Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Onat Kutlar, Türk Şair, Yazar, Sinema ve Fikir Adamı yazıyor biyografisinde. 59 yaşında terör saldırısı sonucu öldürülene kadar bütün bu dallara katkıda bulunmuş elinden geldiği kadar. Bakarsınız hayatına, şu anki konumuz 23 yaşında Gaziantep'den İstanbul'a geldikten sonra yazdığı ilk kitabı, 9 öyküden oluşan İshak. İlk önce İshak'la tanışmamı sağlayan kitaptaki öyküleri anımsatan rüya gibi incelemesiyle https://1000kitap.com/hergl 'ya ve kitap hakkında yaptığı yorumları doktora tezi boyutuna ulaşan
Metin T.
Metin T.
'ye teşekkürlerimi sunarak başlayayım incelemeye. Anladığım kadarıyla öncelikle içindeki öykülerle olmasa da üzerine yapılan olumlu eleştirilerle kült statüsüne ulaşmış bir kitap bu. "Güney Amerikalılar yapıyor da bizimkiler neden yapamıyor"a cevap olarak “Daha Marquez Büyülü Gerçekliğin ne olduğunu bilmiyorken, 23 yaşında yazmış bu kitabı” diyor eleştirmenlerimiz-(Fethi Naci). Sürreal edebiyat var bir yerde- farklı tabii, Ama ben Sait Faik'in bazı öykülerini kafamda bu akıma uydurdum sürrealdan çok, cahillliğimden. Peki ne büyülü gerçeklik, o çok bilinen reçel isteyen hayalet tanımından farklı olarak? Bence bir çocuğun ya da yaşlı bir kadının hayal ile gerçeğin birbirine karıştığı dünyasını örnek gösterebiliriz. Farklı şeyler de olabilir tabi, ama ben büyülü gerçeklik içeren kitap/filmlerde korkutucu şeyler gördüğümü hatırlamıyorum fazla. (Gerçi Pan'ın labirenti sıkıntılıydı biraz kabul etmek lazım) Onat Kutlar'ın bu kitabında da bazı öykülerde gerek anlatımdan, gerekse olaylardan sanki bir rüyanın içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Ama çoğunda bu rüya karabasan oluyor. Kötücül bir şeyler var bu hikayelerde, ama bağlıyor sizi kendisine her kötü şey gibi. Şu alıntı mesela, #32126239 -bencil kediler, kuşlar filmini hatırlatıyor insana biraz. Kitabın başında Onat Kutlar'ın 1977 yılında ikinci baskı için yazdığı önsöz var. Bazı incelemelerde hikayelerden daha iyi olduğu söyleniyor ki, buradaki anlatım, kitabın hikayesi gerçekten güzel. Buradan yazarın diğer deneme kitaplarını da okumam gerektiğini anlıyorum. Yalnız bu önsözden sonra, hikayelerde “küçük, alçakgönüllü kesitler”, yazarın çocukluk gençlik yaşamından bölümler bulacağımı düşünürken bambaşka şeylerle karşılaşıyorum. Hayır, o söylenilen büyülü gerçeklik değil beni şaşırtan. Üslubu öncelikle, betimlemeler ya da metafor kullanımları olağanüstü. #32232377 ya da #22706502 gibi alıntılarda tutuluyorsunuz yazarın diline. Kullanılan kelimelerin tam yerinde olduğunu görüyorsunuz , daha uygun olamayacağını biliyorsunuz , fazladan bir söze gerek kalmadığını anlıyorsunuz. Yani benim yaptığım gibi konuştukça konuşmuyor Onat Kutlar. Kısa ama vurucu hikayelerle etkiliyor insanı. Üslubu anlattık, ya kurgu. Hayır, havada şeyler yok hikayelerde, olan bir şeyler var. Durum hikayeleri değil, onlarca sayfa betimleyip sonuçta bir şey vermeyenler gibi hiç değil. 7-8 sayfada kurguluyor hikayeyi. Okuyorsunuz, bir şeyler anlıyorsunuz. Kafanızda soru işaretleri oluşuyor, tekrar okuyorsunuz – başka bir şey fark ediyorsunuz. "Yoksa şöyle miydi? "diyorsunuz, tekrar okuyorsunuz, başkasıyla konuşuyorsunuz. Yani bitmiyor hemen hikayeler, yaşatıyorlar kendilerini daha sonra içinizde. Netlik, kesinlik arayanlar karşı çıkabilirler belki ama kötü bir şey değil kesinlikle bu söylediğim. Bazı hikayelerde gerçekten Marquez'vari bir sıcaklık varken, bazılarında Poe'nun nefesiyle ürperiyorsunuz sanki. Ama kitabın sonunda düşündüğünüz tek şey var: “Ben neden bugüne kadar ıskaladım bu kitabı”. Her açıdan zamanında kendisine verilen değeri hak ediyor bu kitap şu an nispeten unutulsa da. Peki ne yapmamız gerekiyor; bir yerden başlamak gerek tabii. İlk önce kitap gibi kısacık ama aynı seviyede değerli olan bu incelemeyi (#22780326) okuyup bir şeyler hissedip hissetmediğinizi sorun kendinize. Bu soruya cevabınız evetse, YKY'nin 72 sayfalık 4. baskısı halen satılmakta. Alıp sindire sindire okuyun kitabı. Daha sonra tekrar okuyacaksınız zaten. Kitap bittikten sonra da,
Li-3
Li-3
'ün Onat Kutlar'a ithafen yazdığı 23 hikayesine göz atabilirsiniz. (#31885227) O da bu kitaba girebilecek kadar güzel bir hikaye çünkü. Kendisini 23 yıl önce kaybetmiş olsak da geç kalmış sayılmazsınız. Bilinmeyi, okunmayı hak eden birisi Onat Kutlar.
İshak
İshakOnat Kutlar · Yapı Kredi Yayınları · 2009788 okunma
··
976 görüntüleme
Necip G. okurunun profil resmi
Bize kaçacak delik bırakmamışsın:) insanın aklının ucunda bile olmasa dahi şu incelemeden sonra dışarı çıkıp nöbetçi eczane arar gibi nöbetçi kitapçı araması çok olası. Biliyorum bu bir tuzak:) Daha önce bir kaç defa yakalandığım o tuzaklardan biri daha. Yani demek istediğim, bu kitabı alıp okuyacağım ve kesinlikle üzerimde sende bıraktığı etkinin yarısını dahi bırakmayacak:) Hissedebiliyorum bunu. Ancak merak öyle birşey ki, ben yine kendi irademle düşeceğim bu tuzağa:) Çünkü başta dediğim gibi kaçacak yer bırakmamışsın. Her satırıyla muazzam bir inceleme olmuş... Li’nin öyküsü fitili ateşlemişti. Sen alev alev yakmışsın ortalığı:) Emeklerine sağlık...
Erhan okurunun profil resmi
İşte ilerde reklam vb. işin olursa kime geleceğini biliyorsun artık. Kısa ama kitap zaten, okunur yani. Yarın da yapabilrsem bu kitaptan hikaye paylaşacağım o başka bir hikaye etkinliği için olmazsa Sait Faik :) Alıntılarda görmüşsünüzdür adamın dilini , ama hikaye bitince bir şeyler olduğunu anlıyorsun ama emin olamıyorsun. Bilge karasu gibi değil ama:) Neyse , hikayeyi bulabilirsem ya da ekleyebilirsem okursun yarın, yorumlarını da beklerim. İyi geceler:)
1 sonraki yanıtı göster
Li-3 okurunun profil resmi
Gayet şık ve detaylı bir inceleme olmuş tespitler çok yerinde. Necip in de dediği gibi açık uç kalmamış. Eline sağlık :)))
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, hikayelere değinmedim gerçi fazla. Onu da başka zaman yaparız:)
Bu yorum görüntülenemiyor
dilan okurunun profil resmi
23 hikayesine ulaşma şansım var mı ?
Zamana Karşı okurunun profil resmi
Kalemine sağlık güzel bir inceleme yazısı olmuş..
Metin T. okurunun profil resmi
Öyküyle alakalı ne varsa artık, sabahın hayrı dedikleri şey benim için o galiba. “Ben neden bugüne kadar ıskaladım bu kitabı” gönlümden geçen idi. Keyif verdin, afyonumu patlattın. Erhancığım kalemine sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.