Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Elveda Tüyap
Bu sabah bir inceleme okudum ve sizlere Tüyap Kitap Fuarı'ndan uzaklaştığım günün hikayesini anlatmak istedim. Biraz sitem ve çokça tespit içerecek bu ileti. Şimdiden gereksiz yazılar okumayan okurların bu yazıyı okumamasını tavsiye ediyorum. Bildiğiniz üzere, Tüyap Kitap Fuarı her sene kasım ayının ilk haftasında Beylikdüzü'nde açılıyor ve birçok yazar binlerce seveni ile buluşuyor. Bu fuar hem yazarlar için hem de okurlar için bulunmaz bir nimet kuşkusuz. Gerçekten ben de böyle düşünenlerdendim... Evet, hiçbir zaman bir yazarın imza kuyruğunda saatlerce beklemedim; ama bekleyeni de eleştirmem. Çünkü benim en sevdiğim yazarlar genellikle çoktan bu dünyadan göçüp gitmiş yazarlardır. Yaşayan yazarlara nedense hayranlıktan öte bir duygu besleyemiyorum. Tüyap Kitap Fuarı ile 2009 senesinde tanıştım ve her sene fuara giderek okuyamayacağım kadar kitaplar alıp geri döndüm. Kasım ayının ilk haftasını doğum günümmüşçesine iple çektim. Öğrenciyken kitap almanın ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruzdur. Birkaç ay öncesinden paramı biriktirip fuarda son kuruşuna kadar harcıyordum. Asla da pişman olmadım. O zamanlar her geçen sene fuarın kalabalıklaştığını görüp mutlu oluyordum içten içe. İnsanların kitap okumaya sevgisinin arttığını düşünüyordum. Bir yandan da bu kadar çok insanın aynı anda fuara alınmasının yanlış olduğunu düşünmeye başlamıştım. Çünkü inanılmaz derecede kalabalıklaşıyordu içerisi. Nefes almak güçleşiyordu her geçen sene. Sıcaklıktan bahsetmiyorum bile... 2 yıl önce ise, yine her zamanki gibi fuara gitmek için evden çıkıp 1 buçuk saatlik yolculuğumu tamamlamıştım. Bilen bilir, fuara girebilmek için Beylikdüzü'ndeki üst geçitten geçmek gerekir. Başka yol yoktur. Ancak üst geçit insan kalabalığı sebebiyle dolu olduğundan insanların E 5'ten, arabaların son sürat geçtiği bir yerden, karşıya geçmeye başladığını gördüm. Bu manzarayı görünce şok oldum. İnsanlar canlarını tehlikeye atarak yaklaşık 100 km hızla geçen arabaların arasından karşıdan karşıya geçiyorlardı. Gözlerime inanamadım. İnsanlar arabadan hızlı olduklarını düşünüyor olamazdı. Yaklaşık yarım saat süren bir mücadeleden sonra Tüyap'ın önüne gelmeyi başardım. (Tabii üst geçidi kullandım.) İçeriye girerken insanların turnikelerin üzerinden atlayarak giriş yaptıklarını, bazı görevlilerin ise buna müsaade ettiklerini gördüm. 10 TL giriş ücretini vermemek için insanlar görevlinin diğer tarafa bakmasını bekliyordu. Görevli diğer tarafa bakınca da hurra herkes içeri dalıyordu. Bu manzara da beni bir hayli şaşırtmıştı. İçeriye girdiğimde ise, adeta içeride mahşer yeri kalabalığı hakimdi. Çocuklar sağdan sola koşturuyor ve insanlar fotoğraf çektirmek için türlü türlü şaklabanlıkların içerisine giriyordu. Gerçek şu ki, kimsenin kitaplarla ilgilendiği yoktu. İçi boş bir kitap okuyan nesli yaratılmıştı. İnanılmaz derecede üzüldüm. Çünkü insanlar kitapları alıp okumak yerine onlarla fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşmak amaçlı Tüyap Kitap Fuarı'na geliyordu artık. Bense tek bir kitaba bile dokunamadan, 10 TL vermiş olduğum fuardan eli boş çıktım. Geri dönüş yolunda ise, yukarıda bahsettiğim üst geçidi tekrar kullandım. Bu kez inanılmaz bir şey oldu. Üst geçit tıkandı. Abartmıyorum, orada yüzlerce kişiyle beraber ölebilirdik. Tarih bu tarz izdihamlarda ölen insanlarla dolu... Üst geçit neden tıkandı peki? Çünkü karşıdan gelen ve Tüyap'a gitmek isteyen insanlara bizim taraftakilerden hiç kimse yol açmıyordu. Onlar da metrobüs çıkışında bizim geçmemize izin vermiyordu. İki taraf da birbirine yol vermediği için insan trafiği sıkışmıştı ve artık tek bir adım atamayacak kadar yapışmıştık insanların sırtına. Arkadan ise sürekli yeni insanlar gelip kalabalığı artırıyordu. En sonunda trafik polisi gelip yolu açmak zorunda kaldı. Şaka yapmıyorum, trafik polisi geldi. Peki soruyorum şimdi, biz miydik kitap okuyan insanlar? Hangi kitaptan öğrenmiştik bunları? Usulsüzlüğü, sahtekarlığı, hoşgörüsüzlüğü hangi kitap övüyordu? O gün Tüyap'a gittiğim son gündü. 1 buçuk saat daha yolculuk yaparak eve döndüm ve bir daha kapısına dahi uğramadım. Demem o ki, popüler kültür çok tehlikeli. Bunun önüne geçmezsek, bir gün kendi gerçek distopyamızı yaşamak zorunda kalabiliriz. Saygılarımla.
··
343 görüntüleme
Szweig okurunun profil resmi
Ben de geçtiğimiz TÜYAP kitap fuarına gittim kesinlikle 3-5 aylık bebeğini kapıp geleni bile gördüm ve insanlar hangisinin kapağı güzelse onu almaya çabalıyordu çok nadir gördüm kitabın arkasını çevirip okuyanı, içerisi evet çok kalabalık resmen kültür zehirlenmesi yaşadığınızı düşünüyorsunuz o kadar kitap sever görünce aslında fuar da kitap çok da ucuz değil internetten almak daha mantıklı. Çekilen eziyete değmiyor ama ben izdiham yaşamadım yine giderim :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Bir gün izdihamla karşılaşmamanızı temenni ederim o zaman Pınar Hanım :)
bhmflzf okurunun profil resmi
Bakıyorum da benle aynı duyguları paylaşan insanlar yok değilmiş.Ben de iğrenirim Tüyaptan uzun zamandır.Kafasının içinin boş olduğuna emin olduğum insanlarla yüz yüze gelmek beni adeta kırmızı renk görmüş bir boğa misali hiddetlendiriyor.Sizin de dediğiniz gibi zaten sevdiğim yazarların gelme ihtimali de olmayan bir yere gitmenin bir anlamı yok.Bunun yanısıra kitabın metalaştığını görmek ayrı bir acı hissiyatı yaratıyor bende.İndirim adı altında kitapların fahiş fiyatlarla pazarlanması çok çirkin bir görüntü oluşturuyor.Galiba ben de uzun yazdım.:)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Ben de o bahsettiğim incelemenin altına uzun uzun yazarken kesip böyle bir ileti yazayım dedim. Eminim içinizi dökmek istiyorsunuzdur siz de. Ben dinlerim. Buraya yazabilirsiniz :)
flechazo okurunun profil resmi
"Içi boş bir kitap okuyan nesli yaratılmıştı." -altı çizilecek cümle- Ben de Ankara'daki kitap fuarına gelecek yazarların imza saatine denk gelmeden fuarı gezip kitap alışverişimi yapmaya çalışıyorum. Aynı manzaraların bir tık altı yaşanıyor çünkü.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkürler Kübra Hanım.
Adar Koç okurunun profil resmi
Farkındalık yaratan bir değerlendirme olmuş, elinize sağlık. Bu konuyla ilgili Stolk'unda yorumu var. bkz: youtu.be/j3UPuvoNwPc
Semih Doğan okurunun profil resmi
Katkınız için teşekkürler Adar Bey :)
Düzlükteki Kavalcı okurunun profil resmi
Benzer bir olayı da ben yaşamıştım.Geçen yıl edebiyat sever bir hocamla Tüyap'a gidecektik,başkaları da duymuştu,2 kişi 10 kişi oldu.O izdiham,o çile derken içeriye girdik.Nereden mi gelmiştik,ta Esenler'den :) O 10 kişinin içinden çıkan populer kültürcüler sayesinde bir kitap almadan çıktık.Sinirliyiz,bunun için mi gelmiştik?Büşüü büşüü diye bağıran bir nesilden,aldığı kitaptan hiçbir şeyi kavramayan bir nesilden,üstüne üstlük bununla övünen bir nesilden ne beklenir ki?Hiçbir şey.Çıktık,aynı yoldan geri geldik.Cebimde 50 lira vardı,kitap alamadıysam çikolata alırım dedim,ceplerimi en pahalı çikolatalardan doldurup evde yedim. Kitabı gösteriş için okumak,okumadan sevdalısı olmak üzücü. Bu şahıscıkların arasında yaşamaktan bıkmış durumdayım,sohbet yok,anlayış yok.Ama canım sahaflar var,kafam esince yürüyerek Beyazıt'a gelir,kitaplar alırım. Teşekkür ederim.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Katkınız için teşekkür ederim Mustafa Bey. Çikolata yemek de iyidir. En azından kendiniz için harcamışsınız paranızı :)
Eylül Türk okurunun profil resmi
Ben ne hayâl ediyorum biliyor musunuz Semih Bey, Her yazarın sempozyum, söyleşi, kıvamında bir konferans salonunda, yahut minderler üzerinde oturulabilen daha içten dizayn edilmiş salonlarda, okurlarıyla bağdaş kurup sohbet edebileceği, çay içebileceği bir kültür merkezi.Bence fuar alanı bunun 10 katı filân olmalı ve her yayınevinin yazarlarına ayrılmış ayrı bir açıkhava salonu, mevsimine göre, konferans salonu tahsis edilmeli ve ciddi bir iletişim olmalı, yazar ve okur arasında...Bir standa, birkaç cümleye, bir imzaya indirgendiğinde bütün diyalog, bana çok yavan ve mânâsız geliyor. Üniversite yıllarında, bir kitapevini kafeyle birleştirmişlerdi ve yazarları söyleşiye çağırıyorlardı.İnanın ben o sohbetlerden aldığım lezzeti hiçbir kitap fuarında yakalayamadım.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Olabilir evet. Bu şekilde gerçekleştirilen bir fuarın amacına hizmet etmekten uzak olduğunu düşünüyorum. Bence bir fuar olmasından ziyade yıl boyunca hizmet eden bir organizasyon olmalı. Böylece olumsuz yanları da zamanla azalacaktır diye düşünüyorum.
Bu yorum görüntülenemiyor
Zeyneb Öztürk okurunun profil resmi
Üzüldüm be...hem de çok....niye ki?? Ben ilk defa fakultedeyken, birinci sınıfta gitmiştim kitap fuarına, bursada.. Bir aylık bursumu fuarda bırakıp, sonra mutluluktan 1 hafta uyuyamadım desem:))) Şimdi okuyunca yazdıklarınızı, bir ağırlık çöktü yüreğime :(.... Tsk ederim... düşündürdüğünüz için...
2 önceki yanıtı göster
Semih Doğan okurunun profil resmi
Hayatlarımızın aynı döneminde fuar ile tanışmışız Sueda Hanım. Katkınız için teşekkür ederim :)
Metin T. okurunun profil resmi
Kitap çalmakla alakalı yazdığım elbette latifeydi. Yalan ve çalmak insanların hayatını çürütür. Karşılıklı verebilecekleri en ağır zarar kaynaklarıdır. Fuarlar ve ziyaretçilere bakmak lazım. İstanbul'da yılda kaç kitap fuarı yapılıyor, bilen var mı arkadaşlar? Tüyap-2017'de yaklaşık 750 bin kişi ziyaret etmiş. Sharjah-Birleşik Arap emirlikleri kitap fuarı 2017'de 2 milyon 300 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş. Arada çok fark var. Gerçi BAE'ne tüm Arap ülkelerinden sıkı bir ziyaretçi akını oluyormuş. Çok büyük iskonto oluyormuş kitaplarda. Üsküdar meydanında bir kitap fuarı vardı, o nerede yapılıyor şimdi, bilen var mı?
34 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.