishanelerden çıkarılır. Lakin Fouché'nin ifadesiyle "fazla ağır" çalışan giyotine götürülmez, dışarıya, Rhône'un öte yakasındaki Brotteaux Ovası'na çıkarılırlar. Kurbanlar alelacele kazılmış, birbirine paralel mezarlara bakarak kaderlerini ve on adım ötelerine dizili toplardan da kitle katliamının yöntemini tahmin edebilirler. Bu savunmasız insanları bir araya getirirler, haykıran, titreyen, ağlayan, tepinen, boş yere kendini korumaya çalışan biçare bir insan yığını olarak bağlarlar. Bir komut işitilir ve korkuyla titreyen insan kitlelerinin üzerine topların ağzından, bu ölümcül yakınlıktaki mesafeden, solukları duyulacak kadar yakından şarapnel yağdırırlar. Bu ilk yaylım ateş kurbanların tümünü birden öldürmez elbette; kiminin sadece bir kolu ya da bacağı parçalanmıştır, kimilerinin bağırsakları deşilmiş, hatta birkaçı tesadüfen sağlam kalmıştır. Ama büyük bir kaynak gibi fışkıran kan mezarlara doğru akmaktayken ikinci bir komutla süvariler kılıçları ve tabancalarıyla geri kalan kurbanların üzerine atılır; korkudan titreyen, inleyen, haykıran ama kaçamayan insan sürüsünün arasına dalar, son hırıltılı sesler kesilinceye kadar, keser biçer, vururlar. Cellatlar, kadavraları çıplak ve parçalanmış halde toplu mezara gömmeden önce bu katliamın ödülü olarak henüz soğumamış altmış cesedin elbiselerini ve ayakkabılarını çıkarırlar. Bu, gelecekte Hıristiyan kralının nazırı olacak Fouché'nin ünlü darbelerinin ilkidir...
Sayfa 62 - Can YayınlarıKitabı okudu
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.