Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hasta biriyim ben, kötü biriyim ben, çirkin biriyim ben, karaciğerimle de sorunlarım var var aynı zamanda. Ne zamandan beri istesem de fırsatım olmuyor doktora gitmeye hiç. İstemiyorum da zaten. Yalan söylemeyi seviyorum siz orta zekalı insan topluluğuna. On dokuzuncu yüzyılda nasılsa yirmi birinci yüzyılda da aynı tıp çünkü. Bir grup (burada grup derken milyarları kastediyorum) her şeyi ilahlaştıran insanın taptığı başka bir tanrı. 40'ımı geçtiğime ve aptal olmadığıma göre namussuzum aynı zamanda. Bu karanlık dünyada başka türlü olmuyor çünkü. Namussuz insanlar kendilerinden bahsetmeyi sever hem. Ben de -bu yeşil köşe daha farklı, daha yüce bir yazı hak etse de- namussuz olan ben de kendimden bahsedeceğim. Ne diye senin bu safsatalarını dinleyeceğiz diyebilirsiniz tabi ki. Sonuçta benim gibi hasta, kötü, çirkin, namussuz birisini kim önemser ki zaten. Önemli değil efendim, dinlemeyin. Siz benden daha şerefli, daha namuslu , daha yüce olabilirsiniz. Ama elbette ki daha kötüsünüz ve dinlememek hakkınız. Kötü olmak için doğmuş insan, her ne kadar aksi düşünülse de genelde. Ben de nefret ediyorum bunu bilmeyen herkesten ve tabi ki de sizden. Ama tam da bu sebepten hayranım bu aymazlığınıza. İnsan hem kötü, olup hem nasıl bu kadar habersiz olabilir ki kendinden ve bu durum nasıl olur da hiç rahatsız etmez onu. Tabii önemsemeyebilirsiniz de sizin hakkınızdaki düşüncelerimi. Hiç önemsemeniz zaten. Samsa kadar bile değer vermediniz bana. Karanlık bir silüet olarak kaldım arka planınızda. Etrafınıza baktığınızda bir anlığına beni görmüş olsanız da, bilinciniz bu kadar iğrençliğe müsaade edemedi, perdeledi beni hemen ve o şaşalı sohbetlerinize devam ettiniz sizin gibi uhrevi varlıklarla. Bense kaldım burada hep, kendime göre olan, yılanlarla, farelerle, kertenkele ve böceklerle. "Herkes hak etiği gibi yaşar" ikiyüzlülüğüne de karnım tok benim. Evet baylar ve yirmi birinci yüzyılda olduğumuz için bayanlar. Anladığınız gibi size ihtiyacım yok, size ve anlattıklarımı dinlemenize. Siz istemeseniz de, hatta engellemek için elinizden geleni ardınıza koysanız da, bu fark etmemeye çalıştığınız adam konuşacak kendi kendine. Şu ana kadar fark etmişsinizdir, zeki bir insan sayılırım ben toplum normlarına göre. Ama öyle işini bilen, kurnazca bir zekilik değil benimki. Belki de ancak burada kalmama, yukarı çıkamamama sebep olan bir zeka. Sizin gibi normal bir zekaya sahip olan normal bir insan olsaydım daha yüksek bir mevkiye kolaylıkla yükselebilirdim belki. Bunun için bir parça iyi birisi olmam yeterliydi sadece. İyi olmak, zaten her şeyin başı bu değil mi. Tıpkı sağlık gibi. İyi, yardımsever, sevecen. İğrendiriyor bu basma kalıp değerler beni. Hepiniz benden iyi olduğunuzu düşünüyorsunuz değil mi? Peki hanginiz iddia edebilir gerçekte iyi ve yüce olan şeyleri düşünüp uygulamaya çalışırken, kafanızın o kimsenin görmediği küçük karanlık arka tarafında, belki de bilinçaltınızda, belki yeraltınızda yaptıklarınızın size sağlayacağı çıkarı düşünmediğinizi? Ve hanginizin içini yiyip bitirmez yaptığınız o yüce davranıştaki sahtekarlık? Kimsenin mi? Peki. Bakın ben belki biraz fazlayım bu yaşadığımız şehre, yaşadığımız yıla, yüzyıla. İşte bu yüzden bana uyum sağlayamıyorsunuz siz de herhalde. Yok alay etmiyorum sizle; yeterli bilince sahip olmadığınız için, bilakis kıskanıyorum sadece. Keşke bende sizin gibi dar kafalı olabilseydim de güzel ve yüce olandan zevk alabilseydim. Olmuyor ama, hep bir yıkım, hep bir atalet oluyor eninde sonunda. Onurlu bir adam olduğum için, tabiat ve gerçek aşığı, işi dışı bir olan sizler gibi yapamıyorum hiç. Elbette içi dışı bir olanlar da fazlasıyla onurludurlar, fazlasıyla ahmak oldukları gibi. Bir şeyin sonucunu düşünmeden ortaya atılırlar ve sonunda genelde kahraman olur böyle tipler. Ben ise kendimi bitirene kadar düşünürüm karşıma çıkan durumu. Karşımdaki insanın şerefini zedelemeyecek kadar onurlu olduğum için olsa gerek, her zaman da sessizce uzaklaşan ve kendi kendine küfreden ben olurum ama. Bu o kadar sık tekrarlanmaya başladı ki artık ben de önemsemiyorum bu durumu Yo, önemsiyorum aslında. Hatta zevk alıyorum böyle aşağılanmaktan acı çekmekten, yok sayılmaktan. Bir insan yok sayılmaktan zevk alabilir mi hiç? Ben alıyorum. Belki de sizin o doğanın kanunlarına olan inancınıza karşı çıktığım için mutlu oluyorum. Hem nereden üstün oluyor sizin o aptal kanunlarınız benim özgür irademden? Aptal bir şekilde yaşıyor olabilirim ama sizin iyi, ahlaklı ya da uygulanabilir olarak gördüğünüz şeylere uymak zorunda değilim ben. Zor durumda olan olan birisine yardım etmek istemiyorum mesela hiç. Israrla karşı çıkıyorum. Durmadan karşı çıkıyorum. Ta ki...ta ki gerçekten yardımım istenip, reddedemememe, o gücü kendimde bulamamama dek. Ben de bu; en medeni, en asil, en barışsever toplumun bir parçası oluyorum sırf hayır diyememekten. Ne oldu, barışsever deyince gülümsediniz. Sonuçta bütün bu kurallar, kanunlar, kaideler, iyiyi, güzeli, refahı, barışı getirmek için değil mi? Bütün bu ilerlemeler insan için yapılmamış mı? Herhalde yüz elli yıl öncesine göre daha erdemli, daha üstünüz. Daha iyi davranıyoruz bu kadar gelişme yüzünden değil mi? Sizi bilmem ama ben sadece daha yalnızım eskiye göre. O bahsettiğim normalden fazla bilinçli olma durumu itiyor beni bu yalnız yaşama ve mutluyum böyle. İhtiyacım yok kimseye. Nasıl istersem olurum ben hem. Sırf siz o kuralları koyanlar, yalnızlık kötü diyorsunuz diye bu halimden utanmam mı lazım? Sizim kötünüzün, benim için de kötü olduğu ne malum? Siz iki kere iki dört diyorsunuz diye onu elimde bayrak yapıp sallamam mı gerekiyor benim? Belki de iki kere ikinin beş ettiği bir dünya hayal ediyorum ben. Her şeyin bilincindeyim ve her şeyi düşünüyorum. Siz her şeyin bütün olasılıklarını düşünmeyi denediniz mi hiç peki? Bir şeyi beş bin kere düşünüp yine yanlış olanı yaptınız mı? Ya da hiç tepkisiz atıl bir durumda kaldınız mı olaylar karşısında? Böyle birisi nasıl saygı duyabilir kendine? Siz de duymayın zaten. Hem ben neden kendimi anlatmaya başladım ki? Kendi karanlığımda yaşamanın yetmesi lazımdı bana. Evet, eski bir kış akşamı vardı, daha anlatılacak, ahmaklığıma şahit olacağınız. Ama daha fazla soyunmak, içimi açmak istemiyorum önünüzde artık. "Yeraltından Notlar"mı? Boş verin Allahaseniz, paranoyak birinin hezeyanlarını kim okumak ister ki? NOT : Yüzelli yıldır böyle bir çok yazı yazıldı ve yüzyıllar boyunca yazılmaya devam edilecek. Ama hiçbiri o ilk metin gibi etkileyemeyecek insanı.
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,8bin okunma
··
2.886 görüntüleme
Necip G. okurunun profil resmi
Erhan hocam Yeraltından Notlar’ı, Dostoyevski’nin el yazmalarından mı okudunuz? Buraya yazdıklarınız da muhtemelen kitaba eklenmemiş notlar olsa gerek?! Bakın, elinizdeki notlar inanın çok kıymetli. Bugün bir müzayedeye verseniz, kazandığınız parayla ömür boyu sırtınız yere gelmez. Burada inceleme olarak paylaşarak çok yazık etmişsiniz gerçekten. Şimdi bu notların sizde olduğunu öğrenen Rus mafyası kapınıza dayanacak! Hiç tanımadığınız akrabalarınız çıkacak ortaya... Sizin adınıza üzülmekten başka elimden bir şey gelmiyor ne yazık ki... Sağlıcakla kalın...
Erhan okurunun profil resmi
İşte nedense en olmayacak şeyi yapıyor insan böyle çok düşününce:) Neyse, elde bir şey kalmayınca heralde fazla bir şey yapmazlar. Çok teşekkürler abartılı övgünüz için:)
4 sonraki yanıtı göster
Icetree okurunun profil resmi
Sizin önceki incelemelerinizde uzaktan usul usul gelen esintiler,bu kadar yaklaşınca kasırga yetkisi yapıyormuş ,anlamış oldum.:)Yine de biz orta zekalı insanların sevgisine,samimiyetine inanın hocam,değerlisiniz:))Hiç bu kadar afalladığım bir inceleme okumamıştım.Kaleminize sağlık..Sevgiler
Erhan okurunun profil resmi
Orta zekalı yakıştırması sırf yeraltı adamına öykünmek içindi. Öyle bir düşüncem yok elbette:) Samimi yorumunuz için çok teşekkürler.
1 sonraki yanıtı göster
Semih Doğan okurunun profil resmi
Önce “klasik Erhan Bey incelemesi”dir diyerek “Devamını Göster”e tıkladım. Okumaya başladım. Her zamanki gibi anlaşılır dille yazılmış çok uzun olmayan bir inceleme bekliyordum. Ancak oku oku bitmedi. Yok dedim bu klasik Erhan Bey incelemesi değil. Sonra iyice meraklanıp biraz daha okudum. Aha dedim bu sefer kendisinden de bir şeyler katmış incelemeye. Sonunda şu ketum tavrını bir kenara bırakıp kendisini açmış bizlere. Soluksuz okudum ve çok sevdim bu tarzınızı. Elinize sağlık.
3 önceki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, aslında öyle şeyler yazmayı seviyorum - saçma tutarsız şeyler. Ama inceleme diye kısıtlanınca olmuyor, bir kalıp içinde yazmak zorunda oluyor insan. Neyseki Dostoyevski var da Yeraltından Notlar böyle bir imkan verdi. Çalabildim bir şeyler adamdan. Tabi ki bunların hayal mahsulü oluğu şüphesiz. Ama çevremizdeki insanlara bakılırsa, (özellikle bu yüzyılda) bunların yazarınının aramızda olmasının olası değil muhakkak olduğu görülecektir, diye bir alıntıyla bitireyim bari. Çok sağolun tekrar.
8 sonraki yanıtı göster
Erhan okurunun profil resmi
Gittiği gibi habersizce dönmüş :)
Metin T. okurunun profil resmi
Değerli Erhan Bey, ne kadar da zekice yakalamışsınız Freud'a amentu olmuş noktaları, tebrik ederim. Süperdi. Doyurucu ve ilham vericiydi. Bravo diyorum. İyi ki tanıdım sizi. İyi ki varsınız.
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler hocam, saçmaladım bir şeyler kitaptan da bir şeyler katarak. Sağolun siz de varlığınız için.
1 sonraki yanıtı göster
Rahime okurunun profil resmi
İnceleme değil ameliyat olmuş resmen. Kaleminize hayran kaldım. :)
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler
Metin T. okurunun profil resmi
Bu arada, bu eser benim en çok sevdiğim Dostoyevski eserlerinin ilk üçüne güreşir. Geleneksel romanın doruklarından biridir. Ve içinde ne yok ki?
Bu yorum görüntülenemiyor
Adem okurunun profil resmi
Elinize sağlık Erhan Bey severek okudum. Thomas Bernhard'ın "Sarsıntı" kitabına böyle bir inceleme taslağı hazırladım. Yazarın anlatım tarzına paralel bir şekilde kendi kurgumu yazarın kurgusuna katarak harmanlamıştım. Lakin pek anlaşılmayacağım için onu paylaşmaktan vazgeçmiştim. Sizin de incelemenizin standart kalıpları kırmış olması anlaşılmama durumunu doğurmuş o yüzden kaldırıltılmış da olabilir bilemiyorum. Halbuki "Yeraltından Notlar" kitabını okuyan kişi bu incelemeyi okurken ayrı bir keyif alır.
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, Bernhard'a pastiş yapmak zordur baya. Paylaşsaydınız keşke. Anlayan çıkardı illaki. Bunun kaldırılmasının sebebinin okumaya üşenme olduğunu düşünüyorum ama ben :)
1 sonraki yanıtı göster
Selman Ç. okurunun profil resmi
Sabah sabah ben ne okudum yaa. Kelimeler tokat gibi çarpıyor insanın yüzüne. Bu kitabı okumuştum ancak tekrar okuyacaklarım arasına almıştım; okuduğum zaman hakkını veremediğimi düşünmüştüm. Bu incelemeden sonra sanırım yakın zamanda okurum. Yüreğinize sağlık.
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, ben de tekrar okudum zaten son günlerde.
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.