Gönderi

Nazlı Demir yorumladı.
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
·
270 görüntüleme
Mâsiva okurunun profil resmi
Yasemin düşündü evet ne işi vardı burada. Ailesine tam ihtiyacı olan yaşta bırakılmıştı bir yetimhaneye. Peki neredeydi ailesi? Ne yapıyorlardı? Ne olmuştu da bırakmışlardı Yasemin'i bir başına. Aklı karmakarışıktı. Ne yapacak ve ne hissedecekti nereden gelmişti buraya. Aklında tek bir soru " Ben burada ne yapıyorum?" Korkmuş ve az önceki manzaradan çok ürkmüştü. Birden aklına geldi belki bu kadar silik bir insan olmasa kimse onun farkında olmayacaktı. Pişman mıydı? Gizemli adama doğru yürüdüğü o saniyeler içerisinde neler düşünmüştü. Korkuyordu ama belli edemezdi. Hocasına söz vermişti. Onu asla yarı yolda bırakamazdı. Peki bu adamlara nasıl güvenecekti...
semih okurunun profil resmi
Gizemli önde, Yasemin'le evden çıktıklarında sokak bomboş ve hava iyice kararmıştı. Evlerden gelen sesler azalmış ancak daha belirginleşmişti. Islak zeminden yansıyan sokak lambalarıyla it yalasa doyar dedirten pis çöp tenekelerine inat etraf gıcır gıcır görünüyordu. Bodrum katları pencerelerinden gelen rutubet kokuları Yasemin'in dimağını okşayarak nerede olduğunu hatırlatıyordu. Gizemli bir anda durup, arkasına dönüp baktı, sonra eskisi gibi yürümeye devam etti. Sanki Yasemin'in arkasında olduğunu kontrol etmekten çok söylemeyi düşündüğü şeyi bir anda söylemekten vazgeçer gibi. Yasemin o sırada bu hareketin kendisini kontrol etmek için olduğunu düşündü. Biteviye binalarla sınırlanmış, üzerinde küçük sıradan dükkanların olduğu bir caddeye ulaştılar. Daha aydınlık caddede Gizemli'yi daha iyi gözleme imkanı olan Yasemin, Adam'ın sağ paçasının sol paçasından daha uzun olduğunu ve yolu süpürmekte olduğunu gördü. Bir an için uyarmak ve düzelttirmek istedi fakat içinden boş vermişliğin 'aman canım'ını çekip takibe devam etti. Akıl Hocası'nı daha az düşünür olmuş yönlendirilme ve iradesini başkasına teslim etmenin rehavetiyle cadde bitimine kadar yürüdüler. Yasemin caddenin bittiğini, yol boyunca izlediği ayaklarının durmasından sonra fark etti. Solunda beliren otomobile Gizemli'nin işaretiyle sağ ön koltuğa bindi, Gizemli de Yasemin'in arkasından otomobile bindi. Alışkanlığın verdiği doğallıkla bakmadan anahtarı kontağa sokup çalıştırdı. Yasemin "nereye?" demek istedi, fakat Gizemli'nin daha önce söylediklerini hatırlayarak sustu.
Beytullah Ömer DUMLU okurunun profil resmi
Dar sokaklarda yavaş yavaş ilerliyorlardı.Şehrin zengin kısmı arkada kalmıştı.Artık gözüne çarpan manzara yalın ayaklı çocuklar ve varoşluklarıydı.Yasemin bir yandan etrafına bakıyor bir yandan da olan biteni anlamaya çalışıyordu.Bir süre sonra derin düşüncelere daldı.Annesini ve babasını hiç tanımamıştı.O daha küçükken bir adam tarafından yetimhaneye bırakılmış ve ismini yetimhane görevlileri vermişti.İçine kapanık olmasına rağmen yaptığı zekice hareketlerden etrafındakilerinin dikkatini çekmiş ve bir süre sonrada hocası tarafından evlatlık alınıp bugünlere gelmişti.Hocası ona güvenmekle birlikte bütün önemli işleri yasemine yaptırıyordu.Bu da o önemli işlerden biri olmalıydı.Önemli olmasa hocasının gölge gibi bir adamla ne işi olabilirdi ki.Bu seferki farklı olacak gibi gözüküyordu.Bu düşüncelere dalmışken araba şehirden uzak ıssız bir deponun önünde durdu.Demekki görüşme bu depo da olacaktı.Gizemli arabandan indi.Arabadan inerken Yaseminin gözü gizemlinin boynundaki dövmeye takıldı.Bu dövmenin aynısını Sicilya'da Badelementi Dontano'nun korumalarında görmüştü.Bu arada Yasemine kendisini takip etmesini işaret etti. Deponun kapısına doğru yöneldiler.İçeride yasemini ne bekliyordu.Gizemli demir ve ağır olan kapıya var gücüyle yüklendi.Kapı gıcırdayarak açıldı.
Bu yorum görüntülenemiyor
mithrandir21 okurunun profil resmi
Hoca camdan dışarı boş boş bakıyor sağ elinin baş parmağı ile sol elinin baş parmağının üzerindeki kurumuş deriyi soymaya çalışırken ara ara sokaktan nadir geçen arabalara da dikkat vermeye çalışıyordu. Ama aslında tüm dikkati Yasemin'den gelmesi gereken ya da büyük istekle beklediği haberdeydi. Yasemin ikinci görevi alıp kendisini aramasının üstünden yaklaşık olarak 9 saat büyük bir stresli bekleyiş ile geçmişti. İlk görevi başarı ile sonuçlandırmış ama ikinci görev Yasemin için gerçekten de ağır mı olmuştu? Gölge ve tayfasını ortadan kaldırma fikrini sadece Yasemin'e verme düşüncesi gerçekten de yanlıştı, Kurt bile bunu duyduğunda Hoca'ya karşı çıkmış en azından bu işi beraber yapmalarını teklif etmişti. Kurta göre sonuçta Yasemin sahaya yeni çıkmış ve infaz üzerine eğitim almak yerine daha çok köstebeklik üzerine eğitim almıştı. Ama Kurt öyle değildi aksine Avrupa ve Türkiye'deki birçok faili meçhul olan veya olmayan duyulan yada duyulmayan infazların arkasında olan gizli isim Kurt bu infaz görevini de almak istemiş ama Kurt'un deşifre olmaması için Hoca kesinlikle bu teklifi reddetmişti. Hoca daha fazla bekleyemeyecek Yasemin'in Gizemli ile beraber Turgay'la buluştukları garaja gidip kontrol edecekti. İşlerin ters gittiği haberini almak için daha fazla beklemenin yersiz olduğunu fark etmiş ve bir an önce esas durumu öğrenmek istiyordu. Kesinlikle öğrencisinin kendisine ihtiyacı vardı. Bu durum ile beraber Hoca uzun bir aradan sonra sahaya inecek eski hünerlerini büyük ihtimal tekrardan sergileyecekti, Hoca sahaya inmeyeli 12 sene olmuş, 12 senedir tüm görevlerini Kurt üstlenip sonuçlandırır olmuştu. Kurt aslında tekrardan yanında olsa çok iyi olurdu ama bu durumda Kurt'tan yardım isteyemezdi onun bu göreve karışmaması gerekiyordu ve tekrardan beyninde aynı düşünce oluştu evet tek başına gidecekti. Hoca imperteks kumaştan olan koltukaltı silah kılıfına berettasını yerleştirip kılıfın kayışlarını hazırladıktan sonra askıdan ceketini alıp sonra daireden dışarı çıktı. 35 DAKİKA SONRA Hoca yaklaşık olarak 4 dakikadır yürüyordu. Toyota'sından erken inmiş etrafı gözetleyerek gelmiş ve şimdi garajın içinde bulunduğu bahçeye arka taraftaki çitten atlayarak girmişti. Hem çitten atlamanın verdiği efor olsun hem de 57 yaşının verdiği yorgunluktan olsun kalp atışları hızlanmış sırtında soğuk soğuk terler birikmeye başlamıştı. Ama hala zinde hala gizli operasyonlarda başarı gösterebilecek tecrübeyi kendisinde olduğunu haklı olarak hissediyordu. Hoca kılıfından berettasını çıkarmış namlusu yeri görecek şekilde yavaş yavaş yürüyordu, garajın camına yaklaşırken olabildiğince sessizce yürümeye çalışıyor bastığı yerlerde herhangi bir ses çıkartabilecek çalı çırpı olup olmadığını kontrol edip her adımını dikkatle ona göre atıyordu hatta bahçede kötü bir beklenmedik karşılaşma olabileceği düşüncesi ile hem hazır olmak hem de metalin birbirine sürtünme sesi çıkmasın diye arabasından inmeden önce berettasının mermisini hazır hale getirmişti. Cama yaklaştı ve sırtını duvara vererek cebinden çıkardığı aynayı camdan içeri tutarak ilk önce etrafı gözetledi ve aynada sırtı dönük olarak gördüğü iki adam anlayamadığı bir işle uğraşıyordu, aynayı aşağı indirip camdan içeri baktığında gördüğü manzara karşısında boğazında büyük bir düğümlenme oluşmuştu. Turgay sigarasını içip garajın içine mavi dumanlarını bırakırken yanındaki tanımadığı adam yere serili brandayı siliyordu, brandanın rengi üzerindeki kan ile görünmez hale gelmiş, brandanın üstünde pıhtılaşmış kan paspas ile silindikçe kendi yeşil rengini göstermeye başlıyordu. Hoca brandanın biraz ilerisinde yerde kanlar içinde yatan Kurt ile Yasemin'in görüntüsü zihninden asla silinmeyecekti. Hem akan kandan hem de görünüşlerinden çektiği eziyeti anlayabiliyordu. Hoca plan yapmak üzere karşısındaki görüntüden kurtulup zihnine odaklanmaya çalışırken ensesine soğuk sert bir metalin değdiğini hissetti ve arkasından o tanıdık sesi duydu. - “Hoş geldin Hoca, her şey buraya kadarmış.” Gölge hiç düşünmeden Hoca’ya cevap hakkı vermeden tetiğe bastı ve insan her ne kadar alışık olsa da kulağı kısa bir süre çınlatan o sesten sonra eli ve garajın camı kan ve kemik parçaları ile kaplanmıştı.
Av. Ahmed Yasir Orman okurunun profil resmi
Gizemli direksiyona, yanına Turgay arkaya da Yasemin oturdu. Yasemin hala ne yaptıklarını çözememişti. Hocasının verdiği çoğu görevde de bu şekilde bilmeden yapardı. Hocasına asla soru sormaz derhal görev neyse yapmaya koyulurdu. Hocası da ona pek bir şey anlatmaz ama yanından da eksik etmezdi. Yasemin de yanında her denileni robot gibi yapardı. Ama bu yaptığı iş diğer işlere benzemiyordu. Daha karmaşık olaylar vardı ve Bu karmaşık durumu Yasemin'i düşünceye sevketmişti. Önde oturduğu Gizemli, dövmesinden dolayı şüphesiz İtalyan mafya adamı Badelementi Dontano'nun adamlarındandı. Yanındaki adam Tugay'ın soyadı ise Dontano idi ama babası İtalyan değil Rustu. Bu soyad benzerlikleri asla tesadüf olamazdı. Ama bir soyadın İtalyan birine ait olması diğer isminde Rus birine ait olması Yasemin'i çıkmaza sokuyordu. Yasemin bu düşüncelerdeyken üçü araba da hiç konuşmamışlar ve Gizemli de hızla yola devam etmişti. Gizemli bir sokağın başında durdu. 15 saniyelik bekleyişten sonra arabanın kapısı açıldı ve Yasemin'ın yanına gözlüklü, çelimsiz 25 yaşlarında biri oturdu. "Abi, her şey tamamdır. Malikanenin sistemine girdim. Şu an içerideki tüm güvenlik kameralarını görebiliyoruz. İstenildiği takirde 5 dakika içerisinde de tüm binanın elektriğini kesebilirim. Elektrik kesildikten sonra jeneratörlerin devreye girme süresi 85 saniye." dedi heyecanlı bir sesle. Turgay:"Tamamdır evlat" dedikten sonra genç hızla arabadan indi. Bu sırada Gizemli'nin telefonu çaldı. Arayan Gölgeydi. Gölge kendinden emin bir şekilde:"Tüm snipercılar gözetimimiz altında. Emir geldiği anda hepsini etkisiz hale getirip yerlerine adamlarımızı geçireceğiz." Yasemin arka koltukta tüm olanları şaşkınlıkla izliyordu. Acaba bu görevin içinde kendi rolü ne olacaktı? Gizemli bu sırada arkasını döndü: "İki sokak ötedeki malikanede bu gece garsonluk yapacaksın. Her şey ayarlandı. Sadece kimliğini göstermen yeterli girişte. İçeri girdiğinde içerideki diğer adamlarımız sana yardımcı olacaktır." Yasemin hiç soru sormadan "Anlaşıldı" diyip arabadan indi. Arabadan inerken de Tugay mırıltılı bir şekilde birilerine saydırıyordu. Yasemin indikten sonra araba hızla yoluna devam etti. Yasemin de tek başına malikaneye doğru ilerlemeye başladı. Sokakta yürürken malikane karşısına çıktı. Kale gibi duvarları vardı. Girişindeki güvenlikçilerin ellerindeki büyük silahlar da Yasemin'in dikkatini çekmişti . Bu güvenliğin bu kadar üst düzey olması bu gece Malikane'de yapılacak gizli bir toplantı yüzündendi. Malikanenin sahipleri Rockefeller ailesinin uşaklığını yapan ve Tugay'ın ailesini öldüren Harun ve Adnan'dı. Yıllar önceki bu cinayetler bu aile sayesinde örtbas edilmişti. Bu gece ise Rockefeller ailesinin soyundan gelen bir kişi Türkiye'ye gizlice gelmiş ve bu malikanede Harun ve Adnan'la gizli bir toplantı yapacaktı. Yasemin ise bu olaylardan habersiz kimliğini girişteki güvenliğe gösterip rahat bir şekilde içeri girdi.
Bu yorum görüntülenemiyor
Ülkü :) okurunun profil resmi
Yasemin '' Nereden tanıdık geliyor bu adam?'' diye düşünüyordu içten içe.Ama aklına adamla ilgili hiçbir an gelmedi.Gölge ayaklandı bir anda ve adamla tokalaştı.Bir şeyler konuşuyorlardı fakat Yasemin şaşkınlığın etkisiyle konuşmanın başını duyamamıştı.Sonra kendini toparladı ve içinden ''Ne yapıyorum ben! Hocam bana bir görev verdi.İlk önce ona odaklanmalıyım.'' dedi.Konuşmaya dikkat kesildi.Gölge bir mekandan bahsediyordu ama Yasemin öyle bir mekanı hiç duymamıştı,hocası bahsetmemişti.''Orada bir görüşme ayarlamak gerek.'' dedi Gölge.Gizemli adam da başıyla onayladı onu.Yasemin içten içe kızmaktaydı kendine,konuşmanın başını dinlemediği için.Artık yapacak bir şey yoktu.Ya hocasının verdiği görevin ne olduğunu bilmeden Gölge'nin yanında kalacaktı ya da bir şekilde bu durumdan kendini kurtarmalıydı.Hemen karar vermeliydi yoksa istemediği şeyler yapmak zorunda kalabilirdi.Gizemli adam çoktan yanlarından uzaklaşmıştı Yasemin bunu dakikalar sonra fark etti..Düşünüyordu o süre zarfında.Ve kararını vermişti artık...
Songül Özcan okurunun profil resmi
Harun ve Adnan arkasında korumalarıyla kendisine ayrılan masalarına doğru yavaş adımlarla ilerliyorlardı. Herkes görevinin bilincinde ve yerinde bekliyordu. Sadece Yasemin ne yapacaktı, neden buradaydı, beyninde onu yiyip bitiren bir çok soru ile etrafına bakmamaya çalışıyordu. Emir bir anda yanında belirmişti Yasemin'in - Bunu düşürdünüz sanırım. dedi ve uzaklaştı. Elinde küçük bir kağıt buldu bir anda Yasemin.. Telaşlı bir şekilde göz ucuyla baktı yazıya... "Olay çıkar." Kağıdı aldı , ağzına attı ve yuttu... Başını kaldırınca kendisine bakan Adnan'in koruması dikkatini çekti. Birden ona doğru yürüdü ve -Bana ahlaksız teklif yapmaya utanmıyor musun? Ne olduğunu anlayamayan koruma tam ağzını açacaktı ki Yasemin avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı... Herkes bu tartışma ve olaya yönelmişti ki Adnan ve Harun'un başına tutulan birer silah ile kendisine gelmişlerdi çok geçmeden silahlar patladı.. Yasemin şaşkınlık içindeydi kolundan birisi tuttu, başını çevirdiğinde ise gördüğü kişi gölgeydi: _Gidiyoruz... Ne olmuştu eve nasıl gelmişti hiç bir şey hatırlamıyordu Yasemin. Başarmıştı hocasına verdiği sözü yerine getirmişti. Kahkalar, içkiler ile büyük bir kutlama yaptılar gölge ve dostları... Yasemin'in birinci görevi tamamlanmıştı...Hocasının verdiği ilk görev mektuptan sonra hayatta kalmayı basarmaktı. İkinci görevi ise ceketinin astarına dikilmişti. Odasına geçen Yasemin astarı açtı ve yazıyı okuduktan sonra bir süre öylece boşluğa baktı... Gölge ve Dostları Ölmeli...
Fatih DOĞANCI okurunun profil resmi
Adamın bakışlarında tuhaf bir olgunluk, karşısındaki kim olursa olsun bütün direncini kırabilecek bir tarif edilemez kuvvet hissetti Yasemin. Garip bir ateş düştü içine ansızın; dünyanın uzak bir köşesinde bir tren garıydı şimdi oturdukları oda, sanki istemeden düştüğü bir yalnızlıkla boğuşurken epeydir, garın uzak ucundan bir adam geldi usulca, tanımadığı kesindi ama yabancı da değildi. Birden değişiverdi her şey; trenler vaktinde geldi hep, yolculuklar hep kavuşmayaydı sanki artık, yolcular hep mutlu..yollar hep bahardı.. göğsünde bir genişlik hissetti, dizlerinde hafiften bir titreme..baktı gözlerinin içine..adını koyamadı epeyce, sonra bildi; bunun adı aşktı...
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.