Gönderi

"Castro'nun başkanlığından sonra, Che'nin bütün bu meşguliyetlerine bir de Devrim Mahkemeleri Başsavcılığı eklendi. Bu görevlendirmeyle, onun büyük bir sorumluluk yüklendiği ortadaydı. Nitekim, göreve atanır atanmaz; "Temizlik Komisyonu" ismi altında oluşturduğu kurumla, devrime karşı çıkmış ve eski rejim zamanında halk aleyhine çalışmış unsurların belirlenmesi için kapsamlı bir çalışmaya girişmişti. Kurumun saptadığı sanıklar; başkanlığını eski bir muhasebecinin yaptığı, hukukçu dahi olmayan hakimlerce yargılanıyor ve mahkemenin verdiği kararlar da 29 yaşındaki, Başsavcı Che'nin onayıyla kesinleşerek infazı kabil hale geliyordu. Olay, Küba Devrimi'nin yaşayabilmesi bakımından zaruri sayılsa bile, doğaldır ki, hukuki yönden tam anlamıyla büyük bir skandal niteliğindeydi. Ama artık, karakterini oluşturan türlu sapkınlık ve aşırılıkları devrim kılıfı altında meşrulaştıran ya da akla uydurarak homeostatik dengesini böylece sağlamaya çalışan Ernesto için, bu görevin çekiciliği tartışılamazdı. Bu yolla 100 gün içinde 55 kişi idam edildi. Daha sonraki birkaç ay içinde de bu sayılar yüzlerce rakama ulaştılar. Öyle ki; hukuka aykırı ve zalim bir yargılama süreci içinde verilen bu idam kararlarını Che, "öldüremezsen onlar seni öldürür" mantığıyla savunmaktan çekinmiyordu."
Sayfa 225 - Panama YayıncılıkKitabı okudu
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.