Bu hususta naçizane düşüncem; tüm sorun, tüm çıkmazlar esas itibari ile bu dünya hayatının heva, heves ve hırslar etrafına örülmüş bir yaşam diyarı olmasından. Olması gereken husus ise Kur'an ve sünnete göre bu yaşam diyarının düzenlenmesiydi. Fakat insanoğlu bunu yapmakta aciz geldi. Kur'an ve Sünnete uygun toplumsal yapı Efendimiz döneminde, halife-i raşidin döneminde, Ömer Bin Abdulaziz döneminde, kısım kısım bizim atalarımız Osmanlıda da görülmüş olup bu bağlamda suç ve suça meyil olabildiğince azalmıştır. Esas olan adil olmak. Eğitimde, sosyal yapıda vb. Bu hususta zekatıyla, sadakasıyla, evliliği kolaylaştırmasıyla, cemaat ile namazıyla, haccı, orucuyla görmüş olacağız ki "insanı yaşat ki toplum yaşasın" düsturunun ortaya çıktığını göreceğiz. Ve bir ayet meali ile bir soru; Zinaya yaklaşmayın?
Soru: Zinaya yaklaştıran araçlar sadece şahıs tarafından mı önlenecek yoksa devlet ve şahıs ile ortak bir şekilde mi olacak?