Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dolayısıyla halklar kendi kendilerini yüzüstü bırakırlar, daha doğrusu kendi ellerini kollarını yine kendileri bağlarlar, zira yalnızca kölelik etmeyi reddettiklerinde bile tüm zincirlerini kıracaklardır. Halklar kendi kendilerini köleleştirir ve kendi boğazlarını yine kendileri keserler. Kul olmayı ya da özgür olmayı seçebilecekken özgürlüğü reddeden ve boyunduruğu tercih eden, kendi felaketine rıza gösteren ya da daha doğrusu, kendi felaketi peşinde koşan halktır.
Sayfa 20 - Opera Kitap 1. Baskı Ekim 2021Kitabı okudu
Eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak özgürlüğü hiç tanımadığı, görüp bilmediği için pişmanlık duymadan hizmet eder ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını seve seve yerine getirir.
Reklam
Doğuştan kölelik!
Böylece şunu söyleyelim ki, insan neyle ye­tişip neye alışırsa, bu onun için doğal görünür; fakat sade ve bozulmamış olan doğanın onu çağırdığı şey, yine sadece onda saftır: Bu ne­denle gönüllü kulluğun ilk nedeni, alışkanlık­tır;.. Hep kul olduklarını, babalarının böyle yaşadığını söylerler; bu kötülüğe sabret­meleri gerektiğini düşünürler,
Sayfa 107Kitabı okudu
... çünkü in­sana her yerde ve her mekânda kölelik iğrenç ve özgürlük de değerlidir; ama doğduklarında boyunduruk altında bulunanlara acımamız ge­rekir gibime geliyor; özgürlüğün gölgesini bile görmedikleri ve hiç ondan söz edildiğini işit­medikleri için köle olma bahtsızlığını hissetmediklerinden onları bağışlamamız veya affet­memiz gerekir.
La Boétie tiranın “yardakçıları” (yani bir anlamda devlet görevlileri, bürokratlar) ile halk arasında kölelik derecesi açısından bir fark bulunduğunu vurgular. Halk, “yardakçılara” göre “biraz daha özgürdür “, daha doğru­su biraz daha az köledir. Çünkü halk, “ne kadar kulluklaştırılmış olursa olsun yalnızca kendine söyleneni yeri­ne getirmekle yükümlüdür.” Oysa, siyasal iktidar oda­ğına yakın olmalarından dolayı hiçbir güvencesi bu­lunmayan “yardakçıların”, “ tiranın söylediklerini yap­maları yeterli değildir. Onun ne istediğini düşünmeleri ve hatta onu memnun edebilmek için düşüncelerini ön­görmeleri gerekir.”
İktidarın hegemonik olmasıyla birlikte insanlar, iktidara yalnızca fiziksel olarak değil, duygusal olarak da bağlanırlar ve bunun sonucunda iktidar olgu­sunun içerdiği kulluk-kölelik ağının içine kendi istekle­riyle saplanıp kalırlar.
Reklam
Boyunduruk altında doğan insanlar, kulluk, kölelik içinde büyütülüp eğiti­lirler.” Dolayısıyla bu insanlar, siyasal iktidarı yıkmaya yönelik herhangi bir eyleme kalkışamazlar. Böyle bir eylemin gerektirdiği özgür düşünceden, özgür iradeden yoksundurlar; kurulu düzeni sevip benimse­mekte ve sürdürdükleri yaşamın dışında başka yaşam biçimleri olduğunun ya da olabileceğinin bile farkına varamamaktadırlar.
Boyunduruk altında doğan insanlar, kulluk, kölelik içinde büyütülüp eğitilirler. Bu insanlar daha ileriye bakmadan, doğdukları gibi bir yaşamı sür­dürmekle yetinirler ve bulduklarından başka hakları ve malları olabileceğini düşünmemelerinden de öte, do­ğumlarındaki durumu doğal durumları olarak kabul ederler.
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.