Bir kurt bir geyiği kovalıyordu yüreğimde. Geyik soluk
soluğaydı, yorgundu, bitkindi. Karların üzerinde akıp
giden bir yıldız gibiydi. Koşuyordu. Koşmak kurtuluş değildi belki, ama bir ümitti. Koşmalıydı.
Oysa birer namlu ağzıydı kurdun gözleri. Avına güvenle,
şehvetle yaklaşıyordu. Yeni bilenmiş, sedef saplı bıçaklara
benziyordu dişleri. Bütün dileği et ve kandı, istese
geyiğe hemen yetişebilirdi, ama uzasın istiyordu bu
şehvetli koşu, bu bütün damarlarına yayılan sarhoşluk
bitmesin istiyordu.