Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

123 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Her ne kadar geç kalmış bir buluşma olsa da öncelikle Mehmed Uzun'la ve kitabıyla beni buluşturan #30997659 etkinliğinde
Esra Kurt
Esra Kurt
hanım başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim... En baştan vurgulamak isterim ki; konu olarak çok farklı, dil ve anlatım yönünden çok zengin, zihnimde bıraktıkları açısından çok değerli bir kitap okudum arkadaşlar... Bunca karmaşa ve ayrıştırmanın içinde; insanlar sürekli birbirinden uzaklaştırılmaya ve birbirine düşürülmeye çalışılırken, her şeye inat, bir Kürt yazarı tanımanın, Mehmed Uzun özelinde Kürt edebiyatına bir nebze olsun yaklaşmanın keyfini yaşadım... Bu etkinlik bir yazar etkinliği olduğu için Mehmed Uzun'a birkaç satır değinmeden geçmek olmaz diye düşünüyorum. Hayatını ana dilini savunarak, dilinin, edebiyatının mazisini araştırarak, bir dilin neden yasak olduğunu sorgulayarak ve kendi dilinde edebiyatın tüm zenginliğini, tüm güzelliğini içinde taşıyan eserler vererek geçirmiş bir yazar Mehmed Uzun... Yıllarca sürgünde yaşamak zorunda kaldığı İsveç'te dahi bu sevda ve gayretinden asla ödün vermemiş; hem yurt içinde hem de yurt dışında çok geniş bir çevrenin saygısını kazanmayı başarmış bir aydın... Her ne kadar kendisi yaşarken yaptıklarının, yazdıklarının tam karşılığını alamamış olsa da, ben inanıyorum ki bugün var olan ve bundan sonra gelecek olan nesiller bu değerli aydına gecikmeli de olsa hak ettiği değeri verecek ve onun daha fazla kitap dostu tarafından tanınmasına katkıda bulunacaktır... Uzun'la tanışma kitabım
Yaşlı Rind'in Ölümü
Yaşlı Rind'in Ölümü
ise yazarın 1987'de yayınladığı bir kitap... Bana yazıldığı tarihten 30 yıl sonra okumak kısmet oldu nedense! Kitabın iki baş karakterinden biri olan Serdar, kitabın yazarı Uzun'un yaşadığına benzer bir sürgün hayatı sürüyor. O da kendi topraklarını terk edip İsveç'e gidiyor ve o da Uzun gibi orada kendi dili ile ilgili araştırmalar yapıyor. Yaşlı Rind ise sürgün yolculuğu esnasında köyün birinde tesadüfen tanıştığı kör bir bilge... Aralarında öyle sıcak bir ilişki kuruluyor ki, siz de üçüncü kişi olarak onların yanında bulunmak, sohbetlerinin bir parçasından tutup o anlara tanıklık etmek istiyorsunuz kitabı okurken... Kitap gerçekten de çok güçlü bir dil ve anlatıma sahip... Sizi edebi anlamda fazlasıyla doyuruyor. Kitabı bitirdiğinizde 'dolu dolu' geçen edebi bir yolculuğun tatlı yorgunluğunu hissediyorsunuz... Daha fazla detaya inmeden bunan sonrasını size bırakıyorum. Kitaba adını veren Yaşlı Rind'i özellikle tek cümleyle geçtim. Çünkü Yaşlı Rind'i, tıpkı kitapta işlendiği gibi kısık ateşte yavaş yavaş tanıma keyfini sizden almak istemedim... ---------------------------------- Madem bize çok yakın ama fazla uzak olan 'Kürt edebiyatı'na bir giriş yaptık, o zaman bu kitap vesilesiyle birkaç genel düşüncemi de sizinle paylaşmak isterim... Kendi kişisel tarihimde, Türkler ve Kürtler arasında süregelen sorunlara 'Arkadaşlar benim Kürtlerle hiçbir sorunum yok, hatta benim pek çok Kürt arkadaşım var' sığlığında yaklaşmaktan vazgeçeli uzun yıllar oldu... Her konuda olduğu gibi bu konuda da siyaseti kılavuz edinmek yerine, kendim görüp keşfetmenin, tanıyıp da karar vermenin yollarını aradım her fırsat bulduğumda... Çünkü bana göre siyaset sorun çözen değil, sorunla beslenen bir kurum... Tabağına bir lokma da ben ekleyip kendi ellerimle beslemek istemedim açıkçası... Bilmek, empati kurmak, anlamak veya sevmek... Niyetiniz ne olursa olsun bana göre başlangıç noktası tek bir kapıya çıkıyor; TANIMAK... Tanımak bence insanı fikirsel özgürlüğe davet eden önemli bir istasyon... İnsanların başkalarından devşirme, kaynağı belirsiz hazır fikirlerle ortamlarda asıp kesmesi yerine tanıyıp kendi fikirlerini üretmenin, bu fikirleri savunmanın peşine düşmesi gerekiyor artık... İşte bu yüzden siyaset yerine sanatı, edebiyatı, kültürel çeşitliliği, varsa imkan gezip görmeyi kılavuz edinmek zorundayız... Siyaset bizi ayrıştırmak, bölmek, parçalamak için sorun üstüne sorun bina ederken, sanatın, edebiyatın, kültürün de o ölçüde bizi yerden kaldırıp, toplayıp, birleştirmesi gerekiyor. Ancak unutulmamalı ki, siyaset bulduğu her delikten girip yakaladığı yerde karşımıza çıkarken, sanatın, edebiyatın maalesef böyle bir lüksü yok. O yüzden gerekli çabayı gösterip ve önyargılarımızı bir kenara atıp bizim onlara gitmemiz, rotamızı o yöne çevirmemiz, keşfetmemiz gerekiyor! ------------------------------------ Özellikle mesleğe yeni adım attığım ilk muhabirlik yıllarımda zaman zaman Doğu ve Güneydoğu'ya iş vesilesiyle çeşitli ziyaretler yaptım. Bu ziyaretlerimde konuya bakış açımı değiştirecek, her şeyin bize anlatıldığı (ya da dayatıldığı) gibi olmadığını gösteren çok önemli kazanımlar elde ettim. Mesela ziyaretlerimden birinde tatsız bir olaya tanık oldum. Bir ilkokulun bahçesindeki trafoya(!) topu kaçan bir çocuk topunu almak isterken elektrik akımına kapılıp can verdi. Olayı haber yapmak için hemen okula koştum önce... Gittiğim yerin okul olduğuna ikna olmam baya uzun sürdü. Ancak içeri girip de sıraları, yazı tahtasını görünce anladım doğru yerde olduğumu... Aynı günün gecesi bana rehberlik eden yerel gazeteci abimden beni çocuğun evine götürmesini rica ettim. Eve gittiğimde gördüğüm manzara çok daha ürperticiydi. Hayatımda gördüğüm en varoş, en bakımsız mahallenin dibinde ev adını verdikleri bir yerde yaşıyordu aile... O gece burada paylaşamayacağım başka şeylere de tanık oldum... Ve nihayetinde bu olay bana 'Kürt sorunu' denen şeyin salt bir dil veya kimlik sorunu olmaktan öte, temelinde bir 'insanlık' sorunu olduğunu öğretti... O evde yaşayan bir çocuğun okuduğu okulun bahçesine trafo koyma hakkını kim kendine reva görmüştü acaba? İşte o yıllarda böyle başladı 'tanıma' hikayem... Bir başka gün, tanıdığım herkesi devreye sokup o çok istediğim Dengbej dinletisinde buldum kendimi... Dinletinin olacağı gün alana ilk gidenlerden biri bendim... Etkinlik saatine yakın adım atacak yer kalmadı alanda... Dengbejlerin Kürt kültüründeki önemini biliyordum ama bunu tecrübe etmek çok daha önemliydi benim için... Etkinlik bittiğinde ben de Meltem Cumbul gibi (Gönül Yarası filmindeki meşhur sahne:) tek bir kelime anlamadığım bu dinletiden inanılmaz etkilenmiştim. Etkinlik sonunda röportaj yapmak için Dengbejlerden birinin yanına giderken o atmosferin etkisiyle müthiş bir heyecan dalgası yaşadım. O an bana 'Tarkan'la mı yoksa o dengbejle mi röportaj yapmak istersin' diye sorsalardı tartışmasız dengbeji seçerdim. Çünkü o an İstinye Park'ta değil, oradaydım. O kültürün, o atmosferin bir parçasıydım. Kürt değildim, ama yabancı da değildim... Sadece 'tanımanın' büyülü koridorları arasında yürüyen sıradan bir insandım... Size buna benzer çok daha fazla deneyim anlatabilirim ama bu yazının bir kitap incelemesi olduğunun da farkındayım:) Bazen böyle oluyor işte, kitabı değil de kitabın bana anlatmak istediğini ya da benim ondan anladığımı gelip yazıyorum buraya... Sanki Mehmed Uzun'un bana sunduğu edebi lezzetin karşılığını bu şekilde vermem, hayatta olsaydı eğer, onu çok daha mutlu ederdi diye hissediyorum... --------------------------- Tüm bunlar bir yana, Mehmed Uzun'u 35 yaşımdan sonra tanıdığımı, Kürt sanatçı Dodan'ı, ancak 40 yaşında katılabildiği, ülkenin popüler kültür deyince akla gelen ilk TV şovunda keşfettiğimi, pek çok Kürt yönetmenin tek bir filmini dahi seyretmediğimi hesaba kattığımda, daha yolun çok başında olduğumu, önümde tanımak ve anlamak için çok uzun bir yol olduğunu tüm samimiyetimle belirtmeden de geçmek istemem açıkçası... Halklar siyasetin kendilerine çizmiş olduğu dar alandan çıkıp yola kendi başlarına devam etmeye çaba gösterdikçe, bu kültürel zenginliğin daha fazla içine gireceğimizden hiç kuşkum yok. Birbirimize her ortamda küfür ve hakaret ettiğimiz günleri geride bırakıp birbirimize daha fazla kitap, film, şarkı tavsiyeleri verdiğimiz, sahnedeki sanatçının ırkına bakmadan aynı konserlere gidip eğlenebileceğimiz, bulduğumuz her 3 günlük tatilde soluğu Mikanos'ta almak yerine ortak kültür ve tarihle varettiğimiz kendi kentlerimizi, kendi lezzetlerimizi keşfedeceğimiz günler de gelecektir elbet... Eğer siz de o günlerin hasretini çekiyor ve bunun için bir 'ilk adım' arıyorsanız, ilk fırsatta Mehmed Uzun'un bir kitabını okuyarak atabilirsiniz bu adımı... Silahların sustuğu, sadece kelimelerin ve ezgilerin konuştuğu daha güzel bir dünyada buluşmak dileğiyle... Herkese keyifli okumalar dilerim...
Yaşlı Rind'in Ölümü
Yaşlı Rind'in ÖlümüMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20174,220 okunma
··
1.212 görüntüleme
İpek Demirer okurunun profil resmi
İnceleme ve “tanımak” işini böyle tarafsız yaptığınız için teşekkürler. Kaleminize sağlık. İnsan insana fırsat vermeli. Kendini ifade etme fırsatı. Bir noktada ona dokunmalı. Acıtmaya çalışarak değil ama tanımaya çalışarak. Ön yargılı bir insan olmadığınız için çok şanslısınız. Yoksa dengbejleri tanıyamaz o zevkten mahrum kalırdınız. Dedem eski bir dengbej olduğu için ne kadar güzel bir şey olduğunu bende biliyorum :) Kaleminize ve tarafsız yüreğinize sağlık :)
Necip G. okurunun profil resmi
İpek hanım çok teşekkür ederim. Benim bakış açımda insan önce kendiyle barışık olmalıdır. Kendiyle barışık olanlar herkesle barışabilir, bir ortak noktada buluşabilir diye düşünüyorum... Önyargıları yıkmanın da ilk adımı bu olabilir... Bir dengbejin torunu olmak eminim çok farklı şeyler katmıştır hayatınıza. Belki bu kadar güzel yazılar yazmanızda dahi etkisi vardır:) Bu güzel düşünceleri paylaştığınız için tekrar teşekkür ederim... Selam ve sevgilerimle...
1 sonraki yanıtı göster
Roquentin okurunun profil resmi
Her cümlesiyle enfes bir yazı olmuş, keşke bunları buluşmalarda da konuşsak. Çok mutlu oldum okurken ayrıca hüzünlendim. Sanat bu yüzden gerekli değil mi? Her deneyim gerçeği anlamakta etkili olur elbette ama oralara gitmeden oraları görmeden de bu bilince sahip olması gereken çokça milyonlara ancak sanat ışık olabilir. Bu arada kürt sineması da aslında muhteşem . "Yarım Ay" filmi bence kesinlikle büyüleyici.
Necip G. okurunun profil resmi
Elif çok teşekkür ederim öncelikle... Evet kitap buluşmalarında bu konuları konuşup tartışmayı ben de çok isterim. Özellikle konunun edebi boyutu bile üzerinde uzun uzun konuşulmayı hak ediyor. Gidip görmek ve deneyimlemek tabii ki güzel ama olmazsa olmaz değil. Dediğin gibi sanat ve edebiyat bu ihtiyacı fazlasıyla karşılıyor. Yarım Ay önerisi için de ayrıca teşekkürler. Seyredeceğim mutlaka... Sevgilerimle...
1 sonraki yanıtı göster
kyrios maldoror okurunun profil resmi
Sabahın ilk saatlerinde insanın bu kadar doyurucu bir yazıyla karşılaşması -en azından benim için- başına gelebilecek en güzel şeylerden biridir. Dr. Şeriati'nin çok sevdiğim bir sözü vardır, ve bu sitede olgunluğunu bu konuya aksettirebilen, bunu bizlere incelemeleriyle hissetirebilmeyi başarmışlardan biri de sizsiniz; "Reddettim" ve "Kabul Ettim"ler seni avam olmaktan ve anlayışsızlıktan kurtarmaz, toplumu da tanımalısın diyor, Şeriati. Semih Bey'in de belirtmiş olduğu gibi sizi tanımanın bizim için bir şans olduğu gibi, çok eğitici bir inceleme olmuş, emeğinize sağlık, teşekkür ederim.
Necip G. okurunun profil resmi
Fırat bey çok teşekkür ederim öncelikle... Şans olarak ifade ettiğimiz durum inanın karşılıklı... Hepimiz bu sitenin olanaklarından payımıza düşeni alıyoruz:) Şeriati’den yaptığınız alıntı, özellikle bu incelemenin altında çok anlamlı oldu. Vermek istediğimiz mesajı etkili bir cümlede toplamış Şeriati... Farklı paylaşımlarda görüşmek dileğiyle Fırat bey... Selam ve sevgiler...
Homeless okurunun profil resmi
İnceleme harikulade olmuş Necip bey. Tanımanın, anlamanın karşılıklı daha sağlam temellere oturacağı kanaatindeyim. O yüzden Türk-Kürt ayrımı olmaksızın her bireye ayrı bir sorumluluk düşüyor. Bu coğrafya, çok acılar, dramalar, trajediler yaşadı. O sebeple, İsmet Özel'inde söylediği gibi: ''Yolumuz birbirimizi anlamaktan geçmiyor ise, hiçbir yere varamayacağız demektir.'' Teşekkür ederim.
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Yaptığınız alıntı ve yazdıklarınız, birebir katıldığım düşünceler. Yolumuzu oraya düşürmek de bizim kontrolümüzde olan bir durum. Yeter ki o yolu kullanmayı tercih edelim... Selam ve sevgiler...
Elif okurunun profil resmi
Baştan sona insanın ufkunu açan inceleme için çok teşekkür ederim. Özelikle değindiğiniz konuya bakış açınızı keşke zihinlere de enjekte edebilseydik. İnsan olmaktan öte varlığı bulunmayan farklılıkları ile bu hayatı yaşamanın sevincini yaşamak yerine birbirini ayrıştıran anlamak yerine sadece suçlamayı ve öteki olmaya mahkum eden bizler hayatı yaşamaktan çok yok etme çabası içerisindeyiz sanki. Bölmeye parçalamaya olan merakımız insani yönlerimizi de alıp götürdü elimizden maalesef. Doğaya dönüp baktığımız zaman her şey yerli yerinde eğer insan eli değmemişse. Akıl sahibi varlıklar olarak dünyayı daha da güzelliştirmek varken var gücümüzle yaşanmaz hale getirmeyi başardık. O, bu, şu veya onlar var artık. "Biz" düşüncesi aile içinde dahi var olan bir duygu değil. Olumsuz değerlendirdiğimin farkındayım ama durum bundan ibaret. Umalım da bir gün biri eline insanlık meşalesini tekrar alır da biz de aydınlığı paylaşırız. Kim bilir belki biz yapabiliriz bunu bir gün....
Necip G. okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim Elif Hanım. İncelemede yer vermek istediğim ama uzunluk nedeniyle elemek zorunda kaldığım konulara değinerek önemli bir katkı yapmış oldunuz:) Yazdıklarına ‘olumsuz değerlendirmek’ olarak bakmıyorum ben. Çünkü hepsi gerçek ve günlük hayatta yaşadığımız şeyler. Eğer olumsuz bir durum varsa o da gerçeğin kendisi maalesef... Tekrar teşekkür ederim Elif hanım... Sağlıcakla kalın...
Bu yorum görüntülenemiyor
Nilüfer okurunun profil resmi
Yüreğinizde sağlık, sabah sabah bu kadar güzel bir yazıyla karşılaşmak müthiş oldu. Zaten listemdeydi yazarımız ama ilk fırsatta temin edip tanışacağım.
Necip G. okurunun profil resmi
Nilüfer hanım çok teşekkür ederim. Her şey bir yana, sadece kitaplarında varolan edebi zenginliği keşfetmek için dahi Mehmed Uzun okunmalıdır bence... Size de şimdiden keyifli okumalar dilerim...
Anıl okurunun profil resmi
Necip Hocam ne güzel bir bakış açısı bu böyle hayran kaldım, Evet dediğin gibi fikir üretmek için önce tanımak gerekecek ama burada hazır tanıyıp fikir üretmiş bir adamın fikirlerini hiç kusura bakma düşüncelerime devşireceğim. Ellerine sağlık. "Her konuda olduğu gibi bu konuda da siyaseti kılavuz edinmek yerine, kendim görüp keşfetmenin, tanıyıp da karar vermenin yollarını aradım her fırsat bulduğumda... Çünkü bana göre siyaset sorun çözen değil, sorunla beslenen bir kurum... Tabağına bir lokma da ben ekleyip kendi ellerimle beslemek istemedim açıkçası..." "Silahların sustuğu, sadece kelimelerin ve ezgilerin konuştuğu daha güzel bir dünyada buluşmak dileğiyle..."
Necip G. okurunun profil resmi
Anıl çok teşekkürler... Fikirler paylaşıldıkça bir anlam ifade ediyor. Pek çok konuda olduğu gibi bu incelemede bahsi geçen konularda da hemfikir olduğumuz için çok mutluyum. Selam ve sevgiler...
Sîyajîn okurunun profil resmi
Ne kadar güzel bir inceleme bu böyle ya;)
Hatice Filiz okurunun profil resmi
Suan elimde Mehmed Uzun'un bi kitabı var, okusam mı diye düşünüyordum ve bu incelemeye denk geldim:) tabi ki okuyacam artık. Bu güzel inceleme için teşekkür ederim.
5 önceki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim Hatice hanım. Eğer elinizde varsa hiç vakit kaybetmeyin derim... Şimdiden keyifli okumalar:)
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.