Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

142 syf.
10/10 puan verdi
·
54 günde okudu
İnsan.
"Kalbin, acı çekeni görmekten zevk alma eyleminin ötesinde, yapabileceği daha kötü, daha alçak bir eylem olmasa gerek." Dikkat! Dikkat! Birazdan okuyacağınız inceleme hem somut hem de soyut olarak derin ve bayağı uzun olacaktır. Bunu bilerek okumaya başlamanız veya başlamadan burada bırakmanız sizin tercihiniz olacaktır. Müessesemiz
Merhamet
MerhametArthur Schopenhauer · Dergah Yayınları · 2007269 okunma
··
1.009 görüntüleme
Nesrin A. okurunun profil resmi
Doğru zamanı buldum ve sonunda okudum, hatta dedim ki inşallah ben okumadan yine siteden gitmiş olmaz :). Şimdi bir kaç karşı çıkışım olacak. İlk alıntılardan birinde 'Varoluşumuz mutluluk duygusunu en az hissettiğimiz an bize mutluluk veriyor. Buradan anlaşılıyor ki, bizi en mutlu yapacak şey onsuz olmaktır.' Hayır onsuz olmak değil de, mutluluk gibi bir beklentimiz olmaması durumu en mutsuz olduğumuz an. Zaten Schopenhaur'ın diğer kitaplarında isteklerimizin bize acı verdiğini okumuştuk değil mi, siz daha iyi bilirsiniz :) Ve de sevginin en katkısız hali kesinlikle merhamet değil, hatta merhametin muhattabına yaşattığı his acı, bu ancak tek taraflı sevgi olabilir. Belki de benim anladığım şekilde kullanmıyor merhameti. Ve de insanlık toptan kötü değil, kötüler, kötülüğe-iyiliğe aldırmayanlar ve iyiler var. Aldırmayanlar da negatif yöne hizmet ediyor. Tabi alıntılar bazında okuyunca, yorumlamam da yanlış olabilir. Ama siz gerçek bir felsefeci gibi yazmışsınız ona edecek bir lafım yok, özlemişim yazılarınızı :)
Quidam okurunun profil resmi
:) Biraz daha buralardayım, Nesrin Hanım. Mutluluk konusundaki karşı çıkışınız aynı noktaya tekabül ediyor aslında. Çünkü duyguyu aramadığımız an, içimizde sahip olmuş oluyoruz zaten. Tıpkı açlık ve susuzluk gibi. Aç ya da susuz değilsek eğer, içimizde onların varlığını hissettiğimiz içindir. Mutluluğu istememek ya da varlığından kurtulmak olmuyor bu. Sadece mutluluk diye arayışın, yani isteğin oluşmasının tesiri acıyla sonuçlanan bir eylemler zincirine uzanıyor demeye geliyor. Yani sizin bir sonraki söylediğinize. :) Merhametin acıdan doğduğunu incelemede yazmadım galiba. Ama kitaptan yaptığım bir alıntıda vardı. Hatta en sonuna eklerim yine. Ayrıca bana göre sevgi çift taraflı olamaz. Sadece tepki oluşturabilir. Yani siz, birini seversiniz. Ve sevginiz karşıda bir tepki oluşmasına sebebiyet verir. İsmini yine aynı koyarız. Ancak birbirinden tamamen farklı iki duygu ve yönelim olur. Her insan ilişkisi için geçerli bir durum bence. İnsanlığın toptan kötü olmadığı konusunda hemfikiriz. Zaten siz varolduğunuz sürece bile buna karşı çıkamam. İncelemede de bahsetmiş olmalıyım. Ben sadece ağır olanın karanlık ve kötü olan olduğunu söylemeye çalıştım. Yanlış ya da doğrusu bir tane değildir. Arthur amca ne kadar doğru olarak sunsa da hepimizin gerçeği şekillendirmesi başka oluyor. O yüzden, doğrular da yanlışlar da bizlerin efendim. Anlaşıldıysam ve kendimi anlatabildim eğer, ne mutlu bana! Sizin gibi güzel insanların kafasında da farklı bir bakış açısı oluşturabildiysem eğer, benden iyisi yok. Saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum, Nesrin Hanım. ^_^ Alıntı: #31958000
1 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Çok uzun olmuş. Anlayamadığım yerler de bir hayli fazla. Bir kaç noktayı sormam gerekecek. 1)Çünkü hakikat, doğa ile özdeştir. Hakikat doğayı, doğa da hakikati gösterir. Buradaki hakikat diye tanımladığın nedir? 2)Kitabın ortadan kaldırdığı felsefenin en büyük sorununu ne? 3) Özümüzde iyi, kötü, zeki, aptal, hırslı, meraklı, korkak, kıskanç vs. bunlar gibi temel karakteristik özelliklerimizi değiştiremeyiz. Burasını çok iddialı ve eklektik buldum. Yani sanki bir arada olmaması gerekenler aynı torbaya konmuş gibi. Zeka sanki çok farklı ve hatta daha elle tutulur bir şey iken, korkak, iyi, kötü gibi kavramlar ise oldukça subjektif değil midir? Mesela bir insana iyi ya da kötü diyebilmemiz için bu kavramların tıpkı "benim karışım 23 santimdir" gibi tanımlı olması gerekmez mi? Öyleyse tanımları ne olabilir? 4) Daha sonra iki tarafta bu bilgileri önce beyinlerine, sonra DNA'larına ve sonrasında da çevrelerine yayılmasını ve yapışmasını sağlıyor. DNA ve çevresel faktörler ile nesilden nesile aktarılanlar arasında acı, en geniş yeri ve en büyük yanılgıyı oluşturuyor. DNA ile iletilen ne? Acı? Yahu çok uzun, patron görürse azarlıyacak. Bu kadarla yetinelim. :))) Bu arada bravo.
Quidam okurunun profil resmi
Okumanıza ve sorulara sevindim, Metin Bey. 1-) Orada spesifik olarak bir tane söylemedim. Ayrıca o söz kitaptan bir alıntı. Arthur Schopenhauer, orada söylediklerine ithafen onu diyor. Yani anlattıkları için. Ama anlatmadıkları, keşfedilmemiş olanlar ve/veya başkaları tarafından daha önce keşfedilenler için de geçerli bir durum olduğunu söylüyor. Kısaca, gerçek diye tabir ettiğimiz bir şeyin doğa ile örtüşmesi gerektiği kanısında. Bu gerçek metafiziksel bile olsa. 2-) Kitapta geçen düşünceler ve yorumlamaları günlük hayatımızda rahatlıkla kullanabiliriz. Bir nevi temel matematik gibi her an her yerde karşımıza gelebilir ve kullanabiliriz. Kitaptaki felsefenin de günlük hayata çok rahat bir şekilde yansıyabileceğini düşünüyorum. 3-) Kişinin kendisine bilmesine göre değişebilir. Bu direkt bireysel yorumlamaya giriyor. Daha doğrusu, kişinin kendini tanımasına. Yani ben, kendimi bildim bileli korkak olduğumu ve pasif kaldığımı düşünmüş olayım. Buna göre de yaşamışım. Dışarıdan birinin beni cesur diye nitelendirmesinin gözümde ne kadar bir gerçeklik ya da doğruluk değeri olabilir ki? Buna mukabil kişinin belli başlı özellikleri başlangıcından sonuna kadar onunladır. Tabii ki özelliklerini nasıl yorumladığı değişiklik gösterir. Bu da tanımları neredeyse her zaman kişiye özel yapar. Çünkü kıstaslar ve/veya kıstasları yorumlamalar farklı olacaktır. Bundan ötürü, tanımlarda temeldeki benzerlik hariç hiçbir şey gerekli olmuyor. O da tanımı ortaya çıkmasına vesile olan düşüncesel ya da duygusal etkiyi oluşturan varoluş özü. 4-) Bilgi. Acı da aktarılan bilgiler arasında yer kaplıyor. Biraz öyle oldu gerçekten. Okuduğunuz ve yorumunuz için teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim. Saygılarımı sunuyorum.
2 sonraki yanıtı göster
Sezen B. okurunun profil resmi
Öncelikle hoşgeldin. İncelemeni sonuna kadar okuyabildiğime göre bir alkışı hak ettim... :) Şaka bir yana siyah gül örneği çok iyiydi gerçekten. İyi kötü ayrımı, acı, merhamet ve bencillik kavramlarının oluşum aşamalarını gayet güzel dile getirmişsin. Okurken Arthur Schopenhauer'nın sana kattıklarını net bir şekilde görebildim. Emeğine sağlık.
Quidam okurunun profil resmi
Hoşbuldum patron. :) Helal olsun! Aramızda çılgınlar dolanıyor. Öğrendiğime sevindim. :) Beğenmene sevindim. Aklımın ipinin ucu kaçtı. Tutamıyorum. Arthur amcam, adamdır! Bana daha neler neler yaptığını bir tek ben bilirim. Arthur amcalı yarınlar dilerim. :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Esther. Sema okurunun profil resmi
Öncelik ile uzun zamandır özlediğim bir inceleme tarzı ile kavuşmam için şükranlarımı sunarım. Sonrasında bodoslama giriyorum konuya siyah gül örneği ile ben bir anda başka bir düşünceye daldım. Keşfetmeye, ilk insanlardan olamama o hazzı yaşayamama ve çocukken aman yavrum cıs elleme denmesinde olduğu gibi kabullenilmiş ve öğrenilmiş olan şeyleri kabul ettirilme ile günden güne gelen öğrenilmiş şeyleri biz keşfedemeden kafamıza sokmuş olmaları... Aman neyse işte bir sürü şey düşündüm. Daha çok devam ettirilebilir. Acı şarttır Arthur amca adamdan da adamdır!:) Duvara gelirsek tabiki ben ve geçmişim ile şimdiki ben ve gelecekteki beni görmekten onur duydum.:) Sonuncu olarak ise bu dünyaya yapılmış en kötü şey insanlığın var olması diye düşünüyorum. Zaten kitap listemdeymiş sepete ekledim:) bir dahaki sefere alırım artık. Bencillik yapayım içimde var nasılsa herkes okumasın Arthur Schopenhauer'ı mümkünse ki mümkün okumayın! :) Thank you!
Quidam okurunun profil resmi
Bizlerin suyuna ne atıyorlar acaba? Belki de havada vardır bir şeyler. Her birimizin düşünce dünyası pırıl pırıl. Hayat zor. Sahip olamadığımız ve olamayacağımız hazların peşinde sürükleniyor zihinlerimiz. Beğenmene sevindim cicim. Arthur amcamın seveni artsın. Artsın ki kafalarda ampuller sönmesin.
1 sonraki yanıtı göster
Ayşe okurunun profil resmi
Kitabın yorumu bir kitapcık niteliğinde olmuş kitapla yarışır resmen. :) Yazarın ve sizin kimseyi zorlamayacak tane tane bir anlatımı var lakin bana göre anlam yükü ya da yoğunluğu fazla olunca akıcılık kırılıyor bir yerde. Fakat okuduk mu sonuna kadar, okuduk tabi. :) Merhamet ve iyi-kötü kavramlarına bu noktalardan bakmamıştım kesinlikle birşeyler kattığını söylebilirim. Kitabı okuyunca daha bir oturur bu. Ve en fazla katıldığım yer bencillik olgusu. Her zaman başaramıyorsak da bir koruma kalkanı olduğu su götürmez bir gerçek... Arthur amcayı sizden dinlemeyi özlemişiz galiba. :) Yeniden hoşgeldiniz diyor, keyifli okumalar dilerim.
Quidam okurunun profil resmi
Galiba öyle olmuş. Daha yazacaktım da ellerim ve zihnim el vermedi. Arada oluyor galiba. Konuya ve anlatıcıya göre bana da öyle geliyor. Sanırım, bu tür fizikselden uzak konularda beyin aşırı yoruluyor. Ondan olsa gerek. Umarım, benimkinde çok fazla sıkılma ya da daralma olmamıştır. Sonuna gelebilmenize sevindim. :) Bir şeyler katabildiysem eğer, ne mutlu bana. Özellikle düşünce yolunda bakış açısı sunabilmişsem. Aynı özlem bende de oluştuğu için tekrardan geldim. Hoş buldum, teşekkür ederim. Size de keyifli okumalar ve mutlu günler diliyorum. Yorumunuz için de içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Quidam okurunun profil resmi
Teşekkür ederim.
İbrahim zübükzade okurunun profil resmi
Kitaptaki amca tanıdık gibi, ama kızgın bir tipe benziyor. Hitler bıyığı da var. Saçı dökmüş, favori uzun. Anarşik galiba bu.
Quidam okurunun profil resmi
Garip guraba bir adamdı işte. Artık ne olduğunun bir önemi kalmadı. Bizim ne alacağımızın önemi ve anlamı var.
5 sonraki yanıtı göster
Gülse okurunun profil resmi
Yüreğinize sağlık zevkle okundu, bir söyleşiye konferansa katılsaydım anca bu kadar güzel olurdu çoğu kişi yazar ama coğu kişi ya sonra dedirttiremez hele ki söz konusu felsefe olunca...
Quidam okurunun profil resmi
Teveccühünüz, hanımefendi. Çok teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim. İçinizde ve kafanızda bir şeyler oluşturabildiysem eğer, ne mutlu bana! Saygılarımı sunuyorum.
Ferda okurunun profil resmi
Şaka maka bitti ya :))) okumasaydım içimde kalırdı. Bir şey söylemem gerekirse ben burda şimdiye kadar hiç bir incelemeyi böyle su gibi okumadım, sayenizde bu derinliklerde de yüzmüş olduk. Yazınız çok akıcı ve fazlasıyla başarılı, hiç bırakmayın kalemi elinizden diyemem ama sık sık elinizde bulunmalı. (Bu söylenmem biliyorum ki yanlış anlaşılmaz :) ) Sezen hanıma da katılıyorum çok şey almışsınız Arthur amcanızdan, daima parlayın. Verdiğiniz örneklere gelince hepsi ayrı ayrı ilgi çekici benim için. Duvar örnekleri ve güllerle donatılmış olanları zaten başka bir dünya. Size gönülden teşekkür ederim, kitabı ekliyorum okuyacaklarıma. Uygun bir zaman mutlaka bulunur, sağlıcakla..
Quidam okurunun profil resmi
O.o Yorumunuz mesut etti, Ferda Hanım. Uzunluğunun ve içeriğinin, sizin için akıcı ve içine çeken olmasına sevindim. Yazma olayını da içimde istek olduğu sürece yapıyorum. Bir zorlama ya da ihtiyaç haline getirmeden yapıyorum. Kitaplarıyla yıllardır birlikteyim. Düşünceleri ile ise hep benimleymiş. Sanırım biraz da o yüzdendir hep onun adını zikrediyorum. İyi dilekleriniz, yorumlarınız ve katkınız için teşekkür ederim. Esen ve mutlu kalın, efendim.
1 sonraki yanıtı göster
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.