Birçok kez, odama kapanıp düşüncelerimle başbaşa kalmaktansa, sıkıntıya yenik düşüp kendimi sokağa attım, vitrinlere baktım, başımın üzerinde ışıldayan lambaları izledim, zilleri çalan ve hızla ilerleyen tramvaylara bindim, kafelere oturup pek burjuva Alman dergilerindeki resimlere baktım; arkadaşları arayıp onlarla saçma, kötü ya da esprili konular üzerine uzun uzadıya konuştum..
Ve sonra vücudumun ve şehvetin, midemin ve penisimin beni yenmesine göz yumdum. Saatlerce çalışamayacak hale gelene kadar tıka basa yemek yedim; insana her şeyin ciddiyetsiz ve kolay, keyifli ve uzak gözüktüğü o hoş sarhoşluk haline girmek için bol bol içtim; kadınların yanında sarmaş dolaş, ateşli, mutlu bir halde saatler, akşamlar ve geceler tükettim.