Ben ne hayâl ediyorum biliyor musunuz Semih Bey, Her yazarın sempozyum, söyleşi, kıvamında bir konferans salonunda, yahut minderler üzerinde oturulabilen daha içten dizayn edilmiş salonlarda, okurlarıyla bağdaş kurup sohbet edebileceği, çay içebileceği bir kültür merkezi.Bence fuar alanı bunun 10 katı filân olmalı ve her yayınevinin yazarlarına ayrılmış ayrı bir açıkhava salonu, mevsimine göre, konferans salonu tahsis edilmeli ve ciddi bir iletişim olmalı, yazar ve okur arasında...Bir standa, birkaç cümleye, bir imzaya indirgendiğinde bütün diyalog, bana çok yavan ve mânâsız geliyor.
Üniversite yıllarında, bir kitapevini kafeyle birleştirmişlerdi ve yazarları söyleşiye çağırıyorlardı.İnanın ben o sohbetlerden aldığım lezzeti hiçbir kitap fuarında yakalayamadım.