Bazı kitaplar vardır, anlatması çok zordur. Okumak, o kitabı anlatmaktan çok daha kolaydır. Okurken bir şeyleri anladığını zannedersin; ama iş karşındakine anlatmaya gelince nereden başlayacağını bilemezsin. Bir yerini anlatmaya başlasan diğer yerler yarım kalacaktır, bir konudan bahsetsen diğer konunun hatrı kalacaktır. İşte bu kitap da tam olarak o kitaplardan biri.
Eminim ki, Uyuyan Adam'ı okuyan her okur, farklı farklı anlamlar çıkaracaktır. Bu durum okurun niteliksiz olduğunu göstermez, yazarın çok iyi bir iş çıkardığını gösterir. Bu sebeple Uyuyan Adam isimli bu kitabı, kendi anladığım yönleriyle size aktarmaya çalışacağım.
Öncelikle yazar Georges Perec, ikinci tekil şahıs bakış açısıyla kitabını yazmış. Daha önce ikinci tekil şahıs bakış açısıyla yazılmış bir kitap okudum mu hatırlamıyorum; ama sadece yazarın seçmiş olduğu dil ve üslup bile nasıl farklı bir kitap okuduğunuzu daha kitabın başlarında size gösteriyor. Değişik bir kitap okuyorum hissine hemen kapılıyorsunuz zaten. Akabinde kitabı okudukça diyalog arıyorsunuz; ama o da ne? Kitapta hiçbir diyalog yok...
Kitabın içerisine girmeden önce belirtmem gereken bir husus daha var. Georges Perec, kitabın hemen başında Kafka'nın Günah, Acı, Umut ve Doğru Yol Üzerine Aforizmalar'ından şu sözü yerleştirmiş:
“Evinden çıkman gerekmez. Masandan kalkma ve dinle. Hatta dinleme, yalnızca bekle. Hatta bekleme bile, kesinlikle sessiz ve yalnız ol. Dünya, maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz; kendinden geçmiş bir halde eğilecektir önünde.”
Bence Perec, Uyuyan Adam isimli bu kitabını Kafka'nın yukarıdaki sözünün üzerine kaleme almış. Hatta Kafka'ya cevap niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Zira Kafka'nın Dönüşüm kitabındaki Gregor Samsa’nın bir sabah böceğe dönüşmesinde olduğu gibi, Uyuyan Adam'daki isimsiz kahramanımız da bir sabah bambaşka düşüncelerle güne "merhaba" diyor. İlla dönüşmüş olmak için fiziksel bir değişim geçirmeye gerek yok. Düşünsel anlamda da bambaşka bir insana dönüşmek mümkün...
Bildiğimiz üzere; "Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu." Uyuyan Adam ise, bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında kendini içinden hiçbir şey yapma isteği gelmeyen, kayıtsız, hissiz, aylak, yalnız bir insana dönüşmüş olarak bulur. İşte o sabah, kahramanımız için bir hiçliğin ve dönüşümün başlangıcı olur. Düşünceleri onu, tıpkı Katip Bartleby'de olduğu gibi bir çeşit eylemsizliğe, daha doğrusu kendine karşı pasif bir direnişe yönlendirir. Uyuyan Adam'ın büyüsü budur.
İsimsiz kahramanımız, düşünsel anlamda "Dönüşüm"ünü tamamladıktan sonra oturur ve bekler. Bekleyecek bir şey kalmayana kadar bekler. Yaşamanın, harekete geçmenin, bir şeyler yapmanın ona göre olmadığını fark eder. Sadece bekleyiş ve unutuş hayal eder. Hiçbir şeyin olmasını beklemez. Umut etmez. Girişimde bulunmaz. Diretmez. Tek göz odası onun için artık dünyanın merkezidir. Hiçbir şeye istek duymaz. Avare avare dolaşmak, uyumak, akan suyu izlemek, tavanı saatlerce izlemek, isyan etmeyen biri olmak, kıpırtısız, bunalımsız, kargaşasız bir yaşam sürmek ister. Böyle yapınca içten içe -Kafka'nın yukarıdaki sözünde olduğu gibi- Dünya'nın maskesini düşürüp kendisini ona sunacağını, kendinden geçmiş bir halde önünde eğileceğini sanır.
Acaba Georges Perec'in Uyuyan Adam'ı, Kafka'nın sözünde olduğu gibi Dünya'nın maskesini düşürebilmeyi başarmış mıdır, yoksa daha büyük bir çıkmazın içerisine mi girmiştir? Bu sorunun cevabını size söylemeyeceğim. Merak edenler elbette kitabı alıp okumalıdır.
Tabii bu kitabı okumadan önce belirli bir okuma serüvenini tamamlamış olmanız veya bazı eserlerle ilgili az da olsa bilgi sahibi olmanız da gerekiyor. Zira kitapta Kafka'dan Dostoyevski'ye, Hermann Hesse'den Camus'ya, Sartre'dan Nitezsche'ye kadar birçok yazara ve eserine atıflar veya göndermeler yapılıyor.
Farklı kitapları okumak isteyenler için gayet güzel bir eser. Birçok insana Katip Bartleby'i önerdiğimde beğenmediğini hatırlıyorum. O yüzden tekrar etmekte fayda görüyorum: Farklı(Değişik) kitapları okumayı sevenler için özellikle tavsiye ediyorum. Herkese keyifli okumalar.