Güzel bir yazı olmuş. Özellikle "kitabın sahibini" yerden yere vurmaktan öte daha seviyeli ve objektif açıklamalar yapmışsınız. En önemlisi vakit ayırıp okumuşsunuz.
Dediğiniz gibi bu kişi daha genç ve birçok şeyden, özellikle edebi zenginlikten, yoksun. Ortaya bir kitap çıkarmış ve aşırı ilgi görmüş. Bu da onun kendisini "yazar" olarak düşünmesine sebep olmuş. Bilmedikleri şey:
Kişi kitap çıkardığında yazar olmaz. Kitap, eğer edebi değeri yüksekse, uzun yıllar okunur ve toplumdaki yerini kalıcı hale getirirse size "yazarlık" vasfını bağışlar.
Edebi kalitede belli bir standardı yakalamak için de "birikim" her şeyden önemlidir. İyi bir okur olmak, Türk ve Dünya Edebiyatinda yer edinmiş belli başlı eserleri okumuş ve özümsemiş olmak. Belki farklı sanat dallarından beslenmiş olmak, ortaya koyacağınız eserin de kalitesini belirler. En azından (sizin de dediğiniz gibi) 10 sayfalık konuyu 400 sayfaya yaymamış olursunuz.
Belki de Hercai gibi kitapları okuyarak en büyük zararı yine bu genç "yazarlara" veriyoruz. Çünkü onlar okundukca başarılı olduklarını zannederek kendilerini geliştirmeden yazmaya devam ediyorlar. Eser seçimi konusunda da seçici olmak bu yüzden şart...