Gönderi

Roma tarihçiliğinde bir patriotizm, ama bir Roma bencilliği kendini öne koyma üslûbu, hakikaten bir Res gestae havası vardır ve bu anlamda hakikaten Roma tarihçiliği büyüktür. Meselâ Vergilius’un Aeneis’i İlyada ve Odysseia’nın Roma versiyonudur; fakat katiyen kaba taklid değildir; çünkü içinde Homeros’un İlyada’sından pasajlar da tam tercüme hâlinde yer alır. Demek ki bu intihal değildir, bu zikirde bir şan vardır, saygı vardır. İddiasına göre Roma Patricileri Troya’dan gelenlerin soyudur; yani Latin için Yunanlılar çok önemlidir. Ama kendileri Yunanlıya karşı olan bir soydandır. Yunanlılar sanatların, edebiyatın, felsefenin babasıdırlar ve bir Romalı iyi Yunanca bilir. Vergilius bunu şöyle söyler: “Yunanlılar edebiyatı, ama Romalılar askerliği ve savaşı severler,” bununla da övünür; yani âdeta “sen ey Romalı, milletlerin imparatorluğunu yöneteceksin. Hatırla bunu. Ezdiklerine, sana mahkûm olanlara esirgeyici davranmalısın ve küstahları ezmelisin,” der. Nitekim Yunanlının “barbar” deyimini Yunanlı anlamında kullanmadığı hâlde, tahkirane “barbarus superbus-küstah barbar” gibi kullanan Romalıdır. Roma’nın misyonu bu. Edebiyatta var olan bu bakış tarihçilikte de söz konusudur.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.