Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Neleri ve kimleri kıskanıyorsunuz? Neden kıskanıyorsunuz?
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU Onlarca kişiyle birlikte Othello'nun sahip olduğu kıskançlığın başka insanlarda ne kadar değişken olabileceğini gösteren kolektif bir inceleme yazdık. Sadece benim görüşlerimin olmadığı, başka kişilerin de kıskançlığa bakış açısının okunabileceği bir inceleme oldu. Siz de katkı vermek istiyorsanız tek yapmanız gereken kıskançlık duyduğunuz ya da gıpta hissettiğiniz konuları yorum olarak yazmak. Siz yorum yazdıktan sonra incelemenin içerisine isminizi ve karşısına da düşüncelerinizi yazıp dünyada hangi çeşit kıskançlıkların olduğuna dair bir kıskançlık gökkuşağı oluşturmak istiyorum. Örnek verecek olursam, Othello Desdemona'yı kıskanırken ben de günde 150-200 sayfa kitap okuyanları kıskanıyorum ya da onlarca ülke gezmiş ve hala da gezmeye devam edebilen insanları, filmlerin alt metinlerini hemen anlayabilenleri, bildiği konuları karşısındakinin aklını karıştıracak şekilde değil de basitçe anlatabilen insanları kıskanıyorum. Sizin kıskançlıklarınız neler, kimleri neden kıskanıyorsunuz? İmrenmek, haset ya da gıpta gibi pek çok farklı kıskançlık seviyesinden örnekler bekliyorum bu incelemeyi sizle beraber oluşturmak için. https://1000kitap.com/ozlemdilara bana benzer şekilde dünyayı gezip, görebilen çoğu şeyi yaşayarak tecrübe ederek öğrenen, hayatı ve insanları nerede, ne zaman ciddiye alması gerektiğini kavramış ve bunu düzenli bir şekilde uygulayabilen kişilere imreniyor, gıpta ediyormuş.
Su
Su
de aynı şekilde düşünüyorumş hatta. Othello da böyle olmak isterdi bence. Fakat onun tek sorunu hayatı ve insanları nerede, ne zaman ciddiye alması gerektiğini bilmemesiydi maalesef.
Zeynep Hilâl
Zeynep Hilâl
kendini ifade edebilip insanlar tarafından da anlaşılan kişileri cidden kıskanıyormuş. Ne kadar çabalasa da bunu başaramıyormuş kendisi. Zor bir iş bunu başarabilmek, çünkü Edip Cansever'in de dediği gibi "anlaşılmak -değil mi ama- sanki kimsenin olamaz." https://1000kitap.com/Lawaholic 'in kıskançlığı yalnızca imrenme düzeyinde kalıyormuş. Mesela hayatta her istediğini yapan, hissettiklerini cesurca söyleyebilen, başkalarının kendileri hakkında dediklerini zerre umursamayan, hiçbir zaman özgüvenini yitirmeyen insanlara karşı hep bir kıskançlık barındırırmış. Ne güzel bir kıskançlık çeşidi bence bu, keşke herkes böyle kıskanmayı öğrenmiş olsa.
Ebru Özer
Ebru Özer
çok sevdiği yazarları paylaşmayı kıskanırmış. Yani o yazarın eserinin herkes tarafından dillerde dolanması onu üzüyormuş Aslında herkes iyi kitaplar okusa ne güzel ama güzel olan şeyleri sadece az bir kitlenin bilmesi daha çok hoşuna gidiyormuş. Ve bir de çok ama çok nitelikli kitaplar okumuş kimselere imreniyormuş Ebru.. Onları gördükçe aman Allah'ım ben bu hıza nasıl yetişeceğim diyormuş ve bunun bir yarış olmadığının da farkındaymış. Bir de film ve kitap yorumlarında onun fark edemediği alt anlamları fark edenlere gıpta ediyormuş. Tabii bunlar onun için kötü hisler değil de daha çok bir imrenme meselesiymiş. https://1000kitap.com/mintaminta hayatının tam da bu evresinde; (çünkü malum zaman ve dönem içinde değişiklik gösteriyormuş bu tür duygular) Küçük ve sakin bir sahil beldesinde, az insan çok doğa mantığında yaşayabilen insanlara imreniyormuş. Keyifle yaşasınlarmış tabi ama ona da nasip olmasını istiyormuş. Mies van der Rohe de "Less is more" deyip mimarlığın algısını baştan değiştirmişti ya işte, Burcu da az insanla, az kelimeyle, az yaşanmışlıkla çok şey yaşayıp anlatabilen insanlara imreniyormuş. Ne güzel imrenmeler bunlar...
Zeynep
Zeynep
Tolstoy'un dediği gibi, sahip olduğu şeylere sevindiği ve sahip olmadıklarına da üzülmediği için mutluymuş. Ne güzel. https://1000kitap.com/boregasm kendisini daha çok geliştirebilmek için önünde engeller bulunmayanı ve bu idealini büyük bir azim ve özveriyle gerçekleştirmeye çalışanları, zeka dolu cümlelerle aklını başından alabilenleri, olaylara/kişilere felsefik-psikolojik-sosyolojik ölçüde yaklaşıp ortaya koyduğu üçgende isabetli yorumlarda bulunabilenleri, terminolojide ileri derecede birikimli olanları, her konuda tembel olmamayı başaranları, birden fazla dil bilip de gramerine hakim olup güzelce kullananları kıskanıyormuş fakat maalesef kıskançlıktan çok onun içinde buruk bir şey bırakıyormuş ve bu burukluklar birike birike ilerliyormuş. Dünyada ne güzel kıskançlık çeşitleri var dedim resmen.
L Büşra A.
L Büşra A.
kendi odası ve kendine ait kütüphanesi olanlara gıpta ediyormuş, kıskançlık derecesinde değilmiş ama pek çok şeye gıpta ediyormuş. Hatta benim kitaplık turu videoma bakınca demiştim aman kitaplarıma bir şey olmasın da demiş çok nazarı geçtiği için. Ben de Büşra'nın bu imrenişinin zamanla ona çok şey kattığını düşünüyorum, imrenmek ve gıpta insanı uzun vadede çok geliştiriyor bence. Othello'nun da kıskançlığı hafif bir seviyede kalsaydı belki bu ona zarar vermeyebilirdi ama işte Dostoyevski'nin de dediği gibi "Kıskançlık istisnai bir tutkudur."
Derya
Derya
'ya göre Iago'nun hisleri salt kıskançlık değilmiş. Ruhu kötü. Kıskanç, yalancı, ikiyüzlü, bencil, fırsatçı, her durumdan kendi lehine sonuç çıkarmaya çalışan işgüzar bi pislikmiş. Bence de toplumumuzda çok Iago var, Allah bizi Iagoların şerrinden korusun, amin. https://1000kitap.com/Amedspor anlaşılmamak bizim gibilerin yazgısıdır dermiş Goethe. Anlaşılanları kıskanıyormuş Mehmed de her yerde, her ortamda anlaşılanları. Onu anlaşılmamak öldürecekmiş böyle giderse. Anlaşılmak istiyormuş Mehmed, başka bir şey değil işte. Keşke anlaşılabilsek... Othello da zaten anlaşamadığını düşündüğü için yapmamış mıydı yaptıklarını? https://1000kitap.com/Simeranyasafa Platon’la tanışabilmiş çağdaşlarını kıskanıyormuş. Bu antik kıskançlığa lise sıralarında felsefe dersiyle bulaşmış. Yıllar geçse de kıskançlığım geçmedi. Hep şu soruyu sormuş kendisine: "Platon, “Akademi”sine girme şansını bana verir miydi?"
Nurile
Nurile
ne yaşarsa yaşasın en baştan başlayabilme cesaretinde bulunup aynı motivasyonla devam edebilenleri kıskanıyormuş. Cidden hele ki şu zamanda böyle bir azimde ve motivasyonda olmak zor iş. Othello da böyle olamadı mesela, aynı motivasyonu bulabilmek bazen çok çok zor olabiliyor.
Fëanor
Fëanor
yazarların arkadaşlarını, can yoldaşlarını kıskanıyormuş. Örneğin J.R.R Tolkien'in -Yüzüklerin Efendisi'nin yazarı- yanında ünlü Narnia Günlükleri'nin yazarı C.S Lewis çalışmış. O da bu şekilde çalışmak istermiş. Harika bir kıskançlık biçimi bence. Hep Cemal Süreya, Tomris Uyar ve Yusuf Atılgan'ın aynı fotoğraf karesinde bulunması gibi yazar arkadaşlarımın olduğu bir ortamda ve arkadaşlık çevresinde olmayı hayal etmişimdir. Belki bu kıskançlık biçimi de bizi bu yola götürür, kim bilir... https://1000kitap.com/OktayIrmak bir konuda fikri olup, o konuyu mükemmel bi' lisanla anlatabileni kıskanıyormuş. Yaşadığı komik, hüzünlü anıyı karşı tarafa hissetirebilenleri- aktarabileni- kıskanıyormuş hatta... Bu zamanda yine en zor şeylerden biri de bu, kısılı kaldığımız sanal gerçekliklerde karşı tarafa duygumuzu geçirmekle uğraşmak, derdimizi anlatabilmek. Desdemona bile Othello'ya derdini anlatamamışken bizim bunu yapabilmemiz imkansıza yakın zaten.
meltem şen
meltem şen
duyarsız insanları bazen kıskanıyormuş. Bir miyop olduğu için net gören insanları da kıskanıyormuş ama duygusal miyopluğu olmayan insanları da kıskanıyormuş. Yaşananları değerlendirirken olaylar arasındaki net ayrımları görebilen insanları yani. Bazen'e düşmeden netliğinin ayarını anında ayarlayan insanları kıskanıyormuş, bunun için hep bi düşünce boşluğuna ihtiyaç duymayanları. İşte Othello da sevginin duyarlılığında kısılı kaldığı için onun kıskançlığı başka hiçbir şeye benzemiyordu. Aynı Kayıp Zamanın İzinde serisinde Marcel'in Albertine için hissettikleri gibi işte, duyarsız kalabilen insanları kıskanıyoruz biz de, öylece kalabildikleri için. https://1000kitap.com/RanaTufan sürekli kendini geliştiren insanlara imreniyormuş. Bu ister yabancı dil öğrenmek, ister yıllık okuma hedefini fazlasıyla gerçekleştirenler olabilirmiş. Gereksiz zevklerini önemsemeyip hayatına anlam katacak şeyleri yapmak ne güzel şeymiş ona göre!
Hilal Ku
Hilal Ku
bir anda karar verip bir bavul hazırlayıp gidebilenleri kıskanıyormuş. Plan yapmadan yaşayabilenleri, onun gibi kılı kırk yarmaktansa "ne yapacağımı yolda düşünürüm" diyebilenleri, cesurları ve detaylara takılıp kalmayanları kıskanıyormuş Hilal de. Çok da düşünmeden hareket edebilen ve bunun sorumluluğundan kaçmayan herkese imrenerek bakmış hep. Ben de Hilal gibiyim aslında, çok planlı yaşıyorum hayatımı ve böyle olmasını sevmiyorum. Keşke kararlarımızı spontane ve özgürce verebilseymişiz. https://1000kitap.com/_PLS_ en küçük bir şeyi kafasına takıp kendini heder eden biri olarak hiçbir şeyi takmayan insanlara imreniyormuş. Saçma sapan şeyleri umursamamak, gereksiz insanları kafaya takmamak, arkalarından göz yaşı dökmemek güzel bir şey olsa gerekmiş ona göre de... Othello da Desdemona'sı için denilen saçma sapan şeyleri umursamasaydı belki mutlu bir evlilikten bahsedebilirdik. Ama insanların aklına sokulan saçma sapan şeylere güvenimiz o kadar sağlam ki, kendimizi onlardan bir türlü kurtaramıyoruz. https://1000kitap.com/ThebiglightA 'a göre kıskanmak dediğimiz şey aslında bizde var olmayan şeylerin farkındalığı noktasında ortaya çıkıyor. Kendisinde var olmayan bir çok şeyin farkındaymış Nur mesela ama kıskandığı da çok söylenemezmiş. Devamında da şunları diyor: "Barışığım, kabul ediyorum çok da sitem etmiyorum.Bilmiyorum belki de bunların hiçbiri değildir; yalnızca 'kıskanıyorum' demekten kaçınıyorumdur. Neyse.. Erken yatıp Erken kalkma mertebesine erişebilmiş, hiç değilse uyku düzenini otutturmuş, yataktan fırrr! diye kalkabilen, güne erken başlayan insanları kıskanıyorum.hem de çok! Bir de göbeği açık kıyafet ve mini giydiğinde üşütmeyen, bağırsakları bozmayan kadınları kıskanıyorum." Son cümlesindeki kıskançlık biçiminin beni sesli olarak güldürdüğünü söyleyebilirim.
oğuzhan yılmaz
oğuzhan yılmaz
"Benim onu sevdiğim kadar, o beni seviyor mu çok merak ediyorum. Yanındaki herkesten kıskanabilirim." diyor mesela. Othello da böyle değil miydi? Desdemona'sını yanındaki herkesten ölümüne kıskanırdı. Ölümüne...
Dr.falan
Dr.falan
hayatında kendine saygısı olacak kadar düzenli olup spor yapan, müzik aletleri çalan, gerçekten kendisini mutlu eden şeyleri rutin haline getiren insanları kıskanıyormuş. Bir karar verdikten sonra iradeli şekilde devam ettirenleri kıskanıyormuş. Anı yaşayabilenleri, bir sürü dil konuşabilenleri, onun keşfetmediği onlarca filmi izleyenleri, okumadığı yüzlerce kitabı okuyanları, müzikten anlayanları, düzgün beslenmesi olanları, sakin kalabilenleri, kendi varoluş amacını anlayanları, aşkı bulanları, erken kalkanları ve en önemlisi dünyayı gezenleri kıskanıyormuş. Ne çok şey kıskanıyormuşum Jijivisha Bob ama yazmak da rahatlatmış onu. Othello da monologlarıyla kıskançlık düşüncesini kendisinden savmaya çalışıyordu ama işte insan kendi kendisiyle konuştukça delilik sınırına yaklaşıyor ya zaten. https://1000kitap.com/Umutmutlusu "Okuduğu bilgileri, şiirleri veya sözleri unutmayıp her an her dakika şahıs ismi ile paylaşabilen üstün hafızalı insanları aslında kıskanmak değil de takdir etmek diyebilirim sayılıyorsa eğer, bi' de sanırım yağmurda yürüyen gözlük kullanmayan insanlar gözlük kullananlar bunu bilir ne denli güç olduğunu.." demiş. Ben de gözlük kullanan biri olarak bunu çok içselleştirdiğimi söyleyebilirim. :(
Nur
Nur
tıkır tıkır konuşan, hiç teklemeden kendini ifade eden, karşısındakinin gözünün içine bakarak uzun uzun cümleler kurabilen insanları kıskanıyormuş. Othello'nun da böyle uzun monologları vardı ve sanırım ki insan kıskandığında böyle uzun uzun teklemeden konuşabilmeyi de öğreniyor, sevgi insana her şeyi yaptırıyor. https://1000kitap.com/Betlbldk bir malını başkasına verirken aklı onda kalmayan insanlara, gönülden konuşabilen ve içindekilerini az da olsa ifade edebilecek kelimeleri bulup ahenkli cümleler haline getiren insanlara, Peygamber Efendimizin ahlakına ve özellikle bu aralar kendi kendine fikirler üretip ören insanlara çok imreniyormuş. Keşke herkes böyle şeylere imrense dedim...
Gökçe
Gökçe
son zamanlarda kıskandığı kişi arabası olup onu kullanabilen kişilermiş. Onları geçtiğinde de tüm yorgunluğuna, üzüntülerine, stres kaynaklarına rağmen midesi ağrımayan insanlara epey özeniyormuş. Sağlık en önemli şey gerçekten de, Marcel Proust'un da dediği gibi insan sadece hasta olduğu zaman kendisiyle ilgilenmesi gerektiğini hatırlıyor.
Meryem
Meryem
zorunluluktan değil keyif için çalışan insanları kıskanıyormuş, hatta sevmediği bir işte çalışmak zorunda olmayan istifayı basabilen insanları da kıskanıyormuş. Valla ben de böyle insanları kıskanıyorum ama gelin görün ki iş kaybetme korkusu bütün diğer korkulardan daha ağır basıyor.
Aphrodite
Aphrodite
için okur yazarlığın öneminin bilincine küçük yaşta varmış, birden fazla dil bilip farklı kültürler tanıma fırsatı olan, dünya turuna çıkmış, yaşamı ertelemeyip an'ın tadını yine geçmiş gelecek senteziyle çıkarabilen, hayatı yaparak yaşayarak emeğin kıymetini yine erken yaşlarda bizzat kendi şahsında tadanlara hep gıpta etmişlik gerçeği varmış. Keşke ben de bunlara küçük yaşta varmış olsaydım.
Alev
Alev
birini sevmeye başlayınca onu çok kıskanıyormuş çünkü kaybetmekten korkuyormuş ; o kadar çok korkuyormuş ki kıskançlığı ve korkusu da pik yapıyomuş. Zirvede bırakıp onu terk ediyormuş ve herkesin hastalığına kimse karışamaz deyip noktalıyormuş kıskançlık tartışmasını. Othello da Desdemona'sını kaybetmekten korkuyordu malum, ne geldiyse bu yüzden başına geldi ya zaten onun da...
Nurrr...
Nurrr...
karşısındakinin zevkleri ve öncelikleri farketmeksizin ne tür bir insan olursa olsun onunla her açıdan sohbet konusu açabilen tıkanmayan insanlara imreniyormuş. Ve şuan onun hayali olan şeyleri çoktan gerçekleştirmiş ve içinde yaşayan insanlara imreniyormuş. Hatta asıl kıskançlığa gelirsek, gerçekten sevdiğini fazlaca kıskanırmış Me... Hemde yer yer kıskançlığı korkuya dönüşebilirmiş. Kıskançlık ile korkunun paralel ilerlediğini düşünüyorum ben de zaten. Othello'nun da maalesef ki korkusu ve hiçlik hissi daha ağır bastı.
Le_Penseur
Le_Penseur
'a göre kıskançlık Edip Cansever'in bu şiiriymiş: "Nerede okumuştum, hatırlamıyorum şimdi, biri mi anlatmıştı yoksa Mahpusunu kıskanan bir gardiyanı Ve düşün sevgilim, mahpusunu kıskanan bir gardiyan düşün Ne kadar acı bunlar Kıskanıyorlar hepimizi ve kıskanacaklar"
Betül
Betül
otoriter olan insanları çok kıskanıyormuş. Bir de ikiden fazla dil bilen insanları. Sert görünüşlü biri olmadığı için her zaman buna imrenmiş Fırçanın Ucunda Kalmış Kahve. Açıkçası ben de ikiden fazla dil bilen insanlara imrenirim, Almanca öğrenmeye çalıştım önceleri ama sonra hiç sarmıyor diye bırakmıştım. :(
özgür
özgür
her türlü kıskançlık duygularından sıyrılmış, ruhunu haset yangınlarına karşı korumuş ama etrafındaki insanların hasletlerini görebilecek tevazuya sahip kişilere gıpta etmiş. Muhteşem Aynı anda biyoloji, kimya, fizik, din felsefesi, kaos teorisi, evrim, kötülük problemi, normal felsefe, dinler tarihi, kutsal kitaplara, çok farklı düşünce yapısı hakkında bilgiye sahip olan insanları acayip kıskanıyorum. Nasıl hepsini aynı anda öğrenmişler vallahi çok merak ediyorum. Keşke hepsini ben de bilsem. Çok çalışmak lazım çokk. Okumaya çok geç başlamış biri olarak şu alıntıyı buraya bırakıp yoluma devam ediyorum.
Bilal Günaydın
Bilal Günaydın
aynı anda biyoloji, kimya, fizik, din felsefesi, kaos teorisi, evrim, kötülük problemi, normal felsefe, dinler tarihi, kutsal kitaplara, çok farklı düşünce yapısı hakkında bilgiye sahip olan insanları acayip kıskanıyormuş. Nasıl hepsini aynı anda öğrenmişler vallahi çok merak ediyormuş. Keşke hepsini o da bilseymiş hatta. Çok çalışmak lazımmış ona göre. Okumaya çok geç başlamış biri olarak şu alıntıyı buraya bırakıp yoluma devam ediyormuş: "Buralara nereden geldiğimi biliyorum, gidecek daha çok yolumun olduğunu da biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde sürünerek de olsa oraya gideceğim" Jack London Ben de Bilal gibi hissediyorum zaten, bu kadar farklı konu arasından kendimizi olgunlaştıracak ve yeteri kadar geliştirecek bir harman oluşturmak çok yıl ve deneyim istiyor. Umarım bu yolda başaranlardan olabiliriz.
Saadet Aydınlı
Saadet Aydınlı
"Hayır." demeyi bilen, "başkalarının ben'i" olmayan; herkese rağmen kendi kalabilen, insanlara kendini kanıtlamak zorundaymış gibi hissetmeyen, hayatı olduğu gibi yaşayan ve hayatının başrolünü kimseye kaptırmayan insanları kıskanıyormuş. Bazen hatta sık sık kendi hayatının figüranıymış gibi hissettiği de oluyormuş. Othello da kendi hayatının figüranıymış gibi hissediyordu ya zaten, ne zaman ki kendi hayatımızın başrollüğünden çıkıp figüranlığa geçmiş gibi hissediyorsak bu hayattan kaybolmaya da o kadar yakınızdır. ------------- Ayrıca Othello kitabının salt bir kıskançlık tragedyası olmadığının da bilincindeyim. Dürüstlüğün yalan ve düzen dünyasına yenilişinin, Othello'nun sevgisini ne olursa olsun korumak isteyişinin de farkındayım. Fakat hepimizin çeşitli kıskançlıklarının olduğunu da biliyorum. Maksat kolektif bir inceleme olsun ve sadece benim kıskançlık görüşlerime maruz kalmayalım.
Othello
OthelloWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,3bin okunma
··
4.555 görüntüleme
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Aynı anda biyoloji, kimya, fizik, din felsefesi, kaos teorisi, evrim, kötülük problemi, normal felsefe, dinler tarihi, kutsal kitaplara, çok farklı düşünce yapısı hakkında bilgiye sahip olan insanları acayip kıskanıyorum. Nasıl hepsini aynı anda öğrenmişler vallahi çok merak ediyorum. Keşke hepsini ben de bilsem. Çok çalışmak lazım çokk. Okumaya çok geç başlamış biri olarak şu alıntıyı buraya bırakıp yoluma devam ediyorum. #43105520
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
o kadar haklısın ki, yazdıkların arasında edebiyat ve kurgu kitaplar bile yok hatta, o kadar fazla öğrenmemiz gereken şey var ki öyle düşün artık
2 sonraki yanıtı göster
Rana okurunun profil resmi
Ben sürekli kendini geliştiren insanlara imreniyorum..Bu ister yabancı dil öğrenmek, ister yıllık okuma hedefini fazlasıyla gerçekleştirenler olsun.. Gereksiz zevklerini önemsemeyip hayatına anlam katacak şeyleri yapmak ne güzel şey!
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
insanın ekstra bir iş hayatı olunca sanırım kendisine ayırabildiği vakit de ters orantılı olarak düşüyor, modern kölelik sisteminde de kendine vakit ayırabilmen inanılmaz zor bir şey rana
3 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Dr.falan okurunun profil resmi
Hayatında kendine saygısı olacak kadar düzenli olup spor yapan ,müzik aletleri çalan, gerçekten kendisini mutlu eden şeyleri rutin haline getiren insanları kıskanıyorum. Bir karar verdikten sonra iradeli şekilde devam ettirenleri kıskanıyorum. Anı yaşayabilenleri , bir sürü dil konuşabilenleri, benim kesfetmediğim onlarca filmi izleyenleri, okumadığım yüzlerce kitabı okuyanları, müzikten anlayanları, düzgün beslenmesi olanları,sakin kalabilenleri, kendi varoluş amacını anlayanları, aşkı bulanları, erken kalkanları ve en önemlisi dünyayı gezenleri kıskanıyorum. Ne çok şey kıskanıyormuşum ama yazmak rahatlattı 😊 Kıskandığını söylemekte ne büyük ayrıcalıkmış teşekkürler bu başlığı yazdığınız için 🙏
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
işte tam olarak bu rahatlama duygusunun oluşmasını istiyordum, böyle olabilmesine çok mutlu oldum. aristo'nun katharsis olayını yani ruh arındırmasını gerçekleştirmiş oldunuz, tebrik ediyorum
sevim okurunun profil resmi
Benim kıskançlığın sanırım yalnızca imrenme düzeyinde kalıyor. Mesela hayatta her istediğini yapan, hissettiklerini cesurca söyleyebilen , başkalarının kendilerini hakkında dediklerini zerre umursamayan , hiçbir zaman özgüvenini yitirmeyen insanlara karşı hep bir kıskançlık barındırmışımdır.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Çok güzel, zaten bence de bu çekememezlik şeklinde değil, gıpta şeklinde olmalı. Diğer türlü insanların başarılarına haset duymaktan başka bir işe yaramayız, oysaki o olumlu özellikleri kendimizde barındırmak için savaşmalıyız belki
Nurile okurunun profil resmi
Ne yaşarsa yaşasın en baştan başlayabilme cesaretinde bulunup aynı motivasyonla devam edebilenleri galiba
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu zamanda çok zor bir konu bu, motivasyonumuzu düşüren o kadar çok şey var ki Nurile
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Ebru Özer okurunun profil resmi
Ben çok sevdiğim yazarları paylaşmayı kıskanırım. Yani o yazarın eserinin herkes tarafından dillerde dolanması beni üzer. Aslında herkes iyi kitaplar okusa ne güzel ama güzel olan şeyleri sadece az bir kitlenin bilmesi daha çok hoşuma gidiyor. Ve bir de çok ama çok nitelikli kitaplar okumuş kimseleri... Onları gördükçe aman Allah'ım ben bu hıza nasıl yetişeceğim diyorum aslında bu bir yarış değil keyif ama işte.☺️ Bir de film ve kitap yorumlarında benim fark edemediğim alt anlamları fark edenlere gıpta ediyorum.☺️Tabii bunlar kötü hisler değil de daha çok bir imrenme meselesi diyebilirim.☺️
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
ahaha birileri benim tweetimi okumuş sanırım çünkü alt metinleri anlama konusunda tam bir özürlü olduğumu belirtmiştim :D bence değerli ve nitelikli yazarların daha çok okunup hakkının verilebilmesi için uğraşmalıyız, çünkü onları alkışlayıp, beğenip, paylaşıp daha çok insanla tanıştırınca onların da emeğinin karşılığını daha çok verebilmiş oluruz sanki
Ebru Özer okurunun profil resmi
Senin tweetinden önce de öyle düşünüyordum bir kere.😂 Evet tabii ki yaygınlaşması daha iyi hatta bir bakıma bu yüzden çocuğumuz buradayız. Ama ben bazı yazarların sadece gerçek okurlar tarafından bilinmesini tercih ederim bazı şeyler çok söylendikçe, duyuldukça etkisi azalıyor sanki. Mesela bir kitapta bir cümle beni çok sarsıyor ama sonra onu her yerde gördükçe ilk etki azalıyor gibi size de öyle olmuyor mu?☺️
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Evet, değerini bilecek ve o yazarı daha anlaşılır konumlara getirecek insanların bilip okuması yazar için de başka okurlar için de çok iyi oluyor. Ne var ki bu süreci biz yönetemiyoruz ve bazı ürünlerin popüler kültüre kurban gidip sahte alıntılarla, yanlış anlaşılmalarla değerlerinin düşürülmesine de mecbur kalabiliyoruz
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.