Gönderi

Böylece normalde sadece X bölgesi üzerinden kolayca öldürebildiğiniz bu bakteri sınıfını artık aynı antibiyotik ile öldürme şansınız kalmamıştır. Zira hepsi bu konuda önlemini almış ve antibiyotiklere karşı geliştirdikleri savunma mekanizmasını birbirleriyle çoktan paylaşmışlardır. Ama bilim insanlarımız çılgın oldukları için bu bakterilerin bir başka zayıf noktasını hemen bulurlar. Tahmin edeceğiniz üzere, aynı durum tekrarlanır ve yeni geliştirilen antibiyotiğe dirençli bakteriler oluşur ve bu özellik hemen diğer bakterilere aktarılır. İronik bir şekilde, bilim insanları her bulduğu yeni fikirle bakterilerin çok daha yüksek bir dirence sahip olmasını sağlar. Hani bir söz vardır; "Beni öldürmeyen acı güçlendirir" diye. Burada yaşanan durum da tam anlamıyla bu sözle uygun olup her yeni girişimde karşımıza daha dirençli bir bakteri çıkmaktadır. Basit bir mantıkla baktığımızda, insanlık olarak böyle devam edersek, nihayetinde karşımızda süper dirençli bakteriler oluşacak ve artık onları öldürmek asla çok kolay olmayacaktır. Üstelik de onları kendi ellerimizle yaratmış olacağız. Gördüğünüz üzere, hiç büyük devletlerin gizli laboratuvarlarına falan gerek yok. Her hapşırdığında ağzına bir antibiyotik atan Hilmi, bu direncin gelişmesi için yeter de artar bile. Bilinçsiz antibiyotik kullanımının giderek artması sonucu birçok ülke, halkını bilinçlendirmek için birtakım girişimlerde bulunmaktadır. Peki, ülkece antibiyotik kullanımı konusunda biz ne durumdayız?
Sayfa 261Kitabı okudu
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.