Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İlahi Aşk
Muhyiddin İbn Arabi
8.9/10 · 400 okunma
·
1 görüntüleme
Gökhan okurunun profil resmi
İnceleme yapsanız da okusak ne güzel olurdu :)
Eylül Türk okurunun profil resmi
İnsanın bildiği bütün iç katmanları, mertebeleri, mânevi duruşları bir anda al aşağı eden, bir tesirden ziyâde, ani bir hamle ile boşlukları çökertip yeniden inşaa eden bu eseri anlatmak demek, içimizde ki düğümlere el atmak demek Hocam, birkaç kez daha okumak nasip olursa, inşallah :) Lâkin şu kadarını söylemeliyim, 'Ah Eylül bu eser şimdi mi okunur!..' pişmanlığını duyduğum eserlerden biriydi. Uykularımı kaçıran vasıflardan biraz söz etmek isterim :) "Aşık, her türlü dosta karşı Sevgilisini tercih etmelidir." Kendi sevgisini bulabilmen için sana uzattığı halatları -bir kölenin zinciri gibi- beraberinde taşıyanlardan olma dedim kendime, emanetlerini yâni kalbinde büyüttüğün bütün sevgileri O'na tattırdığı sonsuz lezzetler için şükrederek iade et ve de ki; Rabbim şahit olduğum bütün güzellikler Zâtını tefekkür etmenin ümidine varmak içindi... "Aşık, Sevgilisinin sebep olduğu şaşkınlıktan zevk almalıdır." Aniden beni kendine yakın kılışın arada ki bütün perdeleri kaldırışın, kalbimden kalbine bir oluk açışın öylesine güzel ki...Bu şaşkınlığın yerini hangi lezzet doldurabilir?.. "Aşık aklı ölçüsünde, aşkının hükmü altında olmalıdır." Çok uzun zamandır bunu tefekkür ediyorum Hocam.İnsan aklı ile severse belki de sevgide mükemmelliğe erişebilir. Çünkü akıl sevgiye şuuru, sınırları çizilemez bir derinliği ve yıkılmaz bir kesinliği bahşediyor.Çünkü bilmek sevginin teyid edilmesi, bundan da öte sağlamlaştırılması gibi...Kalp tastik eder amennâ ama ona o yetkinliği veren de idrâk değil midir? Rahman hepimizi aklıyla sevebilen, kalbiyle düşünebilenlerden eylesin :) "Aşık bütün sıfatlardan arınmış olmalıdır." Kendini kendinde bitir. Sadece O'nun için atan kâlbin şifası sana ve kalbinde olan herkese lutûf olarak yetmez mi?.. "Aşık, kavuşma ile ayrılık arasında bir fark görmemelidir." O kadar sarhoşsun ki Sevgilinin sana sunduğu 'varlığından'...Aradığın sadece bu...Belki de sevginin en hakiki izahıdır bu hocam...Üzerine günlerce düşünülesi... Meğer emekliyormuşuz, alnımızı sıvazlayan rüzgâr değil, zaaflarımızmış. Aşk diyoruz ya, Aşk bizim 'Aşk'a hayranlığımızdan ibaretmiş. İbn Arabi Aşk'ı, O'nun isteklerinden başka şey duymamak, O'nun gördüklerinden başka şey bilmemek, O'nun ruhuyla ruhunu hissetmek diye anlatıyor oysa... Şibli'nin makamı; "Aşık sevdiğini kendisinden bile kıskanır.'' Ve Rahman'ın kulunun sevgisine şefkatiyle kıldığı nazar. Arınanların kendinde bulduğu, acizlik makamı, kibirden arındıkça Rahman'ın kâlbine yükseliş...... Menkıbeyi anımsar mısınız bilmiyorum Hocam; Zünnun'un şahit olduğu, Kâbe'nin örtüsüne sarılmış genç kızın; "Ya Rabbi, beni bana duyduğun sevgi ile affet" duası, beni İstanbul'dan Bursa'ya dek ağlattı. 'Sır meydanları'ndan mı? 'Hayret meydanları'ndan mı? 'Nur meydanları'ndan mı aşinalığımız bilmiyorum fakât bütün ruhumla katılıyorum size ; "Ey İbn Arabi Sen muazzam bir insansın!.." :) Soğuk terler döktüm, saatlerce sustum, nutkum tutuldu... Ve asla unutamayacağım ibn Arabi'nin dizeleri; "İster nimetlere boğ, ister azap içine koy beni, hiç farketmez Sana olan aşkım ne azalır, ne de artar. Çünkü benim sevdiğim, Senin bende bulduğun şeye bağlı. Yaratman gibi, Sevgin de hep yenidir benim için..." Lâyık olabilmek ümidiyle... Zarif yüreklendirmeniz için çok teşekkür ederim. :)
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.