Gönderi

"Türk'üm" diyen herkesi Türk biliriz. Türklüğe hainlik edenler ise cezalandırılır… Ziya Gökalp, bilimsel bir yaklaşımla böyle diyordu ama işgal altındaki İstanbul'da bir "Türk" vardı ki bu bilge ve yurtsever insanla uğraşmaktan sanının zevk duyacak ve Beyoğlu'ndaki bir berberde tıraş olurken "alınıp" yargılanmak üzere Ankara'ya götürülürken halk tarafından İzmit'te linç edilecekti. Mülkiye öğrenimi görmüş, Uzun süre yurtdışında kalmış bir gazeteci, yazar ve siyaset adamı olan Ali Kemal'di bu (1867-1922). Kurtuluş Savaşı başlarken Damat Ferid Paşa kabinelerinde maarif ve dahiliye nazırlıklarında bulunmuş ve Mustafa Kemal Paşa eyleminin yasadışı olduğunu ilan eden genelgelerin altına imzasını atmıştı. Bunnla da yetinmemişti Ali Kemal. Basın yaşamındaki ortağı Ermeni olduğu için "Artin Kemal" diye de bilinen bu adam Peyam ve Sabah'ın birleşmesiyle Peyam-ı Sabah adını alan gazetesinde Mustafa Kemal Paşa'yı "maskaralıkla" nitelemiş (7 mayıs 1920), Kurtuluş Savaşı'mızdan söz ederken "Yalancı milliyet davası mübarek şeriata aykırıdır… " diye hüküm vermiş (11 Nisan 1920) ve hızını alamayıp "Mustafa Kemal cezasını bulacaktır: İdam... İdam... İdam... " (29 Nisan 1920) diye kin kusmaktan utanmamıştır.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.