Gönderi

İnsanların gerçek yüzü;
Bir de yaşlılara bakalım. Buluşurlar, birbirlerini yemeğe davet ederler, ama aralarında ne konukseverlik vardır, ne nezaket vardır, ne de karşılıklı sevgi. Toplantılarına daireye gider gibi soğuk soğuk, neşesiz giderler. Bütün maksatları ahçılarının ustalarını, salonlarını göstermek, alay etmek, birbirlerinin ayağını kaydırmaktır. Geçen gün yemekte orada bulunmayanların aleyhinde söylenenleri dinlerken utancımdan yerin dibine geçtim: falanca budalaymış, filanca aşağılıkmış, bilmem kim hırsızmış, bilmem kim gülünçmüş. Bu düpedüz insanları arkasından vurmak. Bütün bunlar söylenirken birbirlerine sanki bakışlarıyla: 'Hele sen de bir dışarı çık, senin hakkında da neler söyleyeceğiz, görürsün!..' diyorlar. Madem ki böyle, niçin buluşuyorlar? Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene: 'Falanca bana geldi; filancayı gördüm...' Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok.
Sayfa 217 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.