Hikmet, silik sessiz bir çocuktu. İlk günler
ben onu oğlan sanmıştım. Oğlan çocukları gibi giyiniyor, saçlarını da oğlanlar gibi kısacık kestiriyor. Çok da zayıf... Üstelik ne oğlanlarla, ne kızlarla arkadaşlık ediyor, içine kapanık bir çocuk. Hikmet adı da hem kız hem oğlan adı...
Bigün beden eğitim dersinde öğretmenimiz kızları biyana, oğlanları biyana ayırınca Hikmet kızlar topluluğuna katıldı. Çok şaştım buna önce.
Hikmet'in kız olduğunu işte o gün öğrenebildim. Bunun üzerine Hikmet'e ilgim arttı.
Geçenlerde bir sabah Hikmet okula pek üzgün geldi.
Neye üzüldüğünü sordum. Önce söylemek istemedi. Üsteledim. O zaman,
-Doğrusu ben de anlatmak, biraz açılmak istiyorum
ama, duyulacak diye çekiniyorum... dedi.
Arkadaşlarıma söylemeyeceğime söz verince anlattı.
Bunlar sekiz kardeşmiş, sekizi de kız...
Oysa Hikmet kimi günler okula ağabeyiyle geliyordu.
Bunu söyleyince,
-O, benim ağabeyim değil, ablam, dedi, ama erkek
kılığında gezdiği için onu herkes erkek sanır.
Kardeşlerinin hepside erkek gibi giyinirlermiş.
-Niçin? diye sordum.
-Çünkü babam öyle istiyor, dedi.
-İyi ama, bunda üzülecek ne var?
Babası, oğlan çocuğu olmasını çok istermiş.