Dilek hanım elinize sağlık, sayenizde yine gayet güzel bir inceleme okuma fırsatımız oldu. Bir maddenin kıymeti ayrıdır, sanatı ayrıdır. Madde 5 kuruştur, sanatlı olursa 5 milyon olur. Aynı şekilde mükemmel bir sanat eseri olan insan dahi beden itibariyle çok değerli değildir, onun asıl değeri ve ehemmiyeti iman ile Sanatkarın sanatını yansıtmasıyladır.
İncilde geçen tuz ayetinin ve sizin tuzla ile ilgili açıklayıcı yorumunuzla birlikte aklıma 23.Söz de geçen şu cümleler geldi. İzninizle paylaşıyorum.
"İmân insanı Sâni-i Zülcelâline nispet ediyor. İmân bir intisabdır. Öyle ise, insan, imân ile insanda tezâhür eden san’at-ı İlâhiye ve nukuş-u esmâ-i Rabbâniye itibâriyle bir kıymet alır. Küfür, o nisbeti kat’ eder. O kat’dan san’at-ı Rabbâniye gizlenir, kıymeti dahi yalnız madde itibâriyle olur. Madde ise, hem fâniye, hem zâile, hem muvakkat bir hayat-ı hayvanî olduğundan, kıymeti hiç hükmündedir."
(23.söz)