Boğuntu hücresinde yaşamak
gerekiyordu. Sahi, ortaçağda boğuntu hücresi adı verilen o zindan hücresini bilmezsiniz. Genellikle insan Ömür
boyu unutuluyordu orada. Bu hücre şaşılacak boyutlarıyla ayrılıyordu ötekilerden. Bir insanın ayakta duramayacağı kadar alçak, yatamayacağı kadar da dardı. Engelli
bir durum almak, köşegen biçiminde yaşamak gerekiyordu orada; uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi.
Azizim, sözcüklerimi ölçerek söylüyorum, bu basit buluşta deha vard. Her Allah'ın günü, bedenini uyuşturan o hareketsiz baskı altında mahkûm, suçlu olduğunu ve
masumluğun keyifle gezinmek demek olduğunu öğreniyordu. Doruklara ve yüksek köprülere alışkın bir adamı
bu hücrede düşünebiliyor musunuz? Ne dediniz? Bu hücrelerde yaşanabilir ve aynı zamanda masum olunabilir mi? Olası değil, hiç olası değil! Yoksa düşünme gücüm güme giderdi. Masumluğun kambur yaşamaya zorlanması varsayımımı bir an bile göz önüne alamam. Kaldı ki, hiç kimsenin masum olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz, oysa herkesin suçlu olduğunu kesinlikle onaylayabiliriz. Her insan başkalarının suçuna tanıklık eder, inancım ve umudum bu benim.