Gönderi

Şimdi artık biliyorum, insan çocukluğunun evinden bir gün çıkıyor, sonra o eski romanlardaki maceracı gezginler gibi oradan oraya savruluyor. Hanlarda kalıyor, tanımadığı insanların evine misafir oluyor, hiç bilmediği perili köşklerde geceliyor, kaderin önüne çıkarttığı yollardan bazen birini bazen ötekini seçerek hayatı keşfe çalışıyor. Kimi zaman bir yerde durup artık yorulduğunu, daha fazlasını görmek istemediğini düşünerek kendisine sazlardan bir kulübe kuruyor. Sonra bazen o kulübeyi yıkıp yeniden yollara düşüyor. Ama hep sonunda kendi evini, gerçekte ait olduğu, hiçbir şey yapmadan, yalnızca içinde oturduğu için bile mutlu olacağı o eşsiz yeri, ruhunun sığınağını arıyor. Kaç kişi bulabilmiştir ki?
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.