Gönderi

Buna göz yuman insanlar aynı şekilde o binanın altındaki Roma mirasını da görmezlikten geliyorlar. Halbuki bunu görmezlikten gelemezsin. Ona da saygı duymak zorundasın. Çünkü bu şehir onu da ihtiva ediyor. O da büyük bir medeniyetin eseri. Ve bu iki medeniyet birbirinin takipçisi. Ama siz onu anlayamazsınız, çünkü sizde o ikisini de değerlendirecek zihniyet yok. Bu son derece bariz bir şeydir. Siz o ikisini anlamadığınız gibi bizim kültürümüzün yüzde kırkını oluşturan İran'ı da anlayamazsınız; çünkü biz o yayladan geçerken o muhteşem medeniyeti de alıp getirmişiz, bir yerden bir yere. O zaman bu sentezi kavrayamıyoruz. Çok önemli bir durum. Dolayısıyla şunun üzerinde ısrarla durmamız gerekiyor: Biz bu söylemi, bu zihniyeti, bu üslubu kavrayıp yeniden kuramadıkça hiçbir şey yapamayız. Dolayısıyla bu İstanbul bir anlayış meselesidir. İstanbul Türkiye'nin değil, bütün Doğunun merkezidir. Herkesin gözbebeğidir. İstanbul bilinmek zorunda Bu olmayınca hiçbir şey ifade etmez. Sağcıyız, muhafazakârız diyor, hiç zannetmiyorum ben, Yahya Kemal'in muhteşem tasvirini kavramadığımız, bu şehri sevip Necip Fazıl gibi ciddiyetle baktığını, kaldırımlarını bile hissettiğini. Solcuyuz diyor; hiç zannetmiyorum ben, Nazım Hikmet veya Orhan Veli gibi severek, özlemle ve ciddiyetle baktığını. İstanbul, insanların tartışmak zorunda oldukları bir yerdir. Çok ümitsiz manzaralar var, ama değişme başladı; unutmayın,
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.