Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

giriş
KIYMETİ BİLİNMEYEN ŞAHESER Niçin Yeni Bir Tercüme Avrupa ve Amerika'daki fikrî ve teknik gelişmeleri çok yakından takip eden ve
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
hazretlerinin eserlerini okumaktan da büyük haz alan bir dostumdan dinledim: "İstanbul'a Batı'dan falan düşünür geliyor, filan yerde konferans verecek haberini alınca, giriş ücreti bin dolar gibi yüksek bir rakam olmasına rağmen, gidip dinledim. İki saat süren o konferansta elin o anlı şanlı düşünürü bize ne anlattı bilir misin?... HZ.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
'nın FİHİ MÂ FİH'ini... Ne
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
'nın adını andı, ne de eserinin. Fakat bütün dedilderi o eserden derlenmiş, allanıp pullanıp bize sunulmuştu. Hiç şaşırmadım. Çünkü daha önce
Paulo Coelho
Paulo Coelho
da (korsanlarıyla birlikte ülkemizde bile yüzden fazla basla yapan)
Simyacı
Simyacı
romanıyla dünya çapında üne kavuşmamış mıydl? O romanının asıl konusu da MESNEVÎ'deki bir hikâyeden alınmamış mıydı? Hatta Türkiye'ye geldiğinde İNSANIMIZIN MESNEVÎ'den habersiz olduğunu görüp hayretini dile getirmemiş miydi? Batı'nın en cins kafalarını bile etkileyen ve hayran bırakan bizim kendi öz değerlerimize hak ettikleri ilgiyi aydullarımızın göstermeyişi ve onlardan bir Batılı kadar olsun yararlanma yoluna gitmeyişleri, doğrusu affedilir ve hoş görülür bir şey değil. Son Mesnevîhan
Şefik Can
Şefik Can
merhum özetle şöyle diyordu: "Ben bütün Batı klâsiklerini okudum. İnanın hiçbiri Mesnevi'nin topuğuna erişemez!” Merhumun sözünde kesinlikle abanma yok. Biz âciz de hemen hemen bütün Batı ve Rus klâsiklerini okuduk. En zirveleri olan Don Kişot'u, İlâhî Komedya'yı, Faust'u, Shakespeare'in eserlerini, Karamazov Kardeşler ve diğerlerini tekrar tekrar okuma ihtiyacı duymazsınız. Fakat MESNEVÎ'yi defalarca okusanız, yine okumak istersiniz. MESNEVÎ, her okuyuşta önünüze yepyeni ufuklar açar, yepyeni teselliler verir. Çünkü ilhamını ötelerin de ötesinden alır. MEVLÂNA hazretlerinin diğer eserleri de öyle. FİHİ MÂ FİH, kadir ve kıymetini bilemediğimiz eşsiz klâsiklerimizden biridir. Bu eser
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
'nın çeşitli meclis ve ortamlardaki konuşma ve sohbetlerinden oluşan gerçek bir maneviyat ve irfan hazinesidir. FİHİ MÂ FİH'i tercüme etmek hiç aklımızda yokken,
İslam'ın Güleryüzü
İslam'ın Güleryüzü
'nün yazarı ve
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
hayranı Havva
Eva de Vitray-Meyerovitch
Eva de Vitray-Meyerovitch
Hanımın yaptığı Fransızca çevirinin ilk satırlarını okur okumaz dikkatimizi çeken bir şey oldu. Havva Hanım, birinci bölümün girişinde yer alan 1- Âlimlerin en kötüsü yöneticileri ziyaret edendir; yöneticilerin en iyisi ise âlimleri ziyaret edendir. 2- En iyi yönetici, bir fakirin kapısında olan, en kötü fakir de bir yöneticinin kapısında olandır” İfadelerinin birinci kısmının hadis, ikinci kısmınınsa Arap atasözü olduğunu belirtiyordu. Dilimizdeki FİHİ MÂ FİH tercümelerinin hiçbirisinde bu ayrım yapılmamıştı. Bu bizim oldukça dikkatimizi çekti. O yüzden FİHİ MÂ FİH'i bir kere de Fransızcasından okuma ihtiyacı duyduk. Okurken de dilimizdeki tercümeleriyle sık sık karşılaştırdık. Gördük ki, sayesinde İslâm'a girdiği
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
'nın bu eserine Havva Hanım,
Eva de Vitray-Meyerovitch
Eva de Vitray-Meyerovitch
verdiğimiz az önceki örnekte olduğu gibi çok emek harcamış, Eserde geçen hemen hemen bütün hadis, beyit ve mısraların kaynaklarını göstermiş. İşlenen konuyla ilgili olarak sık sık MESNEVİ’ye ve
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
hazretlerinin DÎVÂN-L KEBÎR'ine göndermelerde bulunmuş. Atasözlerini de belirlemiş. Sayısız dipnot ve açıklamalar koymuş. Gerçekten takdire şayan, ciddi bir çalışma yapmış. Bütün bunları görünce, Havva Hanım'ın bu tercümesini de dikkate alarak FİHİ MÂ FİH'i dilimize bir de bizim aktarmamızın iyi olacağını düşündük. Tercümeyi yaparken elbette en başta E
Eva de Vitray-Meyerovitch
Eva de Vitray-Meyerovitch
'in (Eva dö Vitre-Meyeroviç) Le Livre du Dedans adıyla yapılan Fransızca çevirisini, kendi kitaplığımızda bulunan Tahran baskılı tarihsiz (pek çok kelimenin dipnotlarla açıklandığı) Farsça FİHİ MÂ FİH kitabını ve Dr. İsa Ali el-Âkûb'un Kitâbu FİHİ MÂ FİH üst başlığı ve Ehâdîsü Mevlâna Celâleddin Rûmî / Şâiru's-Sûfiyyetü'l-Ekber (en büyük sûfi şair Mevlâna Celâleddin Rûmî'nin sözleri) alt başlığıyla yaptığı Arapça çevirisini kullandık.
Ahmed Avni Konuk
Ahmed Avni Konuk
'un*,
Abdülbaki Gölpınarlı
Abdülbaki Gölpınarlı
'nın ve
Meliha Ülker Anbarcıoğlu
Meliha Ülker Anbarcıoğlu
'nun çevirilerini de tercüme sırasında masamızdan eksik etmedik. Ara sıra https://1000kitap.com/yazar/arthur-john-arberry_28702 tarafından yapılan İngilizce çevirisine de göz attık. Tercümenin geniş kesimlerce anlaşılabilmesi için elden gelen gayreti gösterdik. Farsça, Arapça ve Fransızcasındaki dipnotlar ile dilimizdeki çevirilerin dipnotlarını da dikkate alarak metindeki kapalı kısımları mümkün olduğunca anlaşılır hâle getirmeye çalıştık.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
hazretlerinin bu eseri, MESNEVÎ'si veya DÎVÂN-I KEBÎR'i gibi kendisinin söyleyip yazdırdığı bir eser değil, herhangi bir yerdeki konuşması sırasında dinleyiciler tarafından tutulan notlardan oluşan bir kitap. Sohbeti esnasında orada bulunan birinin bir davranışı, bir sözü, birinin gelmesi veya birinin meclisten çıkması sırasında söylediği sözler dahi kayda geçirildiği için, metinler arasında birbiriyle ilgisiz konuların bulunması okuyucuyu şaşırtmamalıdır. Daha önceki çevirilerde birinci fasıl, ikinci fasıl veya birinci bölüm, ikinci bölüm ifadeleri kullanılırken, biz Arapçaya yapılan tercümedeki gibi bölüm nurnaralarıyla birlikte ana ve ara başlıklar da koyduk. FİHİ MÂ FİH'in ne demek olduğuna gelince, "içinde her şey var”, "içinde içindekiler var", "her şey ondadır", "içerdiğini içerir", "ne varsa onda var” gibi birçok anlam yüklenmiştir. Aslında esere bu isim Hz.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
tarafmdan verilmemiş, bu konuşmaları derleyenler tarafından daha sonra https://1000kitap.com/yazar/muhyiddin-arabi hazretlerinin FÜTÛHÂT-I MEKKİYYE'sinde geçen şu dörtlükten ilham alınarak konmuştur: İçinde içindekilerin olduğu bir kitaptır Mânâları açısıdan da muhteşemdir İçindekileri dikkatle incelediğinde Onda incinin bulunduğunu görürsün! Net ve anlaşılır olması için hayli emek harcadığımız bu tercümenin okuyucuların gönüllerinde manevî meltemler estireceğine yürekten inanıyoruz. Tenkit ve uyarılarınız olur sa, baş göz üstüne! Cemal Aydın. Sultanahmet, 26.01.2015 * Anbarcıoğlu'nun tercümesi daha ilk yayınlandığında Gölpınarlı eserdeki çeviri hatalarını yazıp belirtmişken, düzeltilmeden ve gerekli tashih yapılmadan -ki akıl almaz tashih ve tercüme hataları var— hâlâ neden yayınlanıyor, anlayabilmiş değiliz. Meselâ, M.E.B. yayını 253. sayfada, "Bu mâna bâtıl ehli (yanış anlayışlılar) olanlarla muhakkiklerin verdiği mânadır" deniliyor. Bâtıl ehli değil, bâtın ehli olacak. Daha ne yanlışlar...
··
52 görüntüleme
Kitap Tutkunu Adam كتاب طوتقونی okurunun profil resmi
Elimizdekinin kıymetini bilmediğimizi ve dahi görmediğimizi gösteriyor... Biz millet olarak sahip olduklarımıza kör olduğumuz sürece küffarın üstün görünmesi maalesef devam edecek 😔
lazcuk okurunun profil resmi
insanın nefsine bazı şeyler güzel geliyor, hakikatler ise cızlatıyor kalbini, kolaya kaçma meyilimiz bize bunları göstermiyor. İlim Çinde bile olsa alın diyen kim? Yabancı olsa da ilimse al onu, zorda olsa da alması, uğraş, al onu diyen kim?
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.