Gönderi

Halbuki Martin hayatın baskı ve gerilimini, heyecan ve alınterini, şiddetli isyanını hissediyordu; asıl yazılması gereken buydu işte! Umacak hiçbir şey kalmamışken bile umudunu yitirmeyenleri; çılgın aşıkları; baskı ve gerilim altında, her türlü dehşet ve facia arasında mücadelesini sürdürenleri; gayretlerinin gücüyle hayatın kabuğunu çatlatan devleri yüceltmek istiyordu. Oysa dergilerde okuduğu hikayeler, Bay Butler gibi hasis paragözlerle sıradan erkek ve kadınların basmakalıp küçük gönül ilişkilerini sanki özellikle yüceltiyor gibiydi. Yoksa dergilerin editörleri de sıradan insanlar olduğu için mi böyle acaba, diye sordu kendi kendine. Ya da hayattan mı korkuyorlardı bu yazarlar, editörler ve okurlar?
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.