Mustafa Kemal'in sansürsüz el yazıları
Devamlı Atatürk hakkında yazılanları okuyup dururuz da, neden hiç kimse Atatürk'ün kendi kalemini/yazdıklarını okumaz???
Beni çok üzen ve şoke eden bir kitaptı.
Atatürk'ün ateist olduğunu zaten biliyordum ancak onun bu kadar katı bir pozitivist/materyalist olduğuna kitaptaki kendisinin bazı orijinal el yazmalarıyla şahit oldum. Atatürk'ün 1925'e kadarki birçok icraatlarına imzamızı atarız hepimiz. Tarikatları kapatması, hatta halifeliği kaldırması dahil. Çünkü kaldırmasaydı hilafet batının baskısı altında oyuncak hale gelecek ve şerefi kalmayacaktı. Doğruya doğru.
Ancak onun özellikle 1931'den sonraki yaptığı uygulamaları tam bir facia. 1931-1939 yılları arası devlet okullarında milletimizin Müslüman çocuklarına derslerde açık bir ateizm pozitivizm eğitimi okutuluyor. Kitapları bizzat Atatürk'ün kendisi hazırlıyor ve içerisindeki ifadeler kan dondurucu. Yüzbinlerce adet devlet matbaalarında basılıp okullarda çocuklara okutuluyor.
-Arap oğlu Muhammetin yaveleri (kuran).
-İkra bismi rabbike safsatası (kuran)
-Muhammet büyük bir arap filozofuydu, düşünce ve fikirlerini vahiy diye etrafındakilere inandırdı.
-Allah fikrini binlerce yıl önce insanlar yarattı.
-Kabe tavla zarına benzeyen bir yapı.
+
-Bütün dinler denizin dibini boylasın istiyorum.
-Gökten indiği sanılan kitaplar.
Vs vs. Daha neler neler...
Şahsen anladığım kadarıyla gençlik yıllarında Atatürk özellikle harbiye öğrencisiyken, Selanik merkezli ittihatçıların yönlendirmesiyle eline geçen ''müsteşrik'' kitapları okuyarak kendisinde bu fikriyat hasıl olmuş. İslamdan adeta nefret etmiş. Ayrıca dönemin Osmanlısındaki tarikat vs çevrelerin cahil uygulamaları yüzünden ve ileriki yıllarda Arap cephelerinde edindiği Araplara karşı içinde oluşan iğrenti de, onun katı bir materyalist haline gelmesine sebep olmuş.
Atatürk'ün Kuran'ı Kerim'i Türkçeye çevirtme sebebi de; M. Luther'in yaptığı gibi, anadilinden okuyan insanların kendisi gibi Kuran'ın safsata olduğunu anlayacaklarını düşünmüş ve buna o kadar inanmış ki, en alim hoca olan Elmalılı Hamdi Yazır'a yaptırmış bu çeviriyi.
(Avrupa'daki Protestan reform hareketinin sonuçlarından biliyoruz ki papaz Luther; İncil’i halk dili olan Almancaya çevirmesinden sonraki 200 yıl içerisinde insanlar İncil’in çelişki ve mantıksızlığı karşısında hızlı bir materyalizme/ateizme yönelmişlerdi, oysa Kur'an, İncil gibi tahrif edilmemiş olduğundan bizim insanlarımız İslamdan kopmadılar)
Ve Kur'an meali yazma görevini ilk olarak Mehmet Akif Ersoy'un aldığını, ama onun Atatürk'ün bu niyetini öğrenince meali yarım bırakıp Mısır'a kaçtığını da unutmayalım. Zaten Elmalılı hoca da aynı şekilde Atatürk'ün niyetini farkedince bir uyanıklık yaparak Kur'an meali değil, Kur'an türkçe tefsiri yazdı :) Arkasından da çok kaliteli Kur'an tefsirleri ve mealleri kazandı memleketimiz.
Sonuç olarak Atatürk, iktidarı süresince istediği gibi ateist bir türk halkı oluşturamasa da, günümüze kadar sürecek bir "Laik-Müslüman" kavgasını kucağımıza bırakmış oldu diyebiliriz.
Yaşamı boyunca 10 binin üzerinde kitap okumuş ve bunun etkisiyle başarılı bir asker ve devlet adamı olduğu aşikar. Ancak ne kadar doğru bir sözdür ki ağaç yaşken eğiliyor. Kişinin karakter ve inanç oluşumunda çevrenin etkisi inkar edilemez.
Yazık çok yazık. Keşke son on yılında ateist bir nesil yetiştirmeye çalışmasaydı ve memleketimizde İslamı iptal etmeseydi Atatürk. İslamın pratiğini/hukukunu iptal etti ve İslamı devlet baskısıyla sadece "namaz ve oruç" ibadetine indirgetti. Oysa İslam demek "adalet" demekti. Ve Kur'anın da %90'ı hep ahlak ve adalet vurgusundan oluşuyordu.
Bunun yanında ayrıca bir düşünsenize, hergün okula gönderdiğiniz küçük çocuğunuza devletin müfredatıyla Allah'ın, Kur'anın, peygamberin uydurma olduğu öğretiliyor, o tazecik masum gönüller böyle bir din karşıtı eğitimle yoğuruluyor. O uygulamadan sonra gelen nesillerin hali nice olur? Olan olmuş zaten, bugün ülkemizde hala İslamdan alenen nefret eden bir kesimin o günki eğitimden geçenlerin torunları olduğu açık ve net. Çok üzücü gerçekten..
Ama herşeye rağmen o bizim Atatürk'ümüz, bizim insanımız. Memleketimizin Avrupa bilimini yakalaması için gayreti inkar edilemez. Ve askeri mücadelesi de olmasaydı, bugün Anadolu'da Sivas ve Eskişehir arasına sıkışmış batı mandası, Lübnan gibi küçük bir ülkecikten ibaret olurduk.
Umarım son nefesinde en azından imanlı gitmiştir.
Komünist Doğu Perinçek'le bizzat tanıştım, fuarda kendisinden imzalı bir şekilde aldım bu kitabını, ancak kendisini ve fikirlerini hiçte doğru bulmam, ayrı mesele:) Ancak sırf Atatürk'ün orijinal el yazmalarından bazılarını içeriyor diye aldım bu kitabını. İyiki de almışım. Ve bu kitapta Perinçek'in paylaştığı el yazıları sadece çok küçük bir kısım. Sonuçta 58 yıl ömür süren ve ülkeyi yöneten bir insanın mektupları, telgrafları, notları, emirlerinden oluşan devasa bir külliyatı olur değil mi? Biraz daha araştırarak bu el yazılarının çok daha fazlasına, devlet müsaadesiyle yayınlayan başka kitaplara da ulaşabilirsiniz.(sansürsüz olanları kastediyorum, Nutuk dahil birçok yazısı hep sansürlenmiş maalesef)
Sonuç olarak onun el yazılarını kronolojik olarak okumaya başlarsanız, neredeyse başından beri Allah'a hiç inanmadığını, ancak taa Çanakkale cephesindeki "ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" sözünden, Balıkesir camiindeki verdiği cuma hutbesine kadar tüm dînî hareketlerini aslında milleti direnişe sevketmek için ortaya koyan bir Atatürk gerçeğiyle karşılacaksınız.
"Bende herkes gibi Müslüman görünüp insanlarımızın dini duygularını tazyik etmeseydim böyle ağır bir işgalden kurtulmamız mümkün değildi" mealinde birkaç cümlesini de okumuştum onun. Ancak hangi kitapta olduğu şuan aklıma gelmedi.
Elbette herkesin inancı kendini bağlar. Ancak cumhuriyetin kuruluşundan sonraki dine dair halk ve gençler üzerindeki uygulamaları çok üzücü.
DİKKAT: Kitap içeriği İslama karşı çok ağır ithamlar içeriyor. Dini bilgisi sağlam olmayanlar kitabı dikkatli okumalı ve ağırına giden, anlam veremediği satırları bir İlahiyatçıya danışmalı. Okurken sayfa kenarlarını reddiyelerle doldururken, ben bile yer yer zorlandığımı söyleyebilirim. Sonuçta dini çürütmek için Atatürk'ün el yazmalarını içinde barındıran komünizm propagandalı bir Perinçek kitabı bu. Yani Atatürk'ün dine karşı olan sansürsüz el yazılarını öne sürerek kendi Komünizmini haklı çıkarma çabasının ürünü olan bir kitap olmuş. Uzun uzun komünizmi savunurken sonlara Atatürk'ün bu el yazılarından serpiştirmiş, ve tabii bunu devlet izniyle ve resmi belge şeklinde arşivden alınmış halleriyle paylaşmış. Zaten komünistlerin Atatürk'le olan tek ortak noktaları da bu din konusu. Bunun dışında komünizmi açıkça reddettiğinden ötürü onu pek sevmezler ama hemde devrimlerini başarıyla uygulamasından ötürü gıptayla bakarlar Atatürk'e. Neyse siyasete çok girmek istemiyorum, sevmiyorum da zaten.
Ve ayrıca kitapta Perinçek Chp'yi de Atatürk'e ihanet etmekle suçluyor. Çünkü 1939'da bizzat Chp alelacele Atatürk'ün tüm bu İslama dair el yazılarını sansürlemiş ve milletten gizlemiş ki sonraki nesiller Atatürk'ten nefret etmesin. Bu yüzden günümüzde hala çoğu vatandaş Atatürk'ün bu dine dair düşünce ve uygulamalarından bihaber.
Ancak artık devlet arşivlerinin açılıp yasakların kalkmasıyla, Perinçek gibi isteyen herkes Atatürk'ün el yazılarına ulaşabilir ve okuyabilir.
Lütfen artık 
Kadir Mısıroğlu gibi ona haketmediği derecede iftira atan, yahutta 
Yılmaz Özdil gibi onu hatasız bir insan olarak yücelten yobaz ya da din karşıtlarının Atatürk hakkındaki kitaplarını bırakıp, bizzat Atatürk'ün kendisini okuyunuz. Okuyun ki son 100 yıldır memleketimizdeki kavgayı daha iyi anlayın. Artık daha fazla insanlarımız ölmesin, milletimiz bölünüp birbirinden nefret etmesin. Yoksa bu cahil kavgalarımız bizi öyle bir hale getirecek ki, sonumuz Araplardan bin beter olacak...
*Benim bu incelememi de, Atatürk hakkında başkaları tarafından yazılan her satırı da çöpe atın, sadece ama sadece Atatürk'ün kendi yazdıklarını (sansürsüz olanları tabii) okuyun. Doğrusuyla yanlışıyla onun bütün iç dünyasına ve duygularına apaçık bir şekilde şahit olurken, siz de benim gibi yer yer sevinip, yer yer hüzünleneceksiniz..
Ve mümkünse kronolojik gidin. Mesela 1915'te Çanakkale savaşındayken yazıp Madame Corint'te yolladığı mektuplarından başlayabilirsiniz. Cephedeki şehadete koşan askerler ve hz Muhammed'le nasıl küçümser bir tutum içerisinde yazdığını görünce şaşıracaksınız.
··
2.511 görüntüleme
Dediklerinin büyük çoğunluğuna katılıyorum. Ama tarih kitaplarının içeriğine bakılırsa Sinan Meydan ve durumun üstünü kapatmaya çalışan diğer tarih yazıcıları her ne kadar bunun bilimsel bir yaklaşım olduğunu söyleseler de bu kendi fikirlerini halka dayatmadır. Nitekim durum bilimsellik açısından ele alınacaksa "Muhammed Allah'ın kendisine vahyettiğini iddia eder" demek çok daha bilimseldir. Çünkü ne o dönemde ne bu dönemde bunu deney ve gözlemle ölçemediler ve ölçemeyecekler. Devrimler ve uygulamaların azımsanmayacak bir kısmının tepeden inmeci olduğunu savunanların eline verilmiş en iyi örneklerdendir bu da bence. Halk da eline geçen her seçim fırsatında karşı tarafta yer alarak bunlara tepkisini gösterdi.
'' Çünkü 1939'da bizzat Chp alelacele Atatürk'ün tüm el yazılarını sansürlemiş ve milletten gizlemiş ki sonraki nesiller Atatürk'ten nefret etmesin. Bu yüzden günümüzde hala çoğu vatandaş onun bu uygulamalarından bihaber.''
Maalesef öyle. Doğruları öğrenmek bile istemiyorlar.
İnceleme için teşekkürler, dediğiniz sözleri insanlara anlattığımda nedense inanmak istemiyorlar bana. Kafalarındaki Atatürk e inanmak istiyorlar gerçeğe değil ne yazık ki.
Dediklerinize katılıyorum. Atatürk gibi bir insanın İslamı sevmesini zaten ben doğru bulamam. Çünkü ülkeyi şerefsiz ihanetçi Araplardan kurtarmıştır ve filistinlilerin asitle askerlerimizin gözlerini kör etmesi gibi olaylar yüzünden Atatürkte İslama karşı bir ön yargı ve nefret doğmuştur. Fakat bu nefretini ben halka dayatmasını yanlış buluyorum. Halkı da kendisi gibi yapması yanlış. Zaten eğer bir Müslüman Türk, İslama saygı duymak yerine yanında bir de Arab'a saygı duyuyorsa o zaten otomatikmen vatanına ihanet etmiş olur. Kısacası Atatürkün nefret etmesi ve ateizmi savunması normal ama bunu halka dayatıp siz de böyle olun amacıyla davranması yanlıştır. Bir Müslüman Türk, Allah ve elçisi Hz. Muhammed ve Kuran-ı Kerim'den başka kimseye itaat etmemeli ve vatanına ihanet eden araplara saygı duymamalıdır. Araplardan nefret ederim ama İslamı severim.
Hani gelmemiş "kuranı o çevirtti Türkçe ye" diyen kemalistler 😅😅 sevgili atalarını müdafaaya hatta dindarlığına iknaya falan. Nesilleri tükenmiştir inşallah
merhabalar dostum yazını okumuş ve aynı kitabı okumuş biri olarak bir kaç bir şey eklemek, belki de kafandaki yanlışlıkları düzeltmek isterim. öncelikle, gökten indiği sanılan kitaplar deyimini anlamak için youtube'da emre polat'ın videosunu izlemen sana güzel bir verim katacaktır ki baktığımızda chp parti programından bahsederken orada aslında ''bizim programımız şeriat'a dayalı olmayacaktır.'' demek istemiştir. bütün dinlerin denizi boylamasını istiyorum lafı bir el yazısı değil, times gazetesine verdiği bir röportaj'dır. lakin, baktığımız gazete times... diğer yazılarına baktığımız zaman, ikra bismi rabbike yazısının safsata cümlesinin eski haliyle kıyasıl batıl cümlesini kullanıp türkçeleştirdiğimizde "yaradan rabbinin adıyla oku" 'yu yanlış anlayan/yorumlayan/çıkarsayan araplar, uygar dünyada, bilhassa türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır.... der. diğer konuşmalarında, el yazılarında gerçekten bende ah be atam demiş idim...
Kendisine ait devasa bir el yazısı külliyatı var. Yeri gelmiş toplum önünde el açıp dua da etmiş, camide hutbe de vermiş. Ama istediği mevkiiyi elde edince hiç çekinmeden sıkılmadan rengini açıkça belli etmiş bir kişi M.kemal. Evet bunların hepsi Perinçek'in bu kitabında bulunmuyor, ama ben bir çoğunu önceden de okumuş olduğum için M.kemale dair bütün bildiklerimi bu inceleme vesileyle burada aktarmış bulundum. Çünkü sıkıldım "Müslüman Atatürk" ya da "vatan haini" masallarını görüp durmaktan.
1 sonraki yanıtı göster
Doğu Perinçek ve M. Kemal ikiside büyük tahribat yapmış ve başkalarının dayatmalarını esas almıştır.
Evet ama Perinçek'i en azından bu kitapta Atatürk hakkında yazdıklarında dürüst buldum. Ben bir Müslüman olarak Atatürk hakkında bunları yazmaya kalksam, dinsiz, cumhuriyet düşmanı hain yaftası yerdim. Ama benim yazamayacağım hemen her şeyi, bilgiyi açık seçik kitabına koyabilmiş Perinçek. Çünkü o iftihar ederek, gurur duyarak yazmış tüm bu gerçekleri Atatürk hakkındaki. O da bizim gibi dinlere düşmandı, bu sevindirici birşey, artık dindar Atatürk adı altında saçma sapan mevlüt programları icra edilmesin bu ülkede demek istiyor Perinçek..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.