Hangi yazarı/ kitabı begenip begenmeyeceginiz sadece sizi ilgilendirecek bir konudur, bu nedenle yorumum buna yönelik değildir. Sadece yorumlarda sizin bu kitabı beğenenler neyini beğenmiş tarzında birkaç yorumunuzu gördüm. Haliyle ben de gerek Kar romanını gerekse de genel olarak Orhan Pamuk'u beğenerek okuyan biri olarak bu konuda fikrimi söylemek istiyorum.
Kar romanında yazar, yakın tarihimizde yaşadığımız belli başlı sorunları tarafların kendi açılarindan aktarmayı başarmış, bu nedenle objektif bir şekilde davranmistir. Bunla beraber Cem'in degindigi ilk noktaya katılıyorum; yani Ka'nin hidayete erer noktaya gelmesi benim de hoşuma gitmemisti ancak bu edebi yönden beğenimi etkileyen bir durum değildi. Ka'nin Kars sokaklarında yürürken, olayları takip ederken tekrar şiirler yazar gelmesi güzel şekilde işlenmiş ve benim en olmasını istediğim romanda ve değerlendirirken de 1 puan kırdıgim nokta bu şiirlerin de kitapta bulunmasını beklememdi. Çünki şair Ka gerçekten yaşayan bir insan gibi gelmişti. Bu da yazarın bence gayet başarılı olduğunu gösterir.
Diğer birkaç romanından da deginmek istiyorum kısaca; Kara Kitap postmodern edebiyat türünde bence bir başyapittir. Sadece kitaptaki bir karakter olan yazar Celal'in köşe yazıları bile roman üzerinde ne kadar uğraşıldigini gösteriyor. Bu köşe yazılarının her biri benim çok hoşuma gitmişti. Kitabın kurgusu da zaten bu köşe yazıları üzerine kuruluydu. Keza tarihi bir durum olan hurufiligi kurgu içinde başarılı şekilde eklemlemesi yazarın bir diğer begendigim yaniydi. En önemlisi de okurken adeta İstanbul sokaklarında düz tarihsel çizgiden koparak döngüsel bir tarih düzlemi içinde bulmaca çözüyor hissi duymamdi.
Ben aşk romanı seven bir insan değilimdir. Ancak Orhan Pamuk bana bile bir aşk romanını sıkılmadan ve o karakterlerin yerlerine kendimi koyarak okutmayi basarmistir. Füsun ile Kemal'in aşkının seyrini okurken arka planda Türkiye'nin İstanbul üzerinden değişimini de hissederek okumuştum. Yine toplumsal ve genel olarak ataerkil yapının tabusu bekaret konusunda da insanı eleştirel düşündurten bir eserdi. Bunlarla birlikte, yazarın kitaba da adını veren ve kurgu içinde merkezde bulunan Masumiyet Müzesi'ni gerçekten kurması romana oldukça özgün bir hava katmış ve gerçekciligi birkaç kat artirmistir.
Bunla birlikte Kırmızı saçlı kadın kitabı ise beğenmediğim bir eseriydi yazarın.
Genel olarak Orhan Pamuk'u beğenerek okuyan biri olarak onda bulduklarim bunlardı.